Kürdistan’da ve İstanbul’un yoksul mahallelerinde devam eden kuşatmanın son kurbanı Pınar Gemsiz.


15 Mayıs Pazar günü, akşam saatlerinde Gazi Mahallesi’nde polisin ablukası vardı. İki aylık anne Pınar Gemsiz, üçüncü katta evinin balkonunda göğsüne saplanan üç polis kurşunu ile vuruldu. Yaralı olarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Yine bir eve faşizmin ateşi düştü, bir ana daha çocuğunun ağlayışları, yakınlarının çığlıkları arasında hayatını kaybetti.

Ağız dolusu küfürler etmek istiyor, dudaklarımızı ısırıp, yumruklarımızı sıkıyoruz.

Düşünün, bir çocuğun daha büyüdüğünde saçlarını tarayan, öpüp koklayan, okula başladığında elinden tutan bir annesi olmayacak. Ne kadar benziyor değil mi kaderi Doğu’da çocuk olanla?

Sonrasında yaşananlara hiç yabancı değiliz. Ethem Sarısülük’ün katili Ahmet Şahbaz’ı kurtarmak için polislerin kask numaraları kapatılmıştı.

Dilek Doğan’ın katili özel harekatçı Yüksel Moğultay’ı kurtarabilmek için Dilek Doğan’ı canlı bomba ilan etmiş, hatta “abisi vurdu” yalanını üretmişlerdi.

Yılmaz Öztürk, “Karakola patlayıcı attı, çıkan çatışmada vuruldu” yalanına sarılıp katilleri kurtarmak için çırpınmışlardı.

Gazi’de de ilk olarak hemen olay yerine gelerek arkadaşlarını kurtarabilmek için olay yerindeki boş mermi kovanlarını toplayıp delilleri yok ettiler. Sonra da mahalleyi abluka altına alarak herhangi bir toplanmayı, halkın tepkisini önlemeye çalıştılar.

Utanmayıp sorsunlar: Pınar Gemsiz’in üçüncü katta evinin balkonunda ne işi varmış? İçeride oturmayıp, balkona çıkarak ne yapmak istiyormuş?

Yoksul mahallelerde askeri kuşatma var

Bir süredir İstanbul’un yoksul, politik mahalleleri polis tarafından yoğun ablukaya tabii tutuluyor. Bunların en başında da Gazi Mahallesi geliyor. Gazi Mahallesini uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. Dünden bugüne mevcut sömürü sistemine muhalif kesimlerin yaşadığı politik bir yerdir. Direnişini, baş eğmeyen sokaklarını tanırız.

Biz değil ama, egemenler Gazi’den korkar. Bu yüzden resmi yollar ile giremediği bu mahalleye, gayrı resmi çeteleriyle, polisiyle, türlü zırhlı araçlarıyla saldırıyor. Halkı baskı altına alıp, sindirmek için katletmekten de geri durmuyor. Gazi Mahallesi bir süredir iktidara yakın kaynaklar tarafından hedef gösteriliyor ve türlü saldırılara maruz kalıyor.

Bunun en somut örneğini geçtiğimiz günlerde yaşadık. Bu zihniyet Doğu’da cenazeleri çırılçıplak soyarak bedenlerini sokakta teşhir ediyordu. Geçen hafta da Gazi Mezarlığı’nda bulunan şehit mezarlarını tahrip edip daha sonra konvoy halinde mehter marşı eşliğinde mahalleye girdiler. Bu gövde gösterisinin ardından, ertesi gün mezarlıkları düzenlemeye giden devrimcilere mezarlıkta pusu kurarak saldırdılar.

Bu gücü ve yetkiyi nereden aldıkları belli.

Ülkenin bir yanında Kürt halkına karşı savaş açıp halkı katlederek, soykırımdan geçirerek, sürgün ederek teslim alacaklarını sanıyorlar. Çıkacak herhangi bir muhalif sese dahi tahammülleri olmadığı için Batı’daki halklara da gözaltı, infaz, siyasi soykırım sopasını göstererek sindirmeyi amaçlıyorlar.

Bugün Doğu’da yürütülen savaş devam ediyor ve Batı’ya yansımalarını da Gazi, Okmeydanı, Armutlu gibi politik mahallelerde hissedebiliyoruz. Nasıl ki Uğur’un, Ceylan’ın katledilmesine sessiz, tepkisiz kalarak Berkin’in kaderini tayin ettiysek Cizre’ye, Sur’a, Nusaybin’e sessiz kalarak da Okmeydanı, Gazi, Armutlu’nun kaderini tayin ediyoruz. Şırnak‘tan Ali Sünbül’ün öldürülmesiyle başladığımız günü, Gazi Mahallesi‘nden Pınar Gemsiz’in katledilmesiyle kapatıyoruz.

Bizleri acıya, ölüme alıştırmak istiyorlar. Geleceğin kaygısını taşımamızı istiyorlar. Onların her yaptığına, aldıkları her karara karşı saygılı bireyler olmamızı istiyorlar. Çünkü bu şekilde bizleri daha kolay kandırıp sömürebiliyorlar. Bizler saygılı oldukça daha çok bebeler anasız büyüyecek, artık saygısız olma zamanımız gelmedi mi?

Bize yaşam hakkı tanımayanların karşısına geçip ‘Artık Yeter’ diyeceğiz.
Dilek Doğan’ın abisinin katillere attığı yumruk olacağız!

Yoksulun, ezilmişin yumruğu ağır olur. Bu öfkeyi hepiniz hissedeceksiniz!
CAN ÇELİKER-GEZİTE.ORG



Daha yeni Daha eski