Diyarbakır Barosu başkanı Tahir Elçi’nin ve bir polisin öldürülmesi olayı ile ilgili soru işaretleri yoğun bir biçimde sıcaklığını koruyor ve giderek de artıyor. Şu ana kadar çok değişik kesimlerden çok değişik yorum, bilgi ve duyumların geldiği bu cinayetlerin gerçek tanıkları olan medya kameralarıyla mobesse kameralarının bizlere gösterdikleri, sözünü ettiğimiz soru işaretlerinin beslendikleri asıl kaynaklar olarak çok büyük bir önem taşıyor.

İşte bu kamera görüntülerine yansıyanlar üzerinden gidilirse, orada o sokakta bir hayli tuhaf ve bir o kadar da ilginç birtakım “iş”lerin gerçekleştiği rahatlıkla görülebilecektir. 

Bu yüzden adım adım gitmekte yarar vardır. İşte kimi tespitler:

1) Basın açıklamasının yapıldığı ve sivil polislerin de basın açıklamasını izledikleri sokağa iki kişi koşarak giriyorlar. Silahlar da bu girişle birlikte patlamaya başlıyor. Bu esnada Tahir Elçi polislerin hemen arkasında ve onlardan birkaç metre ötededir ve oldukça şaşkındır.

2) Polisler sokağa giriş yapan kişilere bakarak önce ne olduğunu anlamaya çalışır gibidirler. Ardından sokağa girenlerin giriş yaptıkları yöne doğru birkaç el ateş ederler. Bu arada en öndeki siyah giyimli polisin elindeki silah tutukluk yapar.

3)Polislerin önünden koşarak geçenlerden önde ve sakallı olanı, elindeki silahı cebine koyar. Arkadan gelip koşturansa, elindeki silahla polislere ateş etmez ama o silahı o polislerin üzerine fırlatır. Neden böyle bir şey yaptığı anlaşılmaz.

4) Polisler, üzerlerine elindeki silahı fırlatıp kaçan şahısa ateşe devam ederler. Görüntüler dikkatlice izlendiğinde, şahsın vücudunun üst kısmına isabet eden mermilerin hepsinin de şahsın üzerinden sektiği rahatlıkla görülür. Zaten bu seken mermiler görüntülerde kırmızı daire içine alınmışlardır. Mermilerin birer birer sekmeleri, şahsın üzerinde kurşun geçirmez herhangi bir koruyucu var mıdır sorusunu akıllara getirmektedir.

5) Şahsın arkasından ateş eden polislerden bir tanesi, bir an için ateş etmeyi bırakıp olayı görüntüleyen kameraya doğru ilginç bir biçimde bakmayı ihmal etmez. O anda böylesi bir şey yapmış olması oldukça dikkate değerdir.

6) Şahısların sokağa koşarak giriş yaptıkları esnada, polislerin en önündeki siyah giyimli polisin, elindeki silahı bir başka silahla değiştirmesinin nedeni henüz bilinmemektedir. Ama görüntüler izlenmeye devam edildiğinde, bu değiştirme açığa çıkar.

7) Sokağın, şahısların giriş yaptığı yöne göre sol tarafında bir bina içerisinde bulunan polisin bakışlarının yukarı doğru olduğu dikkatlerden kaçmayan bir başka ilginç andır. O polisin neden bir süre yukarıda bir yere baktığı anlaşılmaz.


8) Silahlar bir ara sustuğunda, polislerden birinin bağırarak dillendirdiği; “anons edin, buraya silah getirilsin” talebi bir başka dikkat çekici andır. Böyle bir talep neden dile getirilmiştir? Teçhizat anlamında o polisler oraya yetersiz ve hazırlıksız olarak mı gelmişlerdir?

9) Silahlar tamamen sustuğundaysa Tahir Elçi’nin yerde ve başı, kaçan şahısların gittikleri yönde olmak üzere yatıyor oluşu görüntüye girer. Bu da bize Tahir Elçi’nin öldürülmeden önce, yüzünün, şahısların kaçtığı yöne doğru olduğunu gösteriyor. Kaldı ki, otopsi raporuna göre ölüme yol açan mermi Tahir Elçi’nin ensesinden girerek sol gözünden çıkmış. Tahir Elçi’nin bedeninin düşüş pozisyonuna bakarak, şahısların sokağa koşarak giriş yaptıkları yöne doğru sırtının dönük olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

9) Peki Elçi’ye isabet eden mermi kimin silahından çıktı? Şimdi asıl soru budur.
Sokağa koşarak giriş yapan saldırganların her ikisinin de silahlarını sokak boyunca ateşlemedikleri görüntülerden görülebiliyor. Yani bu ikisinin Elçi’yi vurmuş olabilecekleri ihtimali oldukça düşüktür. Hatta böyle bir ihtimal yok denilebilir. Silah tutuş pozisyonundan, koştuğunu da hesaba katarak ve Tahir Elçi ile aralarındaki mesafenin kısalığı da göz önünde tutulduğunda, görüntülere yansıyan ilk saldırganın ateş etmediğini düşünmek olası. Arkadan koşarak gelen şahsın da silahını ateşlemediği görüntülerde nettir. Kaldı ki, arkadan koşarak kaçan şahsın elindeki silahı polislerin üzerine fırlattığı da ortadadır. (polislerden birinin, kendi silahıyla değiştirdiği silah da işte bu silahtır)

10) Bu şahısların o sokağa girmeden önce bir polisi öldürmeleri meselesi de bir hayli ilginçtir.
“Tahir Elçi’nin öldürüldüğü olayın başladığı yer Balıkçılarbaşı Caddesi. Bilmeyenler için söylemek gerekirse Diyarbakır’ın en işlek yerlerinden biridir. Güvenlik kameraları görüntülerine bakılırsa ve ortalıkta dönen kirli mi temiz mi olduğunu bilmediğimiz bilgilere göre, polisler Diyarbakır’da bir gün önce polislere yönelik saldırının zanlılarının bulunduğu bir ticari aracı takip ediyorlar. Araç Balıkçılarbaşı Caddesi’nin oraya geldiğinde kendiliğinden duruyor ya da polisler tarafından durduruluyor. Görüntülerden bu net olarak anlaşılmıyor. (10. saniye) Aracın durmasıyla birlikte 3 sivil polis koşarak araca yaklaşıyor. Birisi şoför koltuğunun bulunduğu kapının yanında, ikincisi yolcu tarafında üçüncüsü de arabanın önünde duruyor. (13. saniye) İddiaya göre aracın içinde bir gün önce polislere yönelik saldırı düzenleyen zanlılar var. Bu iddia doğru ise, bir saldırının zanlıları olduğundan şüphelenilen kişilerin yakalanmasına yönelik operasyon çevre güvenliği alınmadan, çelik yelekleri bulunmayan ve kişisel güvenliğini de düşünmeden üç sivil polis tarafından yapılmış. Uyuşturucu operasyonunda bile özel timler görev alırken, bir saldırının faili olduğundan şüphelenilen kişilerin yakalanmasına yönelik operasyon böyle acemice mi olur?Aracın sağ tarafındaki polis kapı açılır açılmaz vuruluyor. Polisin arkasındaki aracın camına da kurşun isabet ediyor. Polis memuru zaten olay yerinde ölüyor. Yani AKP trollerinin sosyal medyada yaptığı yaygaranın aksine, Tahir Elçi’ye kendisini siper ettiği için öldürülen bir polis yok.Aracın ön tarafında duran kişiye de taksinin içinden ateş açılıyor. Şoförün bulunduğu yerin sol alt köşesinden camı dışarı doğru patlatarak çıkan mermi ikinci polise isabet ediyor. Polis memuru yaralanarak yere yığılıyor. Şoför kapısının yanındaki polis ise meslektaşlarının vurulmasıyla birlikte aracın arkasına doğru kaçmaya başlıyor. Aracın şoförü kendini dışarı atıp kaçıyor. (18 – 21. saniyeler arası) Saldırganlar da Tahir Elçi ve gazeteciler ile basın açıklamasını takip eden polislerin olduğu Dört Ayaklı Minare’nin bulunduğu sokağa doğru ellerinde tabanca ile girip koşarak kaçmaya başlıyorlar. (21-24. saniyeler arası)” 
(AHMET ŞIK – CUMHURİYET – 29.11.2015)

Tam da bu noktada yazımızın tekrar başına dönersek…

Diyarbakır Barosu başkanı Tahir Elçi’nin ve bir polisin öldürülmesi olayı ile ilgili soru işaretleri yoğun bir biçimde sıcaklığını koruyor ve giderek de artıyor. Şu ana kadar çok değişik kesimlerden çok değişik yorum, bilgi ve duyumların geldiği bu cinayetlerin gerçek tanıkları olan medya kameralarıyla mobesse kameralarının bizlere gösterdikleri, sözünü ettiğimiz soru işaretlerinin beslendikleri asıl kaynaklar olarak çok büyük bir önem taşıyor.


Biz, elimizden geldiğince ve bu önemi büyütmek adına Tahir Elçi’nin ve o polis memurunun öldürülmeleriyle ilgili olarak bazı tespitlerde bulunduk ve gerisini sağlıklı değerlendirmeler noktasında okura bıraktık. Tabii bu cinayetlerle ilgili kararı da… Ama balistik incelemelerin bu ülkedeki kimi olaylarda aslında ne anlama geldiklerini akılda tutarak ve bunlara pek de kulak asmadan… (SİLİVRİ DEMOKRATHABER)

SOKAKTAKİ ÇATIŞMA VE ELÇİ'NİN VURULMA ANI


Video Analysis of Tahir Elçî's AssassinationEdit: There is another 'bouncing bullet' at 30 secs. Thank you Mark Campbell for pointing it out.
Posted by Sherko Geylani on 28 Kasım 2015 Cumartesi

POLİSİN ÖLDÜRÜLME ANI:

Daha yeni Daha eski