Halkın çoğunluğu bu Anayasa değişikliğinin ne anlama geldiğini, içeriğini bilmiyor. Birçok AKP’li gazeteci bile “Niye bu kadar aceleye get...
Halkın çoğunluğu bu Anayasa değişikliğinin ne anlama
geldiğini, içeriğini bilmiyor. Birçok AKP’li gazeteci bile “Niye bu kadar
aceleye getirildi, niye içerik tartışılmadı” diyerek gerçeklerin halktan
gizlendiğini itiraf ediyor. O zaman iş başa düşmüştür. Anlatacağız. Bu ülkenin
gördüğü en büyük “konuşma seferberliği”ni yapacağız
Anayasa değişikliği teklifi Meclis’ten geçti. Şimdi sıra
referandumda. Anketlerde Anayasa değişikliğinin içeriğini “hiç” bilmeyen, “çok
az” ya da “biraz” bilenlerin oranı yüzde 78. Nasıl bilinsin? Düşünce, ifade
özgürlüğü ve gösteri hakkının dahi kısıtlandığı, muhalif medyanın kapatma
kararları ile susturulduğu bir Olağanüstü Hal döneminde, kapalı kapılar ardında
hazırlanıp, kavga dövüş Meclis’ten geçirilen bir teklif bu.
Ülkenin nasıl yönetileceğini belirleyen bir Anayasa
değişikliği, hakkındaki Meclis görüşmelerinin canlı yayımlanmadığı, haber
bültenlerinde görüntülerin kırpılarak kendine yer bulduğu, tartışma
programlarında az doğru çok yanlış “bilgi”nin halkın üzerine boca edildiği,
“Hayır” diyenlerin ekranlarda yer bulamadığı bir süreçle Meclis’ten geçirildi.
Üniversitelerin, akademisyenlerin, gazetecilerin,
hukukçuların, sendika ve demokratik kitle örgütlerinin, meclis dışı siyasi
partilerin, halkın özgürce Anayasa değişikliğini tartışmasına izin verilmeyen,
hızıyla insanları serseme çeviren bu süreçte herkesin hemfikir olduğu bir şey
var, halkın çoğunluğu bu Anayasa değişikliğinin ne anlama geldiğini, içeriğini
bilmiyor. O zaman iş başa düşmüştür. Anlatacağız. Bu ülkenin gördüğü en büyük
“konuşma seferberliği”ni yapacağız.
“Kararsızım” diyen, “İçeriğini bilmiyorum ama ‘güçlü
Türkiye’ için evet diyeceğim” diyen yurttaşlara seslenelim: “Sadece bu Anayasa
değişikliğini önerenleri değil, “hayır” diyenlerin gerekçelerini de dinleyin”.
Gerçekten dinlediğinizde neden “#TekAdamRejimineHayır” dediğimizi anlayacaksınız…
Maddelere boğulmadan işin özetini versek yeterlidir, mesele
“Güçlü Türkiye” değil tüm gücün bir “Tek Adam”da toplanmasıdır… Ayrıntı isteyen
için ise durum aşağıdaki gibidir…
Anayasa değişikliği ne getiriyor?*
Kısaca özetlersek, “cumhurbaşkanlığı sistemi” diye sunulan
Anayasa değişikliği teklifinin asıl hedefi dünyadaki örneklere benzer bir
“başkanlık sistemi” kurmak değil kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırıp
“kuvvetler birliği” sistemi kurarak tüm yetkiyi “Tek adam”a devretmektir.
Yasama ve yürütme kuvvetlerini “Tek Adam’da birleştirmektir.
Anayasa değişikliği ile bildiğimiz parlamenter sistem
ortadan kalkıyor. Başbakan ve Bakanlar Kurulu ortadan kaldırılıyor.
Yasama organı olarak Meclis’in ana işlevlerinden biri olan
yürütmeyi dengeleme ve denetleme imkanı tamamen ortadan kaldırılıyor. Devlet
organlarının kanunla düzenlenmesi kuralının terk edilmesi gibi birçok alanda
Meclis’in yasa yapma yetkisi elinden alınıyor.
Tek bir kişiye, oylarımızla seçtiğimiz Meclis’i feshetme,
ülkeyi sürekli olağanüstü halle, kanun hükmünde kararname ile yönetme yetkisi
veriliyor.
Bu sistemin dünya üzerinde başka bir örneği yok.
Bu sistemde tüm yetkiler bir kişinin/ Tek Adam’ın elinde
toplanacak. Nasıl mı? Madde madde anlatmaya çalışalım…
Tek Adam karşısında hükümsüz Meclis
Anayasa değişikliğinin getirdiği sisteme göre tüm yetkileri
elinde toplayacak “Tek Adam” TBMM seçimleri ile birlikte yapılacak
“cumhurbaşkanlığı” seçimleri ile seçilecek. Genel seçimler 4 yıldan 5 yıla
çıkarılacak. Ve Tek Adam ile Meclis’in görev süreleri mutlak biçimde birbirine
bağlanacak. İki seçimin aynı anda yapılması ile Cumhurbaşkanı ile Meclis
çoğunluğunun aynı siyasi partiden olması yani yasamanın yürütme güdümünde
oluşması hedeflenecek.
