*
Memlekette ne banka bıraktı kardeşim, ne telefon, ne liman... Milletin malını el âleme sattı. Dereleri satıyor. Mayınları temizliycez ayağıyla Polonya sınırını komple İsrail’e peşkeş çekmeye kalktı. Tarımı haşat etti, Uruguay’dan inek, Afrika’dan saman getiriyor. Yabancı mal istilasına uğradılar, don lastiğini bile ithal eder hale geldiler. Köle maaşına çalışıyorlar. Hâlâ gidip buna oy veriyorlar.
*
İyi kötü merhabaları vardı, Avusturya’dan Hollanda’ya kadar, komşuların alayıyla papaz oldu. Davos’a bile küstü, İsviçre’ye gitmiyor. Daha düne kadar ahretlik kardeşim dediği, birlikte tatil yaptığı Danimarka Kraliçesi’ne kafayı taktı, devirmek için dinci teröristler getirdi, sınıra kamplar kurdu, silah verdi, illa savaş çıksın diye Danimarka helikopterini düşürdü. Bravo, yola devam diyorlar.
*
Her yere birbirinden çirkin, sefertası gibi binalar dikiyor. Münih’teki son yeşil alanı alışveriş merkezi yapıcam diye tutturdu, itiraz eden gençleri polise öldürttü, gözlerini çıkarttı. Alkışlıyorlar.
*
Alman çocuklarını Taliban haline getirmeye çalışıyor. Taliban olmasınlar da, tinerci mi olsunlar diyor. İlkokullarda şiir kitabı dağıttı mesela... “Çocuklar savaşmaya gelin, hiç olmazsa harçlıklarınızı gönderin, mermi alalım” diye cihat çağrısı var. Bebelere bi canlı bomba yeleği giydirmedikleri kaldı. Anne-babalar pek memnun, çok başarılı buluyorlar.
*
Türkiye’de yaşayan Alman vatandaşlarını din-iman’la dolandıran Keriz Feneri diye bi dernek vardı. Bizim hükümet yakaladı bu dolandırıcıları... Bu Merkel, oralı bile olmadı, üstünü örtmek için elinden geleni yaptı. Hatta, mevzuyu kurcalayan Alman savcılarını görevden aldırtıp, hapse tıkmaya çalıştı iyi mi... Allah memlekete hırsızın hayırlısını versin deyip, takdir ediyorlar.
*
Üç dönemdir Almanya’yı yönetiyor, hâlâ mağdurum diyor. Ağlıyor.
Üzülüyorlar.
*
Her seçim öncesinde petrol buldum diyor. Seviniyorlar.
*
Kızlı-erkekli parkta nasıl oturulacağına karışıyor. Kaç çocuk doğurulacağına karışıyor. Nasıl doğurulacağına karışıyor. Ne içileceğine karışıyor. Hangi dizilerin seyredileceğine karışıyor. Tiyatroların senaryolarına karışıyor. Heykellerin şekline karışıyor. Bugüne kadar kimin yaşam tarzına karıştık diyor. Valla öyle, hayatımızda bu kadar özgürlük görmedik deyip, üçüncü defa seçtiler.
*
Her millet layık olduğu şekilde yönetilir diye boşuna dememişler...
Böyle başa böyle tarak.
Almanlara müstahak.YILMAZ ÖZDİL-HÜRRİYET