Türkan Elçi, eşi Tahir Elçi'nin ölümünün üzerinden
geçen üç ayı yazdı...
Faili belli bir cinayetin üzerinden üç ay geçti. Koca bir
mevsim. Tahir Elçi cinayeti Türkiye’de ilk sayılacak bir cinayet değil fakat
yüreği yanmış biri olarak son olmasını diliyorum.
Tahir Elçi cinayetinin bu üç ay içinde bir ilerleme kat
etmemesi, gerçek faillerin ısrarla korunacağı, açıklanmayacağı manasına
geliyor. Tahir Elçi’nin kullandığı barış dili, çözüm arama çabaları, içinde
bulunduğumuz sıcak savaş halinin ihtiyaç duymadığı bir dildir. İnsanın
acılarının yanında olma, insanların ölmemesinin gerekliliğine olan inanç,
ölümün kutsallaştırıldığı bir dönemde, maalesef gereksiz ve ötelenmesi gereken
bir durum olarak görülmektedir.
Tahir Elçi cinayetinin çözümü konusunda görülen isteksizlik
ve eldeki bilgilerin paylaşılmamasının, saklanmasının temelinde bir “hukuk
Devleti” olma, daha önce defalarca dile getirildiği gibi “karanlık ve hukuk
dışı yapılanmalarla mücadele edildiği“ iddiasından vazgeçildiği, hiçbir şekilde
vicdani ve insani sorumluluğun hissedilmediği açıkça anlaşılmaktadır.
Önümüzdeki süreçte vitrinleri süsleme gibi bir ihtiyaç
hissedildiğinde menfur cinayet, tekrar dillendirilip ihtiyaç duyulduğu oranda
kullanılabilir. Fakat içinde bulunduğumuz savaş atmosferiyle ilintili olarak
cinayet ile ilgili sanık sıfatı ile yargılanacak kişiler olmadığı bahanesi
ileri sürülerek ne katil var ne de bir Tahir Elçi dosyası var.
Ölüm haberini ilk aldığım günün tazeliği kadar içimi acıtan
bir başka acı da yargılanacak bir katilin olmamasıdır. (T24)