Ahmet Şık: Bu hakim ve savcılara da cemaatçilere olan olacak Gazeteci Ahmet Şık, yedi yıla kadar hapsinin istendiği davada hakim karşısına...
Ahmet Şık: Bu hakim ve savcılara da cemaatçilere olan olacak
Gazeteci Ahmet Şık, yedi yıla kadar hapsinin istendiği davada hakim karşısına
çıktı.
Cumhuriyet gazetesinin tutuklu muhabiri Ahmet Şık, 2012’de
Oda TV davası kapsamında tutuklu kaldığı Silivri Cezaevi’nden çıkarken
söylediği “Bu komployu kuranlar cezaevine girecek” sözleri nedeniyle yedi yıla
kadar hapsinin istendiği davada hakim karşısına çıktı. Gazeteci olduğunu
hatırlatan Şık, “Ben tehdit etmem, kehanette bulunmam. Cemaatin hakim ve
savcılarının başına ne geldiyse, bu hakim ve savcıların başına da bu gelecek”
dedi. Cumhuriyet’ten Canan Coşkun’un haberine göre, Şık’ın yargılandığı
iddianamede mağdur sıfatıyla yer alan 39 hakim ve savcıdan 28’i meslekten ihraç
edilmiş durumda. 30 isim arasında kaçak ya da tutuklu hakim ve savcılar da yer
alıyor. Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen duruşmayı PEN
International, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, DİSK Basın-İş ve Türkiye-AB
Delegasyonu üyeleri de takip etti. Şık’ın çok sayıda meslektaşı da dayanışma
için duruşma salonunda yer aldı. Şık ifadesine şöyle başladı: “2011 yılında, o
zamanki adıyla Ergenekon olan torba davanın sanığı olarak tutuklandım. 13 ay
tutuklu kaldım, bu komplo zincirinde. Komplonun failleri, benim ve herkes
açısından belliydi. Devlet bürokrasisine, güvenlik bürokrasisine çöreklenmiş
mafyatik bir örgüt, bir mafya örgütü, Gülen cemaatini kastediyorum, arkasına
AKP’nin siyasi desteğini de alarak kendince düşman bellediği herkesi tasfiye
etmeye girişti. Bu bağlamda bir takım komplolardan tutuklandım. 12 Mart 2012’de
tahliye kararı çıktı. Cezaevi kapısının önünde bir konuşma yaptım. Bu
konuşmanın bir yerinde şöyle bir şey söyledim: ‘Bu komployu yürüten polisler,
komplonun yürütülmesinde görev alana hakim ve savcılar bizim çıktığımız
cezaevine girecekler’
‘BEYANLARIMI AYNEN TEKRAR EDİYORUM’ DEDİM
Ateist
olduğunu, dolayısıyla beddua etmeyeceğini aktaran Şık şöyle devam etti: “Din
tacirliği yapan bir şarlatan hiç olmadım. Dolayısıyla bir kehanette bulunmadım.
Somut olguları siyasi birikimimle harmanlayarak durum tespitini yapmıştım.
Velhasıl bu durum tespiti doğru çıktı. Bu konuşmamdan ötürü, sanırım 39 hakim
ve savcı kendilerini terör örgütüne hedef gösterdiğim ve hakaret ettiğim
iddiasıyla hakkımda şikayetçi oldular. Dosyayı hazırlayan savcı o teşkilattan
mıydı hatırlamıyorum ama ifadeye gittiğimde avukatım yanımdaydı. ‘Ya Ahmet bey,
şu ifadeleri değiştirin de kapatalım şu dosyayı’ tarzında bir ifade alma işlemi
oldu. Ben de ‘Beyanlarımı aynen tekrar ediyorum’ dedim ve dava açıldı. Yaklaşık
üç ay öncesine kadar şikayetçi olduğunu söyleyen 39 hakim savcıdan, 30’u ya
tutuklu, ya firar etmiş. Dolayısıyla o siyasi birikimle harmanladığım, o somut
olguları bir araya getirdiğim tespit doğru çıktı. Ben hala
yargılanıyorum.” Şık, hiçbir zaman
tehdit ya da kehanette bulunmayacağını, somut olgular üzerinden hakikati
yazmaya çalıştığını aktardı.
‘HAKİM VE SAVCILAR DA BU TOPLAMA KAMPINA
GİRECEKLER’
Şık şunları da kaydetti: “Burada süren yargılamada, sizi tenzih
ediyorum, diğer yargılamanın sonucu bekleniyor. Eğer oradan ceza alırsam burada
benim tehdit ve hakaret ettiğime karar verilecek. Beraat edersem aksi karar
çıkacak. Adalet böyle de tecelli etmez. Dolayısıyla burada benim beraat etmem
gerekiyor. Ve şu anda geçmişte Gülen cemaatinin tetikçiliğini üstlenen yargı
mensuplarının aynısı AKP’nin tetikçiliğini üstlenmek üzere yine yargı
içerisinde örgütlü durumda. Ben yine bir durum tespiti yapacağım. Cemaatin
hakim ve savcılarının başına ne geldiyse, bu hakim ve savcıların başına da bu
gelecek. AKP, 15 yıldır iktidar yolculuğunda, kendilerince dava arkadaşı diye
niteledikleri kişileri bile safralarından kurtulurcasına attılar. Bir dönem
ihtiyacı olduğu, kendilerinin hukuksuzluğuna destek çıkan herkesten
vazgeçtiler, sanmasınlar ki o hakim ve savcılardan vazgeçmeyecekler,
sanmasınlar ki bu zulme destek çıkanlardan vazgeçmeyecekler. Burada bunu da
tekrar ediyorum. Şu anda yaşadığım hukuksuzluğun altında imzası olan hakim ve
savcılar da bu toplama kampına girecekler, ama gerçek suçlular olarak
girecekler. Bu davadan da beraatimi istiyorum.” Şık’ın avukatı Can Atalay da
beraat talep etti. Hakim ise ‘geçici hakim’ olduğunu belirterek dosyanın
incelemeye alınmasına, bu nedenle duruşmanın 26 Nisan’a ertelenmesine karar
verdi.