Kesintisiz Devrim’in yöntemi: Tamamlanamamış bir
Manifesto’nun devrimci eylemle tamamlanması
Kızıldere katliamıyla sona eren 1971 Devrimci Direnişi, Türkiye Sosyalist Hareketi’nin tarihsel bir dönemini kapattı, yeni bir tarihsel dönemini açtı. Faşizme ve emperyalizme karşı silahlı devrimci mücadele ve direniş, Türkiye Sosyalist Hareketinin ideolojik altyapısını bir bütün olarak değiştirdi; Marksizm’i pasifizmin ve kuyrukçuluğun bir mazereti olmaktan çıkardı, devrimcilerin bir silahı haline getirdi. 1971 Devrimci Direnişi’nden sonra Türkiye tarihinin hiç görmediği bir ölçekte kitleselleşen sosyalist hareket, 1971 öncesinde yaptığı birçok tartışmayı bir daha hiç yapmadı. Zora dayanan devrim, proletaryanın devrimdeki öncülüğü, Leninist parti, Kürt sorununun “Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı” temelinde çözümü, sosyalist hareketin ön kabulleri haline geldi. Sosyalist hareketin bu ideolojik dönüşümünde, THKP-C’nin devrim, örgütlenme ve mücadele anlayışını formüle etmek üzere kaleme alınan “Kesintisiz Devrim” broşürleri ve bu broşürlerde formüle edilen görüşlerin ön tartışmalarını oluşturan Mahir Çayan’ın diğer makaleleri güçlü bir rol oynadı.
Kesintisiz Devrim’in yöntemi ve planı
Kesintisiz Devrim’in Önsöz’ünde bazı yöntemsel vurgular dikkat çekiyordu.
Broşürün amacı, “Devrim anlayışımızı, buna bağlı olarak örgüt ve çalışma tarzı anlayışımızı, Marksist devrim teorisinin, zaman içinde derinleşip zenginleşmesinin nasıl bir rota izlediğini belirterek ortaya koymak” olarak belirlenmişti. Burada dikkat çekici olan, örgüt ve çalışma tarzı anlayışını “devrim anlayışı”na bağlı olarak şekillendirme ve bunu da Marksist devrim teorisinin tarihsel bir kavrayışı çerçevesine yerleştirme yönteminin benimsenmesiydi. Yani Kesintisiz Devrim, reçeteci, doktriner bir metin değil, tarihselci-eleştirel bir metin olarak kaleme alınıyordu. Öte yandan, örgüt ve çalışma tarzı konularını, o günlerde moda olduğu üzere, başka devrimci deneylerden zaman ve mekân gözetmeksizin, parça parça yapılan “devşirmelerle” değil, Türkiye’ye ilişkin olarak geliştirilen bir Marksist devrim anlayışı ile bütünlük içinde ele alma iddiasındaydı.
Kesintisiz Devrim bu yönteme uygun biçimde üç kısımda planlanmıştı:
Birinci kısım, Marks, Engels ve Lenin dönemlerinin Marksist devrim teorisini;
İkinci kısım, Leninist Kesintisiz Devrim Teorisi’nin sömürge ve yarı-sömürge ülkelerin pratiklerine uygulanmasını konu alıyordu. Stalin ve Mao’nun ayrı Kesintisiz Devrim yorumları; “Kapitalist olmayan yol” ve Milli Demokratik Devrim Teorisi bu kısımda tartışılacaktı.
Üçüncü kısım ise, emperyalizmin temel ve dönemsel özellikleri, Leninist Kesintisiz Devrim anlayışının yeni şartlar karşısında zenginleşip derinleşmesi, yarı-sömürge ülkelerin devrim stratejisi, Küba devriminin devrimci ve revizyonist yorumları, Türkiye Devriminin Yolu’nu içerecekti.
Broşür dizisinin yalnızca birinci kısmı tamamlanabildi ve basıldı. İkinci ve üçüncü kısımlar hiçbir zaman planlanan biçimde tamamlanamadı. “Kesintisiz Devrim II-III” olarak bilinen bölüm, “Mayıs Darbesi”nin ardından Parti’ye egemen olan sağ sapmayı tasfiye etmek amacıyla, Maltepe Firarı sonrasında, son derece ağır şartlar altında kaleme alındı. Broşürün bu kısmı, yazım planındaki içeriğin önemli bir bölümü ihmal edilerek ve orijinal kaynaklara başvurulamadan yazıldı. Kesintisiz Devrim II-III’te Kesintisiz Devrim anlayışının Sömürgesel Devrim’e nasıl uygulandığı (Stalin ve Mao’nun yaklaşımları) ve Yeni Sömürge Devrimlerinin genel teorisi (Küba Devrimi’nin devrimci ve revizyonist yorumları) sistematik bir bütünlük içinde tartışılamamış, Asya Tipi Üretim Tarzı tartışmasına bağlı olarak ileri sürülen “Kapitalist Olmayan Yol” ve Yeni Sömürgecilik ilişkilerini kavrayamayan Milli Demokratik Devrim tartışmaları yapılamamıştı.
Boşluğu dolduran devrimci eylem
Kesintisiz Devrim’in bu eksiklerine karşın, ’71 Direnişi öncesinde sosyalist hareketin düşünce evreninde önemli bir yer tutan ATÜT, Kapitalist Olmayan Yoldan Sosyalizme Geçiş ve Milli Demokratik Devrim kavramları ’71 Direnişi sonrasında kenara itildiler. 71 sonrasının genç devrimcileri için bu teori ve kavramlar, Türkiye Devrimci Hareketi’nin tarih öncesine ait, açıklayıcı ve ön açıcı özelliği olmayan ölü formüllerdi.
Gerilla savaşı “başarı ile yürütülememişti”, ama salt uygulanabilir olduğunun gösterilmesi dahi, genç devrimcilere Marksizm ve Leninizm’i bir “devrimci eylem kılavuzu” olarak kullanma fikrini kazandırmaya yetmişti. Marksist çözümleme araçlarını tarihselliklerinden, bağlamlarından kopararak “entelektüel gevezelik” veya günün devrimci görevinden kaçmak için kullanan ’71 öncesinin küçük burjuva oportünistlerine karşı tepki, teorik planda tamamlanamayan bu tartışmaları politik planda tamamlamıştı.
Kesintisiz Devrim’in yöntemi ve planı, bugünün devrim, örgüt ve çalışma tarzı anlayışlarımızı oluştururken başvuracağımız temel bir tarihsel başvuru noktası olarak canlılığını koruyor. Tıpkı “Onlar’ın”, devrim için mücadeleye atılan her yeni militanda yaşamaya devam ettikleri gibi. FERDA KOÇ-SENDİKA.ORG