HDP, bu kongresinde bir değişim istiyor. Bunun yaşamın gerçeklerine uyumlu olması önemlidir. Yaşamdan, yaşananlardan dersler çıkartarak daha güçlü bir HDP’nin yaratılması, iktidara karşı güçlü bir duruşun sağlanması, halkları kucaklayacak politik hattın örülmesi bakımından gereklidir. Kendisini tekrar eden bir HDP, alternatif bir güç olamaz ve model yaratamaz.

Devletin çok yönlü saldırıları dikkate alındığında HDK ve HDP’nin bugünkü mücadele zemininde mutlaka var olması gerektiği çok daha belirgin olarak ortaya çıkıyor. Parti olarak HDP’nin demokrasi ve özgürlük mücadelesinin asli bir unsuru olarak üstleneceği sorumluluk halkların geleceği bakımından önemlidir. Türkiye’nin iç toplumsal dinamiklerinin önemli bir halkasını oluşturan HDK ve HDP’nin kendisini yeniden organize ederek, toplumsal muhalefetin güçlü bir merkezi haline gelmesi oldukça önemlidir.

HDK, ‘Kongre’ işlevine sahip olacak bir tarzda örgütlendirildi. ‘Kongre’ olarak tanımlanmasındaki temel yaklaşım, toplumun en geniş kesimlerinin kendisini ifade edebilecek bir alan olarak görülmesidir. Kuruluş felsefesindeki temel yaklaşım dikkate alındığında sisteme muhalif olan bütün demokratik kesimleri bünyesinde toplayarak alternatif bir güç olarak ortaya çıktı. Bunun öncelikli yolu da dipten gelen toplumsal gücü üstten bürokratik bir tarzda örgütlemek değil, toplumun en geniş katmanlarına yayılarak bir örgütlülüğe dönüştürmekti. Söz sahibi olması gereken ‘alt katmanların’ doğrudan kendilerini özgürce ifade edebilecek ve toplumsal-örgütsel araçlarını yaratarak dinamik bir muhalefet gücünü oluşturma düşünce önemli oranda etkili oldu. Bu tarzda kurumsal yapıların oluşturulması en azından fikirsel düzeyde benimsenmişti. HDK’nin kuruluş felsefesindeki bu bakış açısı oldukça ilgi gördü.

Toplumun en geniş katmanlarını kucaklama perspektifiyle başlayan ve belki de ilk kez Türkiye’nin metropollerinde veya milliyetçi değerlerin oldukça yüksek olduğu yerlerde kapsamlı toplantıların yapılmasının ötesinde kurumsal yapıların oluşmasına önemli bir olanak sağladı. Sisteme muhalif güçler için yeni bir model olarak ortaya çıkan HDK, geleneksel demokratik/devrimci hareketin çevresinde olmayan, Kürt Hareketi’ne mesafeli duran onlarca örgütlü kurumun ve bireyin kendisini ifade edebilecek aktif bir özne haline gelme potansiyelini yakaladı.

Türkiye’nin iç toplumsal dinamiklerini yeniden canlandırmada önemli bir rol üstlenme olanağı yakalayan HDK, daha kuruluş sürecinin ilk aşamasından yönetim hesapları, kimin çoğunlukta olacağı, geleneksel hareketlerin HDK içerisinde iktidar gücü olma rekabeti gibi birçok faktörün etkisiyle geniş toplumsal dinamiklerle bağını kurmada sorunlar yaşamaya başladı. HDK aşamalı olarak üzerinde yükselmesi gereken toplumsal dinamiklerden şu veya bu biçimde koptu. Toplumun farklı katmanlarını oluşturan kurumsal yapıları veya bireyleri kucaklayarak gelişmeyi esas alan politik-örgütsel hattını fiilen terk etti. Bugün dışarıda bakıldığında HDK’nin gerçekten oynaması gereken toplumsal işlevinin dışında kaldığını görmek çok zor değil. Kuruluş felsefesindeki ilkler, perspektifler aynı olmakla birlikte, toplumsal yaşamı örgütleyecek yapısı, önemli ölçüde işlevsizleşmiş bulunuyor.

HDK, Türkiye’nin toplumsal dinamiklerini kucaklayacak, toplumsal muhalefeti örgütleyecek, ilk dönemlerdeki canlılığına sahip olabilecek bir potansiyeli halen koruyor. Türkiye’nin alt-toplumsal dinamiklerin birlikte güç oluşturma arayışı devam ediyor. Bu süreci örgütleyebilecek güçlerden biri de HDK’dir. HDK, ilk kuruluş sürecinde oluşan ilgiyi yeniden ve daha üst düzeyde örgütleyecek toplumsal dinamikleri kucaklayacak bir örgütsel modeli geliştirerek yaşama geçirmelidir. Bugün HDK, en geniş kesimleri kucaklayan bir işleve sahip olduğu iddia edilse de gerçeğin böyle olmadığı, giderek geleneksel hareketlerin kendisini dillendirdiği bir kurumsal yapı haline geldiği çok net olarak görülüyor. Toplumun alt katmanlarını örgütleyecek bir pozisyonda değildir. Kürtlerin dayandığı toplumsal dinamikler dışında kitlesel dayanaklarından söz edilemez. Bu bakımdan, HDK içerisinde iktidar rekabeti, güç olma, yönetim pazarlıkları bir yana bırakılmalı, toplumun sisteme muhalif olan alt katmanlarını sürece katarak yeniden bir örgütsel bir değişime gidilmelidir. “Dışarıda HDK nasıl okunuyor?” sorusuna verilecek objektif yanıtlar aslında çözüm yöntemini de kolaylaştırmaktadır. Bu bakımdan HDK, geleneksel politik hareketlerin güç olma görüntüsünden çıkartılarak, yönetimlerde kimlerin kaç kişiyle temsil edilmesinin aşılması, sisteme muhalif olan ve herkesin kabul ettiği %20-25’i aşan potansiyelin nasıl örgütlendirilip harekete geçirileceği üzerinde yoğunlaşmak, örgütsel ve politik modeller geliştirilmek önemlidir. Bunun öncelikli yolu, ilk kuruluş aşamasında olduğu gibi yeniden toplumsal dinamiklerle buluşacak araçların yaratılması ve dipten gelen dalgayı örgütlendirilecek mekanizmaların oluşturulmasıdır. Şu anki örgütsel yapı, önemli oranda daralmış, Türkiye’de bünyesine toplayabilecek dinamiklerden kopmuş, geleneksel politik hareketlerin bulunduğu bir kurumsal yapı haline gelmiş bulunuyor. Türkiye’nin politik tarihinde yer alan ve önemli katkılar sunan bu hareketlerin öncelikli görevi, her türlü grupsal kaygıdan uzak, HDK’nin gerçek toplumsal dinamikler üzerinde yükselmesi için kendilerine düşen sorumluluğu yerine getirmeleridir. HDK bünyesinde, işlevli olabilecek, örgütsel ve politik üretim merkezi olabilecek çok yönlü alt kurumların oluşturulması önemli ve gereklidir. Demokratik işleyişin esas alındığı, ortak irade kararların yaşama geçirildiği, dayatmacı olmadan pratik politikaların uygulanmasını sağlayacak örgütsel mekanizmaların oluşturulması, toplum ve birey bilincinin ön plana çıkartılması bakımından gerekli olduğu biliniyor.

Sistemin çok yönlü saldırılarına karşı güçlü bir toplumsal karşı koyuşu örgütlemede HDK’nin bir misyon üstlenilmesi isteniyorsa, grupsal hesapların üstünde bir politik hattan ilerlenmesi gerektiğini çok daha fazla bilince çıkartmalıdırlar. Devletin, sisteme muhalif olan bütün güçlerine karşı çok kapsamlı saldırılara yöneldiği bir ortamda, toplumsal dinamikleri örgütleyecek bir yapının yaratılması için HDK içerisinde örtülü veya açık iktidar rekabeti bir kenara bırakılarak, birlikte toplumsal dinamikleri örgütleyecek örgütsel-politik projeler oluşturulması gerekir. HDK içerisinde politik etki gücüne göre temsiliyet sanıldığı gibi toplumsal dinamiklerini güçlendirmez, hatta tersine zayıflatabilir. Yani kitlesel gücü fazla olanın daha çok temsil etmesi gibi fiilen pratikte işleyen örgütsel model, zamanla bütün politikaların ‘güçlü’ olana göre şekillenmesine yol açmaktadır. Böylesi bir politik şekillenme HDK’nin geleceği örgütlemedeki bakış açısına uyumsuzdur. Bu bakımdan toplumsal katmanların en geniş kesimlerini kucaklayacak ve belki de tüzükte söylenenin doğrudan yaşama geçirilmesine özel bir önem verilmesi önümüzdeki birkaç yıl içinde ciddi politik krizlerin yaşanacağı Türkiye’de güçlü bir alternatifin oluşturulması için son derece önemlidir.

Bu bakımdan, bugünkü mevcut bileşenlerinin dışında kalanları da içine alacak şekilde, HDK’nin etki alanının genişletilmesi kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Bunun öncelikli yolu, toplumun farklı sosyal katmanları bünyesinde toplayan en geniş kesimlerini örgütleyecek gerçek anlamda yerel, bölgesel meclislerinin oluşturularak etki alanını genişletecek bir sürecin yaratılması önemlidir. HDK, gerçekten bir ‘Kongre’ işlevine sahip olacak niteliklere göre örgütlendirilmesi, toplumun farklı sosyal katmanlarının kendi kendini yönetim ilkesinin yönünde de bir rol üstlenmesi gerekiyor.

Aynı şekilde, HDK ile HDP arasındaki ilişkiler de son derece önemlidir. Türkiye’nin iç politik siyasetinde HDP’nin ön plana çıkması anlaşılır bir durumdur. Ancak HDK’nin pratik politika bakımından önemli oranda edilgen kalması mevcut krizi daha fazla derinleştiriyor. Bunun temel faktörlerinden biri de HDK ile HDP’nin ayrı bileşenlerden oluşmasıdır. HDK içerisinde yer alan çok saygıdaki kurumsal yapı, HDP içerisinde yer almamış olması örgütsel ilişki ağını zayıflatmakta, hatta önemli oranda işlevsiz kılmaktadır. Bu durum aynı zamanda HDP’nin bugünkü kurumsal yapısıyla da doğrudan ilişkilidir.

HDK’nin bir ‘Kongre’ işlevine sahip olduğu, dayandığı toplumsal kesimlerin çok daha geniş olduğu düşünüldüğünde HDP’nin de HDK’ye tabi olması veya onun bir alt bileşeni olarak işlev görmesi gerekirken, dışarıda bakıldığında ve pratik-politik ilişkilerde bunun böyle olmadığı görülüyor. Bu bakımdan HDP’nin mevcut yapısının da kapsamlı bir değerlendirmeye tabi tutulması gerektiği çok açıktır. Aksi takdirde HDK, zorunlu ve kaçınılmaz olarak HDP’nin gölgesinde kalıp işlevini oynaması söz konusu olmayacaktır. Haziran ve Kasım seçimleri dikkate alındığında bu tabloyu çok daha net olarak görebiliriz.

HDP,  sistem içi bir parti olarak parlamento içinde ve dışında oynadığı veya oynayacağı rol önemlidir. Parlamentoda güç olma, politik etkisini hissettirmek, toplumsal dinamikleri etkileyecek politikaları yaşama geçirmede HDP üstlendiği rolü ciddiye almak ve önemsemek gerekir.

HDP’nin Türkiye toplumunun demokratikleştirilmesi bakımından üstlendiği sorumluluk, onu bölgesel ve uluslararası ilişkilerde de ön plana çıkartmaktadır. Bu nedenle HDP’nin kendi politik etki gücünü oluşturması ve geliştirmesi, daha çok inisiyatif alması ve etki alanını genişletmesi, iktidarın saldırılarına karşı güçlü bir kayışı örgütlemesi bakımından HDP, önemli bir inisiyatif alması bir zorunluluktur. Bunun başarılı olabilmesinin yolu da HDP’nin kendi iç örgütsel yapısını dizayn etmesi ve politik hattını geliştirmesi, toplumsal mücadelenin aslı unsuru olarak roller üstlenmesi, parlamentodaki gücünü buna göre konumlandırması gerekli olduğunu her bir HDP yöneticinin farkında olduğu ve kendi koşulları içerisinde örgütlemeye çalıştığı da biliniyor.

HDP’yi tasfiyeyi bir strateji olarak benimsemiş AKP iktidarına karşı güçlü bir karşı koyuşu örgütlemenin tek yolu: Örgütsel ve politik olarak çok daha kararlı ve mücadeleci bir HDP yaratmaktan geçiyor.

Burada yeri gelmişken HDK üzerine birkaç cümle belirterek sözlerimi bağlamak istiyorum: Kabul etmek gerekir ki HDK, çok daha etkin olması gerekirken tersine rolü önemli oranda işlevsizleşmiş bulunuyor. HDK ile HDP arasındaki bağ son derece önemlidir ve gereklidir. Bu bakımdan normalinde dayandığı toplumsal dinamiklerin çok daha güzlü olması gereken HDK’nin atıl kalması, HDP’yi de doğrudan etkiliyor. Bu bakımdan HDK’nin çok daha işlevi kılınması ve ilk kuruluş dönemindeki toplumsal etki gücüne kavuşturulması bir bakıma zorunlu ve gereklidir.

Sistem dışı güçleri bünyesinde toplayacak güç olarak ön plana HDP’nin bugünkü politik tablosunu çok yönlü irdelemek gerekir. %13’ten %10,5’e inmiş ve yurt dışından gelen oylarla barajı geçen HDP’nin çok yönlü analiz edilmesi gerekiyor. Önümüzdeki hafta HDP’yi çok geniş olarak analiz edeceğim.

Daha önceden tekrarladığı eleştirilerime ve uyarılarıma yeniden dikkat çekmek istiyorum:

HDP politik alanı genişletirken, toplumsal muhalefet gücünü geliştirebilecek, dinamikleri yükseltebilecek güçlere yönelmesi gerekiyor. Özellikle seçimler döneminde ortaya çıkan ve daha çok taktiksel olarak görülen politikaların uygulanma alanı çok daha gerçekçi hesaplanmalıdır. Toplumsal değişimde aktif rol üstlenmeyen ve özel bir katkı sunmayan, sistemle ilişkilerin devletçi çizgiyi temsil edilenlerle olan ilişkilerin, toplumsal dinamiklerde yaratacağı etkileye göre düzenlenmesi gerekir. 7 Haziran seçimlerinde aday belirlemesi taktiği bakımından önemli soru işaretlerinin oluşması bu bakımdan hesaba katılmalıdır. HDP’nin politik, toplumsal ve örgütsel dokusuyla uyumsuzların aday gösterilmesi HDP’nin gelişmesine hizmet etmez. Bu durum, yenilenmesi düşünülen HDP yönetimi için de geçerlidir.
Parlamentoda zorunlu ilişkilerin varlığı, en azından AKP, CHP ve MHP ile ilişkilerin belirlenmesi sistem içi ilişkiler bakımından gerekli olabilir. Siyasi alan ilişkisinin kendisine özgü yanları yaşama geçirilirken, üzerinde yükselen politik hattın esasen korunması sanırım mutlak bir zorunluluktur.
HDP’nin politik hattının merkezileştirilmesi, çok parçalı duruma son verilmesi, yönetim organlarının kolektif örgütsel yapısına uygun bir şekilde kararların yaşama geçirilmesi, bireylerin etki alanın sınırlandırılması da toplumsal düşünce üretimine sahip olman bir parti bakımından gereklidir.
Partinin üzerinde yükseldiği toplumsal dinamikleri dinlemesi, onların görüşlerini hesaba katması, onların fikirlerinden yararlanması için yeni örgütsel araçları devreye koyması gerekir.
HDP’nin içteki örgütsel konumlanışını ve yapısını bilmiyorum. Ama dışa yansıyan bakımından en büyük handikabının merkezden yerellere kadar HDP’nin henüz kolektif bir parti gücüne ulaşmadığını gösteriyor. İçyapısındaki örgütlenmede ciddi sorunların olduğu hissediliyor. Bunun çözümü ise iç dinamiklerinin kolektif bir tarzda yeniden örgütlendirilmesidir. Bu kongre, değişimin merkez üssü olarak yeni bir süreç başlatmasın gerekir.
HDP merkezi, stratejik politikaların oluşturulmasından yoksun görünüyor. Bu bakımdan Demirtaş’ın vizyonu ve pratik politikaya hâkimiyeti üzerindeki etki gücünün sınırları buraya kadardır.
Merkezde politik ve örgütsel stratejiyi geliştirebilecek yeni kurumsal yapılar oluşturulmasında fayda vardır. Bu alanda gönüllü görev alacak çok sayıda insanın var olduğu da biliniyor. Bunların birikim ve enerjilerinden yararlanılması gerektiğini düşünüyorum.
Bütün bunların uygulanması için de bir iki noktanın çok önemli olduğunu düşünüyorum.
o          HDP artık, farklı politik grupların bir araya geldiği çatı partisi özelliğinden çıkmalı, kurumsal bir parti gibi davranmalıdır. Artık grupların varlığına son verilmelidir. Grupların varlığı HDK üzerinde devam etmelidir. Bu  özgün duruma fiilen son verilmediği sürece HDP çok açık olarak geçmişteki BDP’nin yeni bir versiyonu haline gelecektir. Şu anda fiilen olan durum budur. Özellikle metropol kentlerde HDP’nin, BDP’lileştiği çok açık olarak görülüyor. Bunun aşılmasının tek bir yolu var: HDP; konsensüs partisi olmaktan çıkmalı, kendi politik tüzel kişiliğiyle var olan bir parti haline dönüştürülmelidir.

o          Buna paralel olarak Parti Meclisi’nde veya Parti Merkez Yürütme Kurulu’nda yer almasına yönelik pazarlıklar sona erecektir. Bu kontenjanlık hali esasen anti-demokratiktir ve gerçekten işlevli olacak, ciddi katkılar sunacak birçok insanın atıl kalmasına yol açıyor. Kontenjan ‘ayrıcalıklı’ olmayı ve bir bakıma ‘elitleşmeyi’ getiriyor.

o          PM ve MYK üyelerinin bölge esasına göre seçilmesi önemlidir. Ancak dikkat edildiğinde bunun tersi oluyor. Bu iki kurumun üyelerinin ezici bir çoğunluğu İstanbul gibi bir yerden seçiliyor. Bu modelin terk edilmesi, bölge esasına göre temsiliyetin sağlanması daha verimli olacaktır. Özellikle ‘kontenjanların’ İstanbul’da yaşamaları böylesi tuhaf bir durumu ortaya çıkartıyor. Gerektiğinde ‘kontenjandan’ gelenlerin de bölgeler esasına göre tercih edilmesi, İstanbul’a yığılmanın önüne geçilmesi ve diğer bölgelerin daha işlevli hale gelmesi bakımından önemsenmelidir.


HDP, bu kongresinde bir değişim istiyor. Bunun yaşamın gerçeklerine uyumlu olması önemlidir. Yaşamdan, yaşananlardan dersler çıkartarak daha güçlü bir HDP’nin yaratılması, iktidara karşı güçlü bir duruşun sağlanması, halkları kucaklayacak politik hattın örülmesi bakımından gereklidir. Kendisini tekrar eden bir HDP, alternatif bir güç olamaz ve model yaratamaz. Bu bakımdan bu kongre stratejik zihinsel yapının değiştirilmesinin bir aracı haline getirilmelidir.

MUSTAFA PEKÖZ -Gokyuzu9@gmail.com - SENDİKA.ORG
Daha yeni Daha eski