18 MAYIS 1973'TE İŞKENCEYLE KATLEDİLEN İBRAHİM KAYPAKKAYA'YI AŞAĞIDA YER ALAN TESPİTLERİYLE ANIYORUZ - DEMOKRATHABER/İDEAHAYAT
1. Kemalist devrim, Türk ticaret burjuvazisinin, toprak ağalarının, tefecilerin, az miktardaki sanayi burjuvazisinin, bunların üst kesiminin bir devrimidir. Yani devrimin önderleri, Türk komprador büyük burjuvazisi ve toprak ağaları sınıfıdır. Devrimde, millî karakterdeki orta burjuvazi önder güç olarak değil, yedek güç olarak yer almıştır.
1. Kemalist devrim, Türk ticaret burjuvazisinin, toprak ağalarının, tefecilerin, az miktardaki sanayi burjuvazisinin, bunların üst kesiminin bir devrimidir. Yani devrimin önderleri, Türk komprador büyük burjuvazisi ve toprak ağaları sınıfıdır. Devrimde, millî karakterdeki orta burjuvazi önder güç olarak değil, yedek güç olarak yer almıştır.
2. Devrimin önderleri, daha anti-emperyalist savaş
yıllarında iken İtilaf emperyalizmi ile el altından işbirliğine girişmişlerdir;
emperyalistler Kemalistlere karşı hayırhah bir tutum takınmış, bir Kemalist
iktidara rıza göstermeye başlamıştır.
3. Kemalistler, emperyalistlerle barış imzaladıktan sonra bu
işbirliği daha da koyulaşarak devam etmiştir.
4. Kemalist hareket, özünde “işçilere ve köylülere, bir
toprak devrimi imkânına karşı” gelişmiştir.
5. Kemalist hareketin sonucunda, Türkiye'nin sömürge,
yarı-sömürge, yarı-feodal yapısı; yarı-sömürge ve yarı-feodal yapı ile yer
değiştirmiştir; yani yarı-sömürge ve yarı-feodal iktisadî yapı devam etmiştir.
6. Sosyal alanda, eski millî azınlıklara mensup komprador
büyük burjuvazinin ve eski bürokrasinin, ulemanın hâkim mevkiini, millî
karakterdeki orta burjuvazi içinden palazlanan ve emperyalizmle işbirliğine
girişen yeni Türk burjuvazisi, eski Türk komprador büyük burjuvazisinin bir
kesimi ve yeni bürokrasi almıştır. Eski toprak ağalarının, büyük toprak
sahiplerinin, tefecilerin, vurguncu tüccarların bir kısmının hâkimiyeti devam
etmiş, bir kısmının yerini yenileri almıştır. Kemalistler, bir bütün olarak,
millî karakterdeki orta sınıfın çıkarlarını temsil etmemekte, yukarıdaki sınıf
ve zümrelerin menfaatlerini temsil etmektedir.
7. Politik alanda, hanedanlık çıkarları ile birleştirilmiş
olan meşrutiyet idaresinin yerini, yeni hâkim sınıfların çıkarlarına en iyi
cevap veren idare, burjuva cumhuriyeti almıştır. Bu idare, sözde bağımsız,
gerçekte siyasî bakımdan emperyalizme yarı-bağımlı bir idaredir.
8. Kemalist diktatörlük, sözde demokratik, gerçekte askerî
faşist bir diktatörlüktür.
9. “Kemalist Türkiye bile, gittikçe daha çok bir
yarı-sömürge ve gerici emperyalist dünyanın bir parçası hâline gelerek nihayet
kendini İngiliz-Fransız emperyalizminin kucağına atmak zorunda kalmıştır.”
10. Kurtuluş Savaşı'nı takip eden yıllarda, devrimin baş
düşmanı Kemalist iktidardır. O dönemde komünist hareketin görevi, hâkim
mevkiini kaybeden eski komprador burjuvaziye ve toprak ağaları kliğine karşı,
Kemalistlerle ittifak değil (böyle bir ittifak zaten hiçbir zaman gerçekleşmemiştir),
komprador burjuvazinin ve toprak ağalarının bir başka kliğini temsil eden
Kemalist iktidarı devirmek, yerine işçi sınıfı önderliğinde ve işçi-köylü temel
ittifakına dayanan demokratik halk diktatörlüğünü kurmaktır.
İBRAHİM KAYPAKKAYA