Başbakan Davutoğlu, “Cerattepe’de 3 bin 500’den bir fazla ağaç kesilmeyecek” buyurmuş.

Sağolsun, nasıl da içimizi rahatlattı! Küçümsediği rakam üç değil, 300 değil, 3 bin 500! Kesilmesinde mahzur görmediği ağaçlar, dünyanın 100 yaşlı ormanından birinde, doğa korumada öncelikli 25 sıcak noktadan biri…

Doğal ormanların birkaç yılda değil on binlerce yılda oluştuğunu, tüm ekosistemin böyle bir kıyımdan olumsuz etkileneceğini çocuklar bile öğrendi. İstediğiniz kadar fide dikin, doğal ormanın yerini tutmaz.

Kaldı ki mesele, orman katletmekten ibaret değil…

TEMA Vakfı’ndan İTÜ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Duman, Cerattepe’deki madencilik faaliyetlerinin 186 bin hektarlık ladin ormanı içinde yapılacağını vurgulayarak “Ormanı parçaladığınızda canlı yaşamı da dağılır. Orada bir yara açtığınızda ekolojik yıkım başlar” diyor.

Cerattepe’de madencilik yapılmak istenen bölge, Instagram’da ‘güzel fotoğraf’ veren nefis bir doğal alan olduğu için değil, şehrin ve tüm canlıların su kaynaklarının bulunduğu yer olduğu için hayati önemde.

Projeyi 2015’te iptal eden mahkeme kararında madencilik faaliyetinin hem sualtı kaynaklarını doğrudan etkileyeceği, hem zehirli gazların asit yağmuruna dönüşerek kente ve canlı yaşamına büyük zarar vereceği belirtildi. Kaldı ki Artvin’in heyelan bölgesi olması, ağaç kesmenin afet riskini de artırıyor.

Neymiş? 3 bin 500 ağacı kes, bir selde millet toprak altında kalsın!

Sadece Artvin’de 325 maden ruhsatı verildi

Mehmet Cengiz’in şirketi, tabii ki bunları yalanlıyor. Herhalde kalkıp “Kusura bakmayın Artvin halkı, ormanınızı kesip memleketinizin ekosistemini tarumar etmekle kalmayacağız… Suyunuzu, yağmurunuzu altın uğruna zehirleyeceğiz!” diyecek hali yok!

Bırakın bakır ve altın madenini, taş ocağı açılsa dahi çevre onulmaz bir biçimde tahrip oluyor. Yeri gelmişken önemli bir not: Anadolu’nun dört bir yanında mantar gibi taş ocaklarının çoğalmasının bir nedeni de, bulunduğu yeri perişan ettikten sonra santral, inşaat, maden ocağı için ısmarlama ‘ÇED’ raporlarını çıkarmanın daha da kolay hale gelmesi.

Aynı şekilde, irili ufaklı binlerce HES ihalesi, Yeşil Yol gibi akla zarar projeler, doğayı tahrip ederek madencilik yapmak için ideal bir zemin hazırlıyor.

Artvin sadece Cengiz’le mücadele etmiyor. Biri başlasa peşinden gelecek tam 325 maden var, çünkü ‘gelişmeci’ neoliberal hükümet parsel parsel her yeri satmış.

Ruhsatları peynir ekmek gibi dağıttılar

Mesele ne Artvin’le başlıyor, ne de Artvin’le bitiyor. 2006-2008 arasında herkes mışıl mışıl uyurken Türkiye toprakları, binlerce maden ihalesine peşkeş çekildi. Sadece iki yılda 40 binden fazla ruhsat verildi, 4 bin maden sahası satıldı.

‘Milli ve yerli’ AKP, madenlerin yüzde 19’unu uluslararası şirketlere sattı!

Dönemin enerji ve tabii kaynaklar bakanı Taner Yıldız, 2013’te bir soru önergesine cevaben açıklamıştı: 2002-2013 arasında arama ve işletme ruhsatı verilen maden ve mermer ocağı işletmelerinin sayısı 389 bin 741! Aynı süreçte ruhsatlardan 29 bin 385’i terk edildi. Yani 2013 yılında 360 bin 356 ruhsat geçerliydi. Aradan geçen üç yılda kaç tane yeni ruhsat verildi, bilinmiyor.

Türkiye her gün ayrı bir felaketle sarsılırken, Ocak 2016’da TBMM Genel Kurulu’nda onaylanan yeni maden kanunu da pek gündeme gelmedi. Buna göre yeni yasanın ruhsat verme ve madenciliğe dair bazı kısıtlamalar getiriyor olması, daha ziyade Cengiz ve uluslararası şirketler gibi büyük sermayenin işine gelecek.

AKP hukuki sürece ne zaman uydu ki?

İstanbul ormanlarını katletmek için hukuku yok saydılar, Artvin’de mi yapamayacaklar? Hepimiz biliyoruz ki hükümetin, Artvin Cerattepe’de bakır madeni inşaatının hukuki süreç bitene kadar durduracağını açıklaması, zaman kazanmak, tansiyon düşürmek, hukuku etkilemek için bir taktik.

Daha evvel alt mahkemenin iptal ettiği ÇED üst mahkemede değerlendirilirken, şirket bakanlığa başvurarak yeni bir ÇED olumlu kararı çıkartmayı nasılsa başarmıştı! (Artvin mücadelesine dair doğru sanılan 18 yanlış)

Şirket, devletin emrine amade ettiği güvenlik güçleriyle Cerattepe’yi kolay kolay terk etmeyecek. Tapelerden biliyoruz ki Cengiz İnşaat, Tayyip Erdoğan demek. Beş yıl önce Cengiz’in şirketlerinin 422 milyon liralık borcu bir hamlede silinivermesi boşuna değil!


Artvin Cerattepe, sadece Artvin için değil, bu ülkede yaşamını insanca sürdürmek isteyen herkesin mücadelesi. Ülkeyi parçalamak, peşkeş çekmek için savaşa gerek yok. AKP döneminde dağıtılan 360 bin ruhsata dayanılarak, maden çıkarılırsa zaten bu ülke bitmiştir.MEHVEŞ EVİN - DİKEN.COM
Daha yeni Daha eski