Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

Reviews

SHOW_BLOG

Şarkıları Olan Hikayeler - 6

                                                                                                   Yılmaz Odabaşı'nı unutmadan... ...


                                                                                                   Yılmaz Odabaşı'nı unutmadan... (H.G)

Hınca hınç dolu meydan… 

Hani iğne atsan yere düşmez.

Meydanın en başında bir sahne. Bir sürü ışık. Bir adam ve türküleri.

Meydandaki kalabalıkta coşku dizginsiz. Arada sloganlar... “Her yer Taksim…”

Kalabalığın en arkasındaki hareketliliğe bir yenisi daha mı ekleniyor…

Otuz, kırk kişi yerleşiyor meydanın arka ucuna. Görenler daha bir coşuyor sanki.

“Hasan Abi” diye bağırışlar var, sonra bir alkış tufanı, ıslıklar, şamata…

Uzun saçlı, orta boylu, sakalı bıyığına karışmış bir adamın elleri selam oluyor herkese.

Sonra gruptan yine aynı slogan… “Her yer Taksim…”

Meydandan karşılık buluyor… “Her yer direniş…”

Uzun saçlı, orta boylu,  sakalı bıyığına karışmış adamın hemen yanında bir kadın duruyor.

Sessizce bakıyor adama. Her hareketini, her konuşmasını dikkatlice izliyor.

Adamın onu gördüğü yok. Orada, yanı başında olduğundan… Kadının farkında bile değil.

HAYRİ GÜNEL
Ortalık tam duruluyor derken, başka bir slogan daha patlıyor meydanın arka ucundan.

Adam slogana hazırlanırken tam, yanındaki kadını görüyor.

Boşverecekken, bir daha bakıyor kadına. Kadından bir gülümseme…

Evet bu O!

Adamdaki şaşkınlığın tarifi mümkün değil. Anlatacak kelimeler icat edilmemiş henüz.

“Alev” diyebiliyor sadece…

“Merhaba” diyor kadın.

Adam gülmeye başlıyor… “Hani kırk yıl düşünsem, böyle, burada, seni…”

“Yakarım geceleri diyen sen değil miydin, geldim işte”

“O şarkı…evet… ama epey geçmedi mi üstünden”

“Geçti ama eminim hala dinliyorsundur”

“Hem de nasıl”

“Peki senin için önemli olan geçen zaman mı…”

Sözünü tamamlamasına izin vermiyor adam kadının.

Sokulup sarıyor kadını.

Kadın razı, kadın hüzünlü, kadın mutlu…

Meydanda gürültü, meydanda şamata, meydanda ıslıklar, meydanda slogan, meydanda alkış…

Kadının başındaki türbanı dağılıyor.

Etraftan takılanlar oluyor… Mavranın bini bir para…

Şaşkın, ürkek, içten, samimi cümleler havada uçuşuyor…

“Hasan Abi ne iş”

“Hadi Ulen bakın işinize...”

Türbanını toplamaya çalışıyor kadın… Sonra adama dönüyor

“İş üstündesin yine… Hem de benim iktidarıma…”

Gülüyorlar karşılıklı.

Meydan tekrar patlıyor…

“Her yer Taksim…”

"Ne zaman geldin sen, kimle geldin, inanamıyorum hala..."

Küçücük “Kasaba” uyumuyor…!

HAYRİ GÜNEL
("ŞARKILARI OLAN HİKAYELER: 6, HAYAT BİR KURGUDUR ASLINDA")

EKONOMİ/PARA/PİYASA