Resmi rakamlara göre, 51 kişinin hayatını kaybettiği Hatay Reyhanlı’daki bombalı saldırı ile ilgili ihmaller ve ihtimaller konuşulmaya...
Resmi rakamlara göre, 51 kişinin hayatını kaybettiği Hatay Reyhanlı’daki bombalı saldırı ile ilgili ihmaller ve ihtimaller konuşulmaya devam ediliyor.
Uzun süre yayın yasağı uygulanan Hatay ile ilgili yasağın kalkmasından sonra bölgeye giden gazeteciler yeni bilgiler geçmeye devam ediyor. Sosyal medyaya yüklenen ve ismi öğrenilemeyen bir vatandaşın anlattıkları olayı tüm çıplaklığıyla ortaya seriyor.
Aşağıda izleyeceğiniz görüntüler bir Reyhanlı’daki bir vatandaşın yaşadıklarını ve sitemlerini yansıtıyor.
HİÇ KİMSE GELMEDİ
Patlama sırasında olay yerine sadece 50 metre uzaklıkta olduğunu belirten vatandaş, uzun süre olay yerine kimsenin gelmediğini, yaralılara kendilerinin müdahale ettiğini ve ilk ambulansın 40 dakika sonra geldiğini anlatıyor. Asıl çarpıcı bilgiyi ise bombalı araçlardan bahsederken veriyor.
DEFALARCA DEDİK
Olay anını tüm detaylarıyla anlatan vatandaş şöyle devam etti:
“Biz defalarca dedik. Bunlar aramızda olmaz dedik. Ruhsat yok, en al elli tane dükkan açtılar. Açıkça dedik, bunları buradan çıkarın. Çıkartmadılar, 4 gün sonra bomba geldi. Göstere göstere bombalar geldi. İki ay önce buralarda 3 arabanın dolaştığını Emniyet de biliyor.
BİR GÜN ÖNCE O ARAÇ ORADAYDI
Bir gün önce belediyenin önünde bir araba duruyor. Kadınlar şüpheleniyor. Üst kattaki mülk sahibi Fikret Koyuncu aşağı iniyor. Polise telefon açıyorlar ve polisler arabanın yanına geliyor. Hiçbir beyanat vermeden, o araba oradan çekilmeden iş ikinci güne bırakılıyor ve o bomba orada patlıyor.
Bu kadar duyarsız insanlar. Uluslar arası mülteci kanunlarında bu var mı?
ARAMIZA 60-70 BİN İNSAN GETİRDİLER, HEPSİ SİLAHLI
Aramıza 60-70 bin insan getirdiler, hepsi silahlı. El Kaideci, Çeçen, Pakistanlı, Suudlar… yer aldılar, satın aldılar.
Başbakan çıkıp bunlar benim misafirlerim dedi. Ak Partili belediyelere, Emniyet’e baskı yapıp ‘siz bunlara yardımcı olacaksınız’ denirse ve bunlar kendi vatandaşını ezerse…
Buradan eşya çalıp öbür tarafa kullanılmak üzere götürüyorlar. Hudud yok, sınır yok, gelip ticaret yapıyorlar.
BENİM HALKIMIN DA SUÇU VAR
Bunda bizim de suçumuz var. Gidin bakın her evde tencerelere kadar mazot dolu. Mazotun litresi 1 lira 30 kuruşa düştü. Bunların işbirlikçileri bizleriz…
Türkler onların adına dükkan açıp verdiler. Çünkü bir rant var. Ticaretini yapıyoruz, kaçakçılığını yapıyoruz ve bu ülkeye hiçbir vergi getirmiyoruz. Biz önce işbirlikçiyiz.
ŞU 3-4 GÜN GEÇSİN
Ama şu bilinmelidir. Şu 3-4 gün geçsiz, şu ölü toprağı bi atıldız hiçbir Suriyeli’nin burada yaşama ihtimali kalmaz. Suçlu olsun olmasın, sığınmacı olsun olmasın… Cenazesi olan insanlar bir hafta sonra sokağa döküldüğünde ölen birinin kardeşini susturamazsınız. Ne BM, ne NATO, ne Amerika ne de Tayyip’in buna gücü yetmez artık.
Ben bir mülkiyeliyim, ben 68 kuşağından gelen bir kaymakam adayıyım. Burası bitti ve artık herkes uyansın.
Son olarak söylemek istediğim, Sünni –Alevi çatışmasını kimse yaratmasın. Biz bunu kabul etmeyiz.
İki… Suriyeliler bizim düşmanımız değil. Ama kandıranlar utansın. Böyle bir şey olamaz. Yurtta sulh cihanda sulh ilkesi bırakıldı. Ey Tayyip, ey Davutoğlu, emperyalistler sana pay bırakır mı?
Bu politikaları bırakı ve Suriye’ye gösterdiğiniz özeni kendi vatandaşınıza gösterin.
Yazıklar olsun.