İstanbul, Beşiktaş’ta yaptığı kazayla bir polis memurunun şehit olmasına neden olan Rüzgar Çetin’in suç dosyasının kabarık olduğu ortaya çıktı.
Rüzgar Çetin, 2012’de Beyoğlu’ndaki evinin balkonundan havaya ateş ettiği gerekçesiyle gözaltına alınmıştı. Rüzgar Çetin 2013 yılında ise Propaganda adlı kulüpte muştayla bir kişiye saldırmış, ‘Emek yıkılmasın’ diye eylem yapan, aralarında Tuncel Kurtiz, Nurgül Yeşilçay, Kenan İmirzalıoğlu, Meltem Cumbul, Erkan Can gibi isimlerin bulunduğu eylemcilere ise “Yobaz” sözleriyle saldırmıştı.
Daha önce iki kez alkollü araç kullanmak suçundan ehliyetine el konulan Rüzgar Çetin’in ehliyetini aldığı günden bu yana 28 trafik cezası aldığı ortaya çıktı. Rüzgar Çetin’in trafik suçları arasında "tehlikeli şerit değiştirmek", "emniyet kemeri takmamak", "ehliyetine el konulmuşken araç kullanmak" suçlarının bulunduğu belirtildi. Daha önceden 80 ceza puanı bulunan Rüzgar Çetin’in yaptığı son kazayla birlikte ceza puanı toplamı 100’ü geçmiş oldu. Rüzgar Çetin’in alkolmetreyi üflemediği için 2 yıl, alkollü çıktığı için 6 ay ve 100 ceza puanını geçtiği için 2 ay olmak üzere ehliyetine toplam 2 yıl 8 ay el konulduğu belirtildi.
EHLİYETİNİ YÜKSEKOVADAN ALMIŞ
Yönetmen Sinan Çetin’in oğlu Rüzgar Çetin’in B sınıfı ehliyetini 2004 yılında Hakkari Yüksekova’dan aldığı belirtildi. Ehliyetini aldıktan sonra ilk cezasını 3 Ağustos 2005 tarihinde alan Rüzgar Çetin’in bugüne kadar toplam 28 kez trafik polislerine yakalandığı öğrenildi. Rüzgar Çetin’in 11 kez "emniyet kemeri takmadan araç kullanmak" suçundan ceza kesildiği belirtilirken, "ehliyetine alkol yüzünden el konulmuşken araç kullanmak", "tehlikeli şerit değiştirmek", "aşırı hızla araç kullanmak", "ehliyetini üzerinde bulunmamak" suçlarının bulunduğu belirtildi.
EHLİYETİNE ALKOL YÜZÜNDEN İKİ KEZ EL KONULMUŞ
Öte yandan polis kayıtlarına göre Rüzgar Çetin’in ehliyetine daha önce "alkollü araç kullanmak" suçundan 2 kez el konulduğu tespit edildi. 13 Temmuz 2006 tarihinde alkollü araç kullanırken yakalanan Rüzgar Çetin’in ehliyetine el konulduğu, ehliyetini 6 ay sonra geri aldığı tespit edildi. 9 Ağustos 2007 tarihinde ikinci kez alkollü yakalanan Rüzgar Çetin’in ehliyetini bu kez 730 gün sonra geri alabildiği öğrenildi.
EHLİYETİNE 2 YIL 8 AY EL KONULDU
Daha sonra 5 yıl alkollü araç kullanmadığı için sicili temizlenen Rüzgar Çetin’in bu kez de alkollü yakalandığı için ehliyetine 6 ay süreyle el konulacağı öğrenildi. Ancak Rüzgar Çetin’in alkolmetreyi üflemeyi reddettiği için 2 yıl, 100 ceza puanını doldurduğu için 2 ay olmak üzere toplam 2 yıl 8 ay ehliyetine el konulduğu öğrenildi. Rüzgar Çetin’in 28 Eylül 2018’e kadar ehliyetini geri alamayacağı belirtildi.
SİLAHLA YAKALANDI
Rüzgar Çetin, 2012’de Beyoğlu’ndaki evinin balkonundan havaya ateş ettiği gerekçesiyle gözaltına alınmıştı.
Evde, kurusıkı tabanca, bu tabancaya ait mermiler, gaz tüpü ve boş mermi kovanları bulunmuştu. Çetin, emniyetteki ifadesinde “Havaya ateş açtığım iddiaları doğru değildir” demişti. Hakkında, “Meskun mahalde havaya ateş açmak” suçundan işlem yapılan Çetin, karakoldaki sorgusunun ardından serbest bırakılmıştı.