Meclis çoğunluğu, Tek Adam’ın partisinde değil de başka parti
veya partilerin milletvekillerinden olsa dahi mevcut sistemde olduğu gibi
bakanlar kurulu ve başbakanı seçemedikleri için, milletvekili seçimlerin
yapılmasının anlamı da kalmayacak. Asıl olan tek seçim Tek Adam’ın seçilmesi
olacak. Milletvekili sayısı 600’e çıkarılacak ama ana işlevleri “maaşlarını”
düzenli alıp, ayrıcalıklarını korumak olacak.
Tek Adam, partisinin başında yer alabilecek. Yani
“cumhurbaşkanı” partili olacak, partisinin genel başkanı olabilecek. “Tarafsız”
ve “bağımsız” olmayacak.
Meclis’i millet değil Tek Adam seçecek
Tek Adam, partisinde de egemen olduğu ve hangi
milletvekillerinin seçileceğine karar vereceği için seçimleri partisi
kazandığında Meclis çoğunluğu da Tek Adam tarafından belirlenmiş olacak.
Meclis’in Cumhurbaşkanı karşısında bir bağımsızlığı kalmayacak.
Hiç seçmediğiniz Bilal’i o koltukta görmek ister misiniz?
Tek Adam, tüm bakanları ve yardımcılarını kendisi
belirleyecek. Örneğin Tek Adam oğlunu cumhurbaşkanı yardımcısı olarak
atayabilir. Değişiklik teklifine göre cumhurbaşkanlığı makamının geçici/sürekli
boşalması halinde yenisi seçilene kadar Tek Adam tarafından atanan
Cumhurbaşkanı yardımcısı cumhurbaşkanının tüm yetkilerini kullanabilecek. Oğul
örneğinden gidersek böyle bir durumda tüm bu yetkiler seçim olmaksızın babadan
oğula devredilebilecek. Gözünüzün önüne oğlu getirmek bile yeniden düşünmek
için bir neden olabilir (!)
Millet bakacak, Vekilleri bakacak, Tek Adam’ın adamları
yönetecek
Sayısı belli olmayan bu söz konusu bakan ve cumhurbaşkanı
yardımcılarının maaşlarını biz vergilerimizle ödeyeceğiz ancak onlar Meclis’e
dolayısı ile halka karşı değil Tek Adam’a karşı sorumlu olacak. Onun ağzından
ne çıkarsa onu yapacak. Tek Adam atadıklarını istediği zaman görevden
alabileceği için, ona itiraz etmeleri de mümkün olmayacak. Tek Adam’ın yaptığı
atamalar Meclis ya da başka bir organın denetimine ve onayına bağlı olmayacak.
Tek Adam, üst kademe kamu görevlilerini atayabilecek,
görevlerine son verebilecek, atamalara ilişkin esaslar yine tek adamın
çıkaracağı kararname ile belirlenecek. Tüm bürokrasi sadece Tek Adam’a karşı
sorumlu olacak.
Tek Adam sorgulanamayacak, soru bile sorulamayacak
Halk yine oy verip Meclis’teki milletvekillerini seçecek
ancak halkın seçtiği Meclis’in yürütme organını-Tek Adam’ı denetlemesi mümkün
olmayacak. Meclis’e karşı sorumlu bir hükümet (yürütme) oluşmayacak, güven
oylaması kalkacak. Doğalında milletvekilleri ortadan kaldırılan bakanlar kurulu
için gensoru veremeyecek. Düzenleme ile sözlü soru ortadan kaldırılacak. Mevcut
sistemde yürütmenin başı olan başbakana yazılı soru sorabilirken değişiklik
referandumdan geçerse milletvekilleri Tek Adam’a soru bile soramayacak. Ancak
yardımcıları ve bakanlarla muhatap olabilecek. Üstelik değişiklikte yazılı
sorular cevaplanmazsa ne olacağı yazmadığı için bu uygulamanın da hiçbir etkisi
olmayacak.
Tek Adam sevmediği Meclis’i feshedebilecek
Bugünkü gibi Mecliste basit çoğunlukla (Meclis’teki vekil
sayısının yarısı) erken seçim kararı alınamayacak. Meclis’in beşte üçü bu
kararı verebilecek. Seçim kararı verildiğinde “Tek Adam” seçimi de birlikte
yapılacak. Ancak hazırlanan sistemde Meclis çoğunluğu Tek Adam’ın partisinden
olduğunda o istemediği sürece yasal süre dolmadan ülkeyi seçime götürmek mümkün
olmayