İnsan Hakları Derneği, Reyhanlı Katliamı’na ilişkin yaptığı açıklamada 2 Nisan’da hazırladıkları raporun katliamın habercisi olduğunu a...
İnsan Hakları Derneği (İHD), bugün (19 Mayıs) Reyhanlı Katliamı’na dair bir basın açıklaması yaptı. İnsan Hakları Derneği ve İnsan Hakları Savunucuları olarak Reyhanlı Katliamı’na duyarsız kalınamayacağının belirtildiği açıklamayı, İHD MYK Üyesi Hatice Can yaptı.
“Hükümet iki yıldır Suriye’de iç savaşı kışkırtıyor”
Can yaptığı açıklamada, “Özgür Suriye Ordusu”nu silahlandıran, Hatay’daki kamplarda eğiten ve Suriye’ye gönderen, yaralı ÖSO militanlarına sağlık hizmeti veren hükümetin, iki yıldır Suriye’de iç savaşı kışkırttığını söyledi. Reyhanlı’nın sınır güvenliğinin ÖSO militanlarına terk edildiğini belirten Can, silahlı militanların hiçbir denetim, kontrol olmaksızın şehir içinde serbestçe dolaşabildiğini vurguladı.
“Reyhanlı Katliamı’nın bütün siyasi sorumluluğu AKP’nindir”
Reyhanlı’da 51 yurttaşın canına mal olan kitle katliamının, AKP’nin izlediği savaş siyasetinin bir sonucu olduğunun altını çizen Can, “Reyhanlı’nın sorumlusu AKP hükümetidir” dedi.
Can konuşmasında, AKP’nin katliam faili olarak uyuşturucu ve silah kaçakçılığından sabıkalı kişileri göz altına alması ve tutuklanmasının kamuoyunu tatmin etmediğini vurguladı.
Ayrıca, Türkiye’de bulunan ve statüsünün ne olduğu açıklanmayan Suriyeli silahlı kişilerin kamplarının bir an önce kapatılması gerektiğini söyleyen Can, sivil Suriyelilerin belli bir denetim ve disiplin çerçevesinde statüsü belirlenerek uluslararası kurallara uygun bir şekilde barınma ve yaşam olanaklarının sağlanması gerektiğini de belirtti.
İHD’nin 2 Nisan’da açıkladığı rapor dikkate alınmadı
2 Nisan’da İnsan Hakları Derneği Genel Merkezi, “Hatay” raporu açıkladı. Suriye’de yaşanan çatışmaların ve yaşanan göçün Antakya halkını derinden etkilediği, gerilim ve kutuplaşmayı körüklediği tespit edilmişti. Ancak bu raporda dikkat çekilen kaygılara hiçbir önem verilmedi, önlem alınmadı. Hatice Can, basın açıklamasında İHD’nin 2 Nisan’da açıkladığı rapora da değindi. Can rapora ilişkin şu ifadeleri kullandı:
Farklı inanç ve kültürlerin yüzyıllardan beri bir arada yaşadığı, çok kültürlü bir yapısı olan Antakya’nın farklı din ve mezheplerle barış içinde yaşamaktayken, Suriye’deki gelişmelerin, burada yaşayan tüm kesimleri tedirgin ettiğine dikkat çekilerek; Suriye’de çatışmaların devam etmesinin ve hükümetinin tutumunun halklar arası ön yargı ve düşmanlıkları körüklemekte, bu durum da çatışma endişesini artırmaktadır, denilmiştir.”
“Antakya’da gerilim patlama noktasına gelmişti”
Antakya İskenderun’da ayinlere katıldıktan sonra Suriye’ye dönerken kaçırılan iki hıristiyan din adamının yaşamından duyulan endişenin de belirtildiği raporda, Alevi din adamı Ali Yeral’ın evine düzenlenen saldırıya ve tehdit mektubuna da dikkat çekilmişti.
Söz konusu raporda, Suriye’de en kanlı saldırıları düzenleyen El Nusra militanlarının örgütü sembolize eden bere ve flamalı araçlarla Reyhanlı cadde ve sokaklarında serbest bir şekilde dolaşması, ayrıca sırt çantalı kamuflaj kıyafetli telsizli militanların Reyhanlı’da sokaklarda gezmesi halkın tedirginliğini, can güvenliği endişesini artırdığı vurgulanmıştı.
“Raporumuzdaki kaygılar insan yaşamını yok edecek biçimde gerçekleşti”
Hatice Can açıklamasında, Suriye’de yaşan çatışmalar ve yaşanan göçün Hatay halkını derinden etkileyeceğinin ön görüldüğünü ve ulusal kamuoyu ile de paylaşıldığını belirtti. Can konuşmasını devamında, “Raporumuzdaki kaygılılarımızın insan yaşamını yok edecek biçimde gerçekleşmiş olması insan hakları camiasını derinden üzmüştür” dedi.
“Savaş siyasete ve ÖSO’nun desteklenmesine son verilsin”
İnsan Hakları Derneği olarak, emperyalist devletlerin bölge politikalarının bir parçası olarak komşu halklara yönelik savaş siyaseti güdülmemesi gerektiğini vurgulayan Can, Özgür Suriye Ordusu çetelerine Türkiye’den sağlanan desteğe bir an önce son verilmesini söyledi.
Bu açıklama sonrasında İHD, Reyhanlı’daki patlama sonrasında neler olduğu ile ilgili ayrıntılı bir İnceleme Raporu yayımlayacak.
