HIDE

GAZETE DEMOKRAT / EKONOMİ

GRID_STYLE

SON HAVADİS

SHOW_BLOG

Hayatımda ilk kez böylesi bir vahşete tanık oldum

BDP’nin 14 Temmuz’da Diyarbakır’da düzenlemek istediği gösteriye katılan Avrupa Parlamentosu Milletvekili ve Avrupa Parlamentosu Kadın Hakla...

BDP’nin 14 Temmuz’da Diyarbakır’da düzenlemek istediği gösteriye katılan Avrupa Parlamentosu Milletvekili ve Avrupa Parlamentosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu Başkanı Mikael Gustafsson ve Sol Parti’nin Uppsala ili Dış İlişkiler Sözcüsü Yekbun Alp, Diyarbakır’da olanların savaştan farkı olmadığını ve yaşamlarında ilk kez böylesi bir vahşete tanık olduklarını söyledi. 

Gustafsson Türkiye’nin AB’ye uyum sağlamak için eşitlik alanında yaptığı çalışmaları incelemek amacıyla Ankara’da bir dizi temaslarda bulunduktan sonra, BDP’nin düzenlemeyi planladığı mitinge katılmak için Diyarbakır’a geçmişti.

İzlenimlerini öğrenmek için görüşlerine başvurduğumuz Gustafsson Kürt Halkını temsil eden BDP’nin gösteri yapmasına izin verilmemesinin ve gösteriye katılan milletvekili ve halka saldırılmasının Türkiye’de ifade ve gösteri yapma özgürlüğünün olmadığını gösterdiğini söyledi. Yaşamında ilk kez Kürdistan’da yapılan bir gösteriye katıldığını ve polisin vahşice saldırısının kendisini şoke ettiğini belirten Gustafsson şunları söyledi: 

“Her köşebaşında panzerler vardı. Ben BDP’li milletvekilleri ile birlikteydim. Polis gösterinin yapılacağı meydana gitmemizi engelledi. Biz meydana gitmek için ısrar edince tartışma çıktı. Polis göz yaşartıcı bomba attı. Bombadan ben de etkilendim ve yüzümü yıkadım. Milletvekilleri ve halk geri çekilmeyince polis ikinci kez gaz bombası, biber gazı ile saldırdı. Aynı zamanda da tazyikli su sıktılar. Tam bir kaos ortamı yaşandı. Gaz bombasından sakatlanan insanlar yerlerde yatıyordu. Halk polis saldırısından kurtulmak için Camiye sığındı ama polis saldırısını orada da sürdürdü.”

Gustafsson Avrupa Birliği’ne üye olmak isteyen bir ülkenin talepleri için meydanlara çıkmak isteyen halka saldırmasını kabul edilemez olarak nitelendirdikten sonra şu değerlendirmeyi yaptı: “Devlet şiddet kullanarak halkı korkutmak ve gücünü göstermek istiyor. Türkiye, Kürt Halkına ülkede yaşayan diğer insanlara tanıdığı hakları vermek istemiyor. Tanık olduğum saldırılar beni çok kaygılandırdı. Halkın iradesini temsil eden partiler ve milletvekillerin politik faaliyetler yürütmesine izin verilmiyor. En temel insan hakları için mücadele eden Kürtler asılsız suçlamalarla tutuklanıyor. Saldırı ve tutuklamalara haklılık kazandırmak için terörist olmakla suçlanıyorlar.”

Gustafsson İsveç Hükümetinin saldırılara karşı sessiz kalmasına, Cumhurbaşkanı Gül’ün Eylül ayında yapacağı İsveç ziyaretinde Parlamentoda konuşma yapmasına izin verilmesine de tepki gösterdi. 

Yekbun Alp da bir çok kez Kürdistan’da polisin saldırısına uğrayan gösterilere katıldığını ancak 14 Temmuz’da ilk kez polisin bu denli şiddete başvurduğuna tanıklık yaptığını söyledi . 

Son gösterinin Kürt halkının haklarını ve Önderi Öcalan’ı savunmadaki kararlılığı tüm dünyaya gösterdiğini belirten Alp saldırılara karşı sessiz kalan Avrupa Birliği ve İsveç’e “Artık üç maymunu; aptal, disiz ve körü oynamaktan” vazgeçmeleri çağrısında bulundu. 

Diyarbakır’daki manzaralarının savaşı andırdığını belirten Alp, Türk devletinin 30 yıldır Kürt Halkının mücadelesini engelleyemediğini ve bundan sonra da engellemeye gücünün yetmeyeceğini söyledi. 

Business News