HDP’nin çağrısıyla “Darbelere hayır, demokrasi hemen” diyen binler İstanbul’da buluştu. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Darbeye ve diktatörlüğe karşı demokrasi güçleriyle el ele vereceğiz” dedi


Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Örgütü tarafından bugün (23 Temmuz) Sultangazi Gazi Şehir Parkı’nda “Darbelere hayır, demokrasi hemen” sloganıyla düzenlenen halk buluşmasında binler buluştu.

Askeri ve sivil darbeye karşı taşıdıkları döviz ve pankartlarla demokratik direniş vurgusu yapan halklar PKK Lideri Abdullah Öcalan’la görüşmelerin de bir an önce başlatılmasını talep etti. Miting, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler için yapılan saygı duruşu ile başladı. “Darbelere ve faşizme karşı mücadeleye, demokrasi cephesine” pankartını taşıyan kitle sık sık, “Ne cunta darbesi ne de Saray darbesi” sloganlarını attı. Alanın güvenliği HDP’li görevliler tarafından alınırken, polisler çok sayıda zırhlı araç eşliğinde alana girmeye çalıştı. Halkın tepkisi ile karşılaşan polisler parktan çekilmek zorunda kaldı.

Mitinge HDK Eşsözcüsü Ertuğrul Kürkçü, HDP milletvekilleri Pervin Buldan, Ferhat Encü, Garo Paylan, Mehmet Emin Adıyaman, DİSK Yönetim Kurulu üyesi ve Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Kanber Saygılı, KESK ve bağlı sendikaların yöneticileri, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF), Devrimci Parti Genel Başkan Yardımcısı Hakan Aktaş, ESP, DBP, Mücadele Birliği, EMEP, Çağrı Dergisi, SYKP, Rojava Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Doğu ve Güney Doğu Dernekleri, SODAP, Vartolular Derneği, YAKAY-DER, yöneticilerinin de aralarında olduğu çok sayıda kişi katıldı.

Mitingin açılış konuşmasını ise HDP İstanbul il eş başkanları Doğan Erbaş ve Aysel Güzel yaptı. Eş başkanlar konuşmalarında 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında ilan edilen OHAL uygulamasına tepki göstererek, PKK Lideri Öcalan ile acilen görüşecek heyetlerin İmralı’ya gönderilmesi çağrısını yaptı. Doğan Erbaş, “Barışın, demokrasinin yolu Öcalan’dan geçiyor. Herkes bunu biliyor” diyerek, tecridin bir an önce kaldırılmasını istedi.

Etkinliğe katılan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, platforma çıkarak halka seslendi. Türkiye’de tarihi eşiklerin, kırılmaların yaşandığı günlerden geçildiğini belirten Demirtaş, gözü dönmüş bir cuntanın halkın silahını halka doğrultarak 12 Eylül dönemini yaşatmak istediğini söyledi. Türkiye toplumunun 7’den 70’e askeri darbeleri yaşayarak ya da askeri darbeyi anlatılanlardan duyduğunu hatırlatan Demirtaş, halkın darbe girişimine tepkisinin bu yüzden önemli olduğunu belirterek, “Ben buradan darbeye karşı duran parti ve halkı kutladığımı belirtmek istiyorum” dedi.

Demirtaş’ın konuşmasından satır başları şöyle :

“Demokratlığınızı belirleyen şimdi yaptıklarınızdır”

“Askeri cuntaya karşı çıkmak demokratik olmak için yeterlidir ama sadece karşı çıkarak demokrat olmuyorsunuz. Darbe tehlikesi ortadan kalktıktan sonra ortaya koyduğunuz tutum demokrat olup olmadığınızı belirler. Sağcısı da solcusu da darbe karşı çıkar. Demokrat olup olmadığınızı belirleyenler şimdi yaptıklarımızdır.”

“Darbecileri 14 yıl kucağınızda büyüttünüz”

“Nelerin darbeye yol açtığını tartışmazsak, yeniden bu darbe teşebbüsleri ortaya çıkacaktır. İşte bugünkü iktidarın anlamak istemediği budur. Kenan Evren’in anayasasından kurtulmak yerine yargıyı elinize geçirmenin hesabını yaptınız. Siz MGK toplantısı yapıyorsunuz ya o darbe ürünüdür işte. Bu ya saflıktır ya da gözü dönmüşlüktür. Darbe ile mücadele mi etmek istiyorsunuz biz yanınızdayız. İlk başta o MGK’i terk edin. Darbecileri 14 yıl kucağınızda büyüttünüz, haberiniz olmadı.”

“OHAL darbeci zihniyetin ürünüdür”

“OHAL darbeci zihniyetin ürünüdür. Sen nasıl bir darbe ile mücadele yöntemi ortaya koyuyorsun da OHAL’in devreye sokuyorsun. Onlar darbe yapsaydı OHAL ilan edecekti, işkenceler yapacaktı, AİHS’i askıya alacaklarını duyuracaklardı. Bunlar da aynısını yapıyor. Bu şekilde darbe ile mücadele edilir mi? Darbe ile mücadele etmek hukukla olur.”

“Ucuz hesap ve kurnazlık peşinde koşulmamalıdır”

“Darbe ve cuntaya karşı gerici uygulamalarla mücadele edilemez. Toplumdaki kutuplaşmayı tetikleyecek üslupla darbe ile mücadele edemez. Madem ki bu toplum el ele vermeye başladı, gelin bunu fırsata çevirelim. Demokrasi ve özgürlükleri geliştirelim. Buradan ucuz hesap ve kurnazlıklar peşinde koşulmamalıdır.”

“Cizre’de Sur’da tankların karşısında duran bizdik”

“Bak Cizre’ye gönderdiğiniz toplar tanklar, Şırnak’a, Sur’a gönderdiğiniz tank ve topların başındakilerin hepsi darbeci çıktı. Kim gönderdi. Davutoğlu’nu hatırlayan var mı? 4C sözleşmesi ile işten çıkardılar. Cumhurbaşkanı ne diyordu? ‘Uzaktan atışla bütün şehri yok edin’ diyordu. Biz ne yapıyorduk, tankın önünde duruyorduk. Bu darbecilerin tanklarının, toplarının karşısında ilk biz Sur’da, Cizre’de durduk. Biz tankların önünde durduğumuzda bu generaller kahramandı, biz haindik. Daha bir kaç ay önceydi.”

“Bizim üzerimize tankı süren sizdiniz”

“Erdoğan’ın kulağına bunlar fısıldadı. ‘Tankla topla bunları bitiririz’ dediler. Anlatmaya çalıştık, ‘ülke adım adım tehlikeye gidiyor’ dedik. Bizim üzerimize tankı sürdünüz. Bir ay önce bu kitle alanlara çıktığında ücretsiz su dağıtmıyordunuz, ücretsiz su sıkıyordunuz. Kimse özür diledi mi sizden. Gülen için bunlar meydanlarda ağlıyorlardı. Biz siyaset alanında olmayalım diye her şeyi yaptılar.”

“Cumhurbaşkanı halkın önünde özeleştiri vermeli”

“Darbe ile yüzleşmek için bunları konuşmak zorundayız. Ülkenin Cumhurbaşkanı yöneticileri halkın önüne çıkıp, öz eleştiri vermek zorundalar. Bunları ‘biz buraya getirdik’ demeleri lazım. En çok oy alanları rektör yapmadılar, kendi istediklerini zorla üniversitelerin başına getirdiler. Şimdi de gözaltına alıyorlar. Fethullah Gülen’in duasını almayanları savcı hakim yapmadılar. Unuttuk mu o günleri. En az on defa anlattım bunları. ‘Siz bizi tutukluyorsunuz ama bunlar size darbe yapıyor’ dedim. Öcalan anlata anlata dilinde tüy bitti.”

“Bazıları idam diyebilir ama toplum barış, müzakere istiyor”

“Meydanlarda, alanlarda duygusallıktan gruplar idam istiyoruz diyebilirler, sen bir de geri kalan kesimi de dinle. Geri kalan kısmı da barış, müzakere istiyor. Radikal IŞİD kafalıların söylemlerine fırsat vermeyeceksin. Provokasyona gelmemelisin. Sokağa çıkan gruplar, CHP’li, MHP’li, HDP’li gruplar düşüncelerini açıklamakta özgürdür. Nasıl dün cemaatle kol kola girmek sizi bu hale getirdiyse, bugün IŞİD’lilere dikkat etmelidir AKP’liler.”

“Öcalan’la görüşmelerin önünü açın”

“15 Temmuz gününe kadar yapılan hataları bir bir masaya yatırabiliriz. Halk bizden barış istiyor. Öcalan ile görüşmeleri engelleyeceğine görüşmelerin önüne açın. Yeni bir demokratik fırsatın önünü açmalıyız. Konuşarak, yeniden çözüm sürecine dönerek, diyaloğu kurabiliriz. Her kes yeniden gelişmeleri masaya yatırmak zorundadır.”

“Darbeye karşı Kenan Evren yasaları ile mücadele edilmez”

“OHAL süreci uzatılmamalıdır. Madem OHAL’i devlete karşı ilan ettiniz halka da barış ve demokrasiyi ilan edin de inanalım. Sokaklar muhalefete kapatılırsa sadece iktidara taraf olanlara açılırsa buda tutarsızlıktır. Bunu yaparsanız o zaman darbeye karşı olanlar da, saraya karşı olanlar da alanlara çıkar. ‘Ben darbecilerle mücadele ediyorum’ adı altında cemaat sempatizanlarını da mağdur edersen yanlış yaparsın. Basın yayın organları üzerinde topyekün bir yasaklamaya gidilme ihtimali vardır. Buna karşı dikkatli olunmalıdır. Gözaltı süresinin 30 güne çıkarılması zaten bir işkencedir. Darbeye karşı Kenan Evren yasaları ile mücadele edilemez. Derhal bu yanlıştan vazgeçelim.”

“Hürşit Külter nerede?”

“Cizre’de, Sur’da, Nusaybin’de işlenen suçları hangi siyasetçilerin eliyle yapıldığı ortada. O kentleri yakıp yıktınız da, 40 bin darbeciyi bir gecede bulabildiniz de, Şırnak’ta kaybedilen Hurşit Külter arkadaşımızı aylardır bulamadınız.”

“Gelin toplumsal bir uzlaşıda bulunalım”

“Gelin toplumsal bir uzlaşıda buluşalım. Kürt sorununda silahsızlanmaya barışa gidecek ortamı yaratalım. Gelin bu ülkenin işçilerine, emekçilerine özgürlüğünü verebilelim.Gelin bunu yapalım ki bu ülkede darbelerin olmayacağını tüm dünyaya anlatalım. Özgürlük isteyen herkesle omuz omuza yürümeliyiz. Bizler İzmir’de, Diyarbakır’da alanlara çıkarak, demokratik haklarımızı almaya devam etmeliyiz. Bizim AKP’ye oy vermiş kişilerle sorunumuz olamaz. AKP’lilerden farkımız var. O sadece AKP’yi korumak istiyor, biz ise tüm Türkiye’yi korumak istiyoruz.”
Daha yeni Daha eski