Tüm oklar onları gösteriyor: Rezan Epözdemir ile Gürsel Tekin arasındaki bağ ne?


Geçtiğimiz günlerde "askeri casusluk"tan tutuklanan avukat Rezan Epözdemir ile CHP İstanbul İl Başkanlığı'na kayyım atanan Gürsel Tekin'in bir fotoğrafı çok konuşuldu.

Epözdemir ile Tekin'in tanışıklığı çok eskiye dayanıyor.

Deniz Baykal’ın CHP’nin başında olduğu bir zamanda İstanbul İl Başkanı seçildi. O yıllarda her türlü açılım revaçtaydı. Baykal’la kafa kafaya verip bir “kara çarşaf açılımı” yapmaya karar verdiler. Basının önünde çarşaflı bir kadına rozet takmaktan ibaret olan açılımdan sonra eylemin organizatörü Gürsel Tekin de ünlendi, önemli bir politikacıya dönüştü. 

1989 Türkiye yerel seçimlerinde SHP'den Kadıköy Belediye Meclisi üyesi seçildi. Belediyenin yıkılmasını istediği sinemaya ruhsat verince "resmi evrakta sahtecilik" suçundan 2,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 2011 ve 2015 yıllarında İstanbul milletvekili olarak Meclis'e girdi. 2025'te mahkeme tarafından CHP İstanbul İl Başkanlığı'na kayyım atandı. Atanmadan önce CHP’den istifa ettiğini açıklamıştı, ancak onu bile tam yapmadığı, atanınca anlaşıldı. 

Bu son kariyer girişiminden önce adı bir soruşturma dosyasında daha anılmıştı. "Rüşvet"...

Epözdemir ifadesinde Tekin'den bahsetmişti

"FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne yardım" ve "siyasal ve askeri casusluk" suçlamalarıyla gözaltına alınıp tutuklanan Avukat Rezan Epözdemir ifadesinde ondan söz ediyordu. 

Epözdemir hakkındaki casusluk suçlamasının odağında 21 Haziran 2014’te Galatasaray Adası’nda düzenlenen bir yemekte MOSSAD ajanı olduğu iddia edilen İsrailli eski diplomat Dan Arbell ve CIA bağlantılı Michael Rubin’le aynı masada görüldüğü bir fotoğraf duruyordu.

'Gürsel Tekin’in ricası üzerine katılmak durumunda kaldım'

Gözaltında o fotoğrafı sordular. 


Epözdemir, “CHP Genel Sekreter sıfatıyla Gürsel Tekin’in ricası üzerine katılmak durumunda kalmışım. Masada neler konuşulduğunu duymamışım; zaten benden uzakta konuşulmuş her şey" diye cevapladı. 

Tekin soruşturma sürerken açıklama yaptı, “Yıllardır hem davalarıma hem de birçok toplumsal meseleye gönülden emek veren Avukat Rezzan Epözdemir’e yapılan haksız linç vicdansızlıktır. Eski bir fotoğraf üzerinden bir insanı itibarsızlaştırmak ne hukuka ne insanlığa sığar” dedi. Fakat söz konusu olan sosyal medya linci değil, düpedüz casusluk suçlamasıydı.

Ancak iddia bu kadar ağır olmasına rağmen Gürsel Tekin soruşturmaya dahil edilmedi. Adı da bir süre sonra unutuldu gitti. Fakat kayyım olarak atanınca her şey yeniden hatırlandı.

Her davanın her partinin içinde

Tutuklu Avukat Rezzan Epözdemir Gürsel Tekin’den daha önemli bir isim. Elleri kolları uzun. AKP içinde sağlam bağlantıları var. Bu bağlantılar nedeniyle çözemeyeceği dava olmadığına inanılıyordu. Tutuklanması AKP içinde küçük bir iç savaşa yol açtı. 

Eski AKP Milletvekili Şamil Tayyar, Epözdemir’in serbest bırakılması için başta Mehmet Uçum olmak üzere çok sayıda ismin devreye girdiğini ve Başsavcı Akın Gürlek’e baskı yaptığını iddia etti. 

AKP’li Metin Külünk, “Neden bu panik, Ankara’daki bazı çevrelerde neden bu telaş? İster iktidara yakın, hatta iktidarın merkezinde yer alan hatlarda olsun; isterse muhalefetin hatlarında…” diye sordu. 

AKP'li gazeteci Rasim Ozan Kütahyalı, "Mehmet Uçum’un oğlunun Rezan Epözdemir’le beraber çalıştığı ve Rezan Epözdemir’le Mehmet Uçum’un adli işlerde ortak olduğu Türk adliyelerinde konuşulan bir şeydir" diyerek yangını körükledi. 

Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Can Holding operasyonu sonrası yine aynı ismin hedefindeydi. AKP içinde ciddi bağlantıları olan ve uzun yıllardır kaçakçılık iddialarıyla anılan Can Holding’in 2020’den beri savcılığın takibinde olduğu, toplam 50 milyar dolarlık bir kara para aklamanın tespit edildiği bizzat yandaş basın tarafından servis edilmişti. 

Böyle bir kara para aklama sürecinden 5 yıldır haberdar olunması, buna rağmen ilgili şirketin bünyesine sürekli yeni şirketler, televizyon kanalları katarak büyümesine izin verilmesi her bakımdan şüphe uyandırıcıydı. 

Tayyar, Can Holding operasyonun ardından da şaibe ısrarını sürdürdü; “Operasyonu önlemek için son günlerde kendini paralayan çok kişi oldu, güçleri yetmedi. Örgüt üyelerinin ‘yargının tanrısı’ diye tanımladıkları dostlarının gücü de kifayetsiz kaldı” dedi. İddiasına göre Can Holding operasyonunda ev hepsi verilen ve yurtdışına çıkış yasağı adli kontrol tedbiri uygulanan Kenan Tekdağ’ın, Rezzan Epözdemir ve Mehmet Uçum’la yakın ilişkileri vardı. 

Son günlerde patlak veren her kavganın bir ucu AKP içerisinde, operasyonların bir ucu mutlaka AKP’ye dokunuyor. Arada muhalefetten bir figür de umulmadık bir biçimde kavgaya dahil oluyor. 

Ülke de iktidar da muhalefet de çok sıkıştı. Kanalizasyonlar birbirini ardına patlıyor, güçleri delik tıkamaya yetmiyor. (SOL.ORG)

Blogger tarafından desteklenmektedir.