MUSUL MASALLARI
Esad yerli yerinde duruyor ve sınırın hemen öte yakasında ise isyancı şeriatçı militanlar “oyun kurucunun” konsolosunu rehin alıyorlar
Demek ki neymiş?
Büyük Devlet olmak kolay değilmiş!
“Ortadoğu’nun Oyun Kurucusu” olma iddiasıyla sahaya çıkanlar, bugün yaşadıkları bozgunun yıkımını toparlamaya çalışıyorlar.
Hazmetmek kolay değil elbet; devletin resmi konsolosu da dâhil olmak üzere, 49 kişi IŞİD tarafından tutuklanmış durumda.
IŞİD kim? Irak Şam İslam Devleti adındaki oluşum.
Yani El Kaide’nin Irak-Suriye kolu! Onların kurduğu yapay bir devlet.
Şeriatçılar yani!
Esad rejimine karşı bizimkilerin daha geçenlerde alttan destek verdiği militanlar.
Atalarımız “Büyük lokma yut, büyük laf etme” derler.
Ama nerde atasözlerini dikkate alan?
Bizde artık ne kadar büyük laf edersen, o kadar itibarın artıyor.
Tabi sınırların bu tarafında atıp tutmak zor değil!
Eleştirene ver gazı!
Ses çıkarana bas sopayı!
İçerde “Türk’e Türk, Müslüman’a Müslüman propagandası” yapmak kolay yani.
Polisiyle, askeriyle, mahkemesiyle iktidar elinde çünkü.
Zor olan iradeni sınırların dışında da kabul ettirebilmek!
Parmak sallayarak “O Esed gidecek” derken gelinen noktaya bakın!
Esad yerli yerinde duruyor ve sınırın hemen öte yakasında ise isyancı şeriatçı militanlar “oyun kurucunun” konsolosunu rehin alıyorlar.
Aynen daha öncekiler gibi!
2003’te Irak’ın Süleymaniye şehrinde Amerikan askerleri Türkmenlerle destek vermek için giden Türk Özel Kuvvet birliğini esir almışlardı.
Hem de kafalarına çuval geçirerek!
60 saat sürdü bizim özel subayların sorgulanması. Ve Türkiye gıkını çıkaramadı.
Ya Mavi Marmara? Gazze’deki İsrail Ambargosunu kıracağız inadı, kaç kişinin hayatına mal olmuştu.
Ne oldu sonra? Hiçbir şey!
Kerkük’te Osmanlı arşivi yakıldı! Bir tarih kül oldu!
Mekke’de Osmanlı kışlası yıkıldı! Bir miras tarihten silindi?
Ankara bağırdı çağırdı! Sonuç? Koca Bir Hiç!
Demek ki neymiş? Sözü dinlenen büyük devlet olmak kolay değilmiş!
Ne demişti atalarımız? Kırk defa düşün, bir defa söyle!
Ya büyük laf etmeyeceksin! Ya da söyledin mi geri adım atmayacaksın!
Ya askerlerini göndermeyeceksin!
Ya da gönderdin mi o toprağı, o binayı, o azınlığı ölümüne koruyacaksın!
Kerkük’teki askeri birliğin ağır silahları vardı! Ama tek silah patlamamıştı!
Musul Konsolosluğu’nda da 30 özel harekâtçı vardı!
En modern silahlarla, en yeni savunma teknolojileriyle, ve bir haftalık mühimmatla!
Ama orada da tek silah atılmadı.
Şimdi şu an şeriatçı milislerce sorguya çekiliyorlar! Bir zamanlar başlarına çuval geçirilen subaylar gibi.
Ankara ise, demeçler veriyor!
Musul masallarından çıkan ders;
Demek ki neymiş? Büyük devlet olmak kolay değilmiş!
İçerde “kendi halkına” dayılanıp, dışarıda “yabancılar önünde” boyun bükmekle büyük devlet olunamıyormuş.
TARIK DEMİRKAN-11 Haziran 2014-SENDİKA.ORG