Sosyal medya Çağlayan konusunda da ikiye (hatta daha fazlasına) ayrıldı. Tartışmalardan biri eylemcilere “terörist” denilip, denilemeyeceği hakkındaydı.
Şimdi bir an Norveç’te yaşayan bir dilbilimci olduğunuzu ve Türkiye’deki bu tartışma hakkında fikrinizin sorulduğunu düşünün. Tartışmanın taraflarıyla ilgili bir fikriniz olmasın ve soruyu sadece dilbilimi anlamında yanıtlayın.İşte bu metinde meseleye “taraf” olmadan, bir dilbilimci gibi açıklamaya çalışacağım.
Evet. Çağlayandaki eylemciler bir eylem yaptılar ve bu nedenle geniş anlamıyla bir eylemciler. Sokak hayvanlarının aşılanması için eylem yapan emekli teyzeler de bu hareketleriyle birer “eylemci”dirler. Aslında varoluşsal olarak belki de her hareketimiz bir eylemdir, “eylemsizlik” dahil.
Öte yandan Çağlayan eylemcilerin yaptığı eylem bir “terör” eylemidir. Bu nedenle bu eylemcilere “terörist” demek, lengüistik olarak en doğru tanımdır.
Teröristin dil derneği sözlüğündeki açıklaması şöyledir: “Siyasal davasını kabul ettirmek için karşı tarafa korku salacak davranışlarda bulunan, eylemler yapan kimse.”
Dün öldürülen iki genç, tam da bunu yapmışlardır. Belli bir siyasi görüşleri vardır ve bu görüşlerini kabul ettirmek, isteklerini gerçekleştirmek amacıyla korku salıcı, silahlı bir eylem yapmışlardır.
İki gencin terör eylemi yaptığı ve bu nedenle “terörist” olacakları konusunda ikna olmuşsanız, konuyu bir basamak yukarıya taşıyalım. Çünkü esas tartışılan şey, bir basamak yukarıda.
Berkin Elvan bir terörist değildir. Küçük bir çocuktur, korku salacak durumu yoktur, iddialara göre cebinde bulunan sapan ve bilyeler, ne hükümete, ne de karşısında Toma’lar, zırhlar, ağır silahlarla duran polisleri için korkutucudur.
Konuya Norveçli dilbilimci gibi bakarsanız, şu sonuca ulaşırsınız: “Berkin’i vuran polisler, hem birey olarak “terörist”, üniformasını taşıdıkları kurum olarak da “terör örgütü”dür. Girdikleri mahalleye korku saçan onlardır, ağır silahlarıyla eylem yapan yine onlardır, dolayısıyla polis teşkilatı bir terör teşkilatıdır.”
Biraz daha yukarı:
“Terör devleti” tanımı “soru suali”, “cevap yanıtı”, “beyaz akı” gibi saçma bir sözdür. Devletler zaten teröristtir, devlet demek, terör demektir.
Devletler düşmanlarına korku salmak için silahlı güçler barındıran, sınırlarını ve iktidarlarını her türlü korku nesnesiyle koruyan devasa terör örgütleridir. Norveçli dilbilimci alınmasın ama, kendi cici devletleri de bu tanımın içindedir. Bütün devletler teröristtir. Din devletleri, sosyalist devletler, kapitalist devletler, hiç eksiksiz, hepsi…
Hatta buna “devlet adayları” da dahil. Bu işin büyüğü küçüğü olmaz, güçlüsü zayıfı olur. Örneğin dünyanın en güçlü teröristi Barrack Obama, en güçlü terör örgütü ABD’dir. O kadar güçlüdür ki, Irak’ın ortasında bir çocuk hastanesini bombalarken gömleğinin ütüsü kaçmaz ve beş dakika sonra bir anaokulunda çocuklara masal okuyarak seven kalpleri fethedebilir.
Siyasal davalar iktidar alanları açmayı amaçlar. Bazı iktidar alanlarını açmamıza gerek yoktur, bu alan zaten açılmıştır ve biz doğarak bu alana hazır konmuş oluruz.
Zenginlik muhteşem bir iktidar alanıdır. Paranızla bahçenizi koruyacak köpek alabilir, güvenlik gücü kiralayabilirsiniz. Köşkünüzün yüksek duvarları ve heybetli aracınız çevrenize iktidar, itibar, hayranlık (aslında bunların tamamı ‘korku’dan kaynaklanır) saçar. Vergi verdiğiniz devlet sizin mülkünüzü korumak için silahlı güçler besler ve adalet saraylarının en sevdiği söz “Adalet mülkün temelidir” sözüdür. (“Ama o mülk devlet demek” diye araya giren maymun, ben de onu söylüyorum zaten) Babanız zenginse, siz de bu alana zahmetsizce konarsanız. Değilse hırsızlığı, arsızlığı bizzat yaparak zengin olmaya çalışırsınız, muvaffak olursanız ne ala… Tüm zenginler bu konforu rahatça ve keyifle kullanır. Oysa bu konforun adı da “terörizm”dir.
Karısını döven adam teröristtir, işçinin sendikal mücadelesini ibret verici yöntemlerle yıkmaya çalışan patron teröristtir, bir öğrencinin hayatından bir yıl çalabilme yetkisine sahip öğretmenin bu gücü silah olarak kullanması terörizmdir.
Özetle Norveçli dilbilimci sorumuza şöyle yanıt verebilir: “Çağlayan’daki eyleme terör eylemi derseniz, dilbilim olarak hatalı olmazsanız. Ama diğer tüm terör güçlerine terörist diyemiyorsanız, küçük bir tabancayla zebaniler imparatorluğunda hak aramaya çalışan iki eylemciye de “terörist” diyemezsiniz.
Bana sıcak gelen hava, sana soğuk gelebilir, bu bedenlerimizin direnciyle ilgili bir algıdır. Ama bilim ne senin, ne benim sözüme bakar, ısıyı ölçer ve örneğin “18 derece” der. “Terörizm” kavramı da tıpkı bu verili sonuç gibi yorumdan arınmış bir tanımdır. Kişisel yargılara göre değişmez.”
Ben de şunu eklerim Norveçli bilginin sözlerine:
“Belki de hepimiz teröristiz. Çocuklar hariç. Berkin hariç.” (Ateş İlyas Başsoy-Dünyalılar)
Daha yeni Daha eski