SOKAK ORTASINDA MUŞTALI KAVGA
Rüzgar Çetin 2013 yılında Propaganda adlı kulüpte, kendi grubundan bir arkadaşıyla ettiği kavgayla da gündeme gelmişti. Ahmet adlı bir gençle tartışmaya başlayan Rüzgar'ı görevliler dışarı çıkarmıştı. Kavga sırasında Rüzgar Çetin'in sağ elinde muşta olduğu gözlerden kaçmamıştı.
EMEK SİNEMASINI SAVUNANLARA "YOBAZ" DEDİ
Geçen yıl ‘Emek yıkılmasın’ diye eylem yapan, aralarında Tuncel Kurtiz, Nurgül Yeşilçay, Kenan İmirzalıoğlu, Meltem Cumbul, Erkan Can gibi isimlerin bulunduğu eylemcilere “Yobaz” diyen Rüzgar Çetin, instagram’da paylaştığı fotoğrafın altına şunları yazdı:
“Tarihi Emek Sineması satılmasın, aman yapılmasın, bir şey istemiyoruz’ diye bağıran, miting yapan bütün cahil yobazlara soruyorum; bu bina simsiyahtı, içeride çöp kokan koltuklarıyla iki film birden oynuyordu.” (ODATV)
MEDYADAKİ İLGİNÇ SUSKUNLUK
Beşiktaş’ta yaptığı kazayla bir polis memurunu öldüren Sinan Çetin'in oğlu Rüzgar Çetin ile ilgili medyada ilginç bir suskunluk göze çarpıyor.
Adeta suç makinesi olan Rüzgar Çetin ile ilgili haberler gazetelerde bir şekilde yer alırken, olayın üstüne nedense gidilmediği görülüyor. Kimileri Rüzgar Çetin'in Sinan Çetin'in oğlu olduğuna bir cümleyle dahi yer vermezken, kimileriyse olayı vakayı adliyeden sayıyor, gazetenin en diplerine itiyor.
Özellikle köşe yazarlarının topa hiç girmemesi de yine dikkat çekiyor.
Oysa ortada yediği onca cezaya rağmen "bir türlü iflah olmayan" ve sonuç olarak gencecik bir insanın ölümüne neden olan sorumsuz bir insan var.
Peki medya ve yazarları 28 trafik cezası aldığı ortaya çıkan, iki kez ehliyetine el konulan, ruhsatsız silah taşımaktan, kavgalardan ve son olarak bir polisi öldüren Rüzgar Çetin vakasına neden gözlerini kapadı?
Neden Rüzgar Çetin konusunda adeta dut yemiş bülbüle döndü?
Aklımıza gelmiyor değil...
Sinan Çetin'in, sahip olduğu yapım şirketiyle sinema ve televizyon dünyasında ciddi bir etkiye sahip olduğu biliniyor.
Bu suskunlukta Sinan Çetin'in medya ile ilişkileri mi etkili, kişisel dostluklar mı devreye girdi?
Ya da daha önemlisi; Sinan Çetin AKP destekçisi olduğu için mi konuya değinilmedi? Malum, Cemaat'in muktedir olduğu dönemlerde Fethullah Gülen'e "bitsin bu hasret" çağrıları yapan, Zaman gazetesinin reklamlarını çeken Sinan Çetin, AKP- Cemaat kavgası sonrası "yeni muktedir" AKP'nin yanında yer almıştı.
Siyasi ilişkiler mi Sinan Çetin'in oğlunun polis öldürmesinin üstünü mü örttü.
Öyle ya Selahattin Demirtaş'ın eşinin rapor alıp okula gitmemesinin peşini bırakmayan yandaş medya, bu kez sus pus.
Ya da bu suskunlukta Sinan Çetin'in liberallerle yakınlaşması mı etkili oldu? Malum Sinan Çetin liberallerin peygamberi Ayn Rand'ın kitaplarını "Plato Yayınları"ndan çıkaracak kadar olayın içerisinde. "Çare kapitalizm" sloganını her konuşmasında anlatıyor. Liberal oluşumları fonluyor.
Türk entelejansiyasının hamuru olan liberallerin suskunluğunun nedeni bu mu yoksa?
Diyarbakır'da ölen polisi iyi ki unutmayan medya, Dolmabahçe'de "cinayet gibi kaza"ya kurban giden polisi neden unutturmaya çalışıyor?
Bizim aklımıza bunlardan başka ihtimal gelmiyor. (Şahin Çakmaklı-ODATV)