Özgür Özel Sultanbeyli'de açıkladı: O 'gizli tanık' adliyede intihara kalkışmış! (VİDEO)
İBB iddianamesinin açıklanmasının ardından CHP, ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ mitingini Sultanbeyli’de yapıyor. Tutuklu cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu gönderdiği mesajda "Artık ömrü tükenmiş, günleri sayılı bu iktidar, bir şahsın siyasi hırsları uğruna, devletin tüm imkanlarını kötüye kullanıyor. İcraatla, hizmetle vatandaşın gönlüne girerek değil, rakiplerini zorla saf dışı ederek seçim kazanmaya uğraşıyorlar" dedi. CHP lideri Özel yaptığı konuşmada "Gizli tanıklar ilk başta üç taneydi. Bunların sayısını 15'e çıkarmışlar. Onlarca arkadaşımıza suçlamalarda iftiracıların söyledikleri var. İlk başlarda bir Çınar vardı, her iftirayı o atardı. Sonra bu Çınar'la araları bozulmuş, attığı yalanlar birbiriyle benzememiş. Bu Çınar 7. kata alınmamaya başlanmış, 6. katta intihara kalkışmış. Bütün adliye muhabirlerinin bildiği o olay Çınar'mış. Ondan almışlar, İlke diye gizli tanığa söyletmişler" ifadelerini kullandı.
İBB iddianamesi 237 gün sonra hazırlandı. Söz konusu iddianamede tutuklu cumhurbaşkanı adayı ve seçilmiş İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 2 bin 352 yıla kadar hapsi istendi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek basın toplantısıyla duyurduğu 'İBB soruşturması'na ilişkin iddianamenin dün açıklanmasının ardından, CHP ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ mitingini Sultanbeyli’de yapıyor.
Sultanbeyli Kent Meydanı Atatürk Anıtı önünde düzenlenen mitingde Gürcistan'da düşen kargo uçağında şehit olan 20 asker anıldı.
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, tutuklu cumhurbaşkanı adayı ve seçilmiş İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun mektubunu kamuoyuyla paylaştı.
PROF. DR. AHMET ÖZER: “YÜREĞİMİN YARISINI SİLİVRİ'DE BIRAKTIM”
Yaklaşık 13 aylık tutsaklığının ardından dün tahliye edilen seçilmiş Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Özer de konuşmasında özetle şunları söyledi:
“Ben, 372 günden sonra özgürlüğüme kavuştum. Aranızdayım. Ama buruk bir sevinç benimkisi. Sevinemiyorum bile. Çünkü, yüreğimin yarısını Silivri'de bıraktım. O diğer yarısıyla, size Ekrem Başkan’dan selam getirdim. Belediye başkanlarımızdan, belediye bürokratlarından, siyasilerimizden size sıcak selamlar getirdim. Bugün bu meydana, size, değerli halkıma şükranlarımı arz etmek için geldim? Çünkü biliniz ki sizin buradaki sesiniz Silivri'deki hücrelerde yankılanıyor. Onlar sizden güç alıyor, motive oluyorlar.
“Dün, İBB iddianamesi çıktı. 2 bin-3 bin seneyle Ekrem Başkan yargılanıyor. Nasıl olacak bu barış? Olmaz. Onun için söylemek istediğim şu: Bizler, ülkemiz ve sizin çocuklarınız daha güzel, daha aydınlık bir Türkiye'de yaşaması için elimizden gelen mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu aynı zamanda bizim anayasal hakkımız. Anayasamızın ikinci maddesi diyor ki, ‘Türkiye Cumhuriyeti; insan haklarına saygılı, laik, demokratik, sosyal hukuk devletidir.’ Biz de bunun için çalışıyoruz zaten. Bu süreçte cesurca, meydan meydan, yorulmadan koşan, feraset sahibi Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'in şahsında, bize destek veren bütün genel başkanlara teşekkür ediyorum.”
“BEN VE ARKADAŞLARIM, BAŞIMIZ DİK, ALNIMIZ AÇIK YÜRÜDÜK”
“Bu süreçte iki şeyden dolayı üzüldüm içeride. Sizler adına direndim. Sizin asla emanetinizi yere düşürmedim ben ve arkadaşlarım, başımız dik, alnımız açık yürüdük. Ama bu süreçte dışarıda olup, barış ve demokrasiye fiilen katkı vermediğim için üzüldüm. Bir de Esenyurt'ta 7 ay boyunca gece gündüz çalışırken, Esenyurt'un makus talihini yenmeye çalışırken, Esenyurt'u 21. yüzyıla yakışır bir hale getirmeye çalışırken, birdenbire önümüzün kesilip, bizi hizmetlerden ayrı bırakmaları da en çok beni Esenyurt halkı adına, sizler adına üzdü. Ama merak etmeyin; karanlık koyulaştığında şafak yakın demektir. Ülkemizin demokrasi şafağında buluşmak üzere… Her şey çok güzel olacak.”
Özel'in konuşmasından önce alandaki yurttaşlar Gürcistan'da şehit olan 20 asker için saygı duruşunda bulundu ve İstiklal Marşı'nı okudu. Özel'in konuşmasından önce CHP Arnavutköy İlçe Başkanı Tekin Aras, dua okudu.
CHP lideri Özgür Özel'in konuşmasından satır başları şu şekilde:
“Allah kabul etsin, ruhları şad olsun. Biraz önce hocamız da bahsetti. Ne yazık ki son zamanlarda çok kötü haberler aldık. Gebze’de çöken binada dört vatandaşımızı kaybettik. Dilovası’nda yangında üçü çocuk, altı kadın işçimizi kaybettik. Diyarbakır’da dün iskele çökmesinden dolayı dört işçimizi kaybettik. Hem onların, hem iş kazalarında, iş cinayetlerinde, hem vatan savunmasında hayatını kaybedenlerin, bir kez daha tüm şehitlerimizin aziz hatıraları önünde saygı ile eğiliyoruz. Bu memleket için görev yapan herkesi, polisimizi, askerimizi Allah korusun. Böyle acıları bir daha yaşamayalım inşallah. Çok kötü haberler aldık, almaya devam ediyoruz. Ama dün ilk kez bir güzel haber aldık. Seçildikten sonra 209 gün görev yapabilen, ardından 377 gün hapis yatan, dün bu saatlerde Silivri Cezaevi’nde hücresinde olan Ahmet Özer özgürlüğüne kavuştu ve biraz önce size hitap etti. Onun bir an önce görevine dönmesini beklerken; Silivri’de, İzmir’de, Antalya’da, Afyon’da, Gebze’de, Bolu’da hem partimizin belediye başkanlarının, belediye meclis üyelerinin, bürokratların, hem de Türkiye’nin tüm cezaevlerindeki siyasi tutsakların özgürlüklerine kavuşmasını ve hep birlikte onların bu otobüsün üstünde özgürlüklerini kutlayacağımız günleri bekliyoruz. Onları buradan bir kez daha saygı ile selamlıyoruz.”
“CESARETİNİZ VARSA YARGILAMALARI CANLI YAYINLAYIN”
“Öyle bir adalet krizinin içindeyiz ki 19 Mart sivil darbesinden 237 gün sonra, neredeyse sekiz ay sonra nihayet o iddianame yazıldı. Aylardır bekledik. ‘Artık sabrımız kalmadı’ dedik. ‘Yazın şu iddianameyi de hem iftiralarla hesaplaşalım, hem kendimizi savunalım, hem de bu iddianamedeki haksızlıkları, yalanları yargılayalım’ dedik. Şimdi en sonda söyleyeceğim lafı başta söylüyorum. Ekrem Başkan, bütün arkadaşlar, parti olarak biz bütün aileler bekliyoruz ki cesaretiniz varsa yargılamaları canlı yayınlayın. Millet haklıyı da görsün, iftiracıyı da görsün. Bakın ben bunu söylediğimde, Ekrem Başkan söylediğinde Devlet Bahçeli de destek vermişti. Bütün muhalefet partileri destekliyor, Devlet Bey destekliyor. Adalet ve Kalkınma Partisi’nden, bir tek onlardan ses çıkmıyor. Çünkü onlar yaptıkları kumpası biliyorlar. Çünkü onlar bu davanın hukuki değil; siyasi olduğunu, Ekrem Başkan’ın önünü kesmek için olduğunu, Cumhuriyet Halk Partisi’ni iktidardan uzaklaştırmak için olduğunu biliyorlar. Değilse Sayın Erdoğan hodri meydan, canlı yayın istiyoruz. Milletin önünde hesap vermek istiyoruz. İddianamenin ilk sayfalarında istifaya davet ettiğiniz kişinin… Daha güya soruşturma gizli, iddianame yok. Kimse bir şey öğrenemez. Avukatlar öğrenemiyor dosyayı ama çıktı birisi dedi ki ‘Bir ahtapot var. Kafasında Ekrem İmamoğlu var. Kolları bütün Türkiye’ye uzanıyor.’ O gün, o bunu dediğinde karşısına gerçek ahtapotu çıkarıp gösterdik. Kollarını gösterdik. AKP’nin gerçek ahtapotunu gösterdik. O gün bugün ‘ahtapot’ demedi ama iddianamede daha ilk sayfada ‘ahtapot’ yazıyor. Dört kez ahtapot ismi geçiyor. Buradan soruyorum: Ya bu iddianameyi yazan her zaman söylendiği gibi haftada bir gidip yürütmenin başına bilgi veriyor, emirlerini alıyor. Ya da bu ülkeyi yöneten kişi yargılamayı yapanlara doğrudan talimat veriyor. Hangisi olursa olsun o ahtapotun kolları değil ama bu milletin adalet arayan iki eli yakanızdadır, bunu bilesiniz.”
“Buradan, son seçimde en çok oyu AK Parti’ye veren Sultanbeyli’den, geçmişte rekor oylar veren Sultanbeyli’den Sultanbeyli’nin vicdanına, insafına sığınarak ve şahitliğine başvurarak soruyorum: Var mısın Sayın Erdoğan, çıkaralım Siyasi Ahlak Kanunu’nu bir günde? Tüm siyasetçiler, sen de ben de Ekrem Başkan da siyaset öncesinden bugüne kadar kim zenginleşmiş, kimin varlığı artmış, kim haram yemiş? Millet görsün. Hodri meydan. Sayın Erdoğan bak burada ne var? Burada Özgür Özel’in alyansı var. Hani diyordun ya. ‘Siyasete girerken bu vardı. Siyaseti ben bırakırken, zenginleşmişsem bilin ki çalmışımdır’ diyordu. Benim, Ekrem Başkan’ın, bizim yüzükten geldiği noktada izah edemeyeceğimiz tek kuruşumuz yok. Ama sen o yüzüğün üstüne neler koydun be adam, neler koydun? Bunu anlat önce”
“UMUT SİZDEDİR, UMUT MÜCADELEDEDİR”
“Erdoğan, yarın özür dilerse, bu ailelerden özür dilerse, bu zulümden dönerse, bir sandık getirirse kolay yol oradadır, demokratik yol oradadır. Yoksa o sandığı bulana kadar, ucundan tutana kadar, bu iktidarı değiştirene kadar; sokak sokak, meydan meydan mücadeleye var mısınız? Var mısınız? Var mısınız? Biz korkmuyoruz, biz geri adım atmıyoruz. Biz kazanacağız, mücadele kazanacak. Türkiye kazanacak. Her birinize inanıyorum, her birinize güveniyorum. Ve sizin gözlerinizde cesareti, kararlılığı ve gelecekte kazanacak olanları görüyorum. Enerjiniz hiç bitmesin, mücadele azminiz bitmesin, meydanları bırakmayın, direnmeyi bırakmayın. Biz kazanacağız, biz kazanacağız, biz kazanacağız. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz. Hoşça kalın, hepinizi çok seviyoruz. Evlerinize güle güle gidin. Sevdiklerinize selam söyleyin. Çağrılınca gelin, meydanları bırakmayın. Mücadeleyi bırakmayın. Umut sizdedir, umut Sultanbeyli’dedir, umut mücadelededir. Umut İstanbul’da, Umut Anadolu’dadır. Biz kazanacağız, biz kazanacağız, biz kazanacağız. Türkiye kazanacak. Sağ olun, var olun." (CUMHURİYET)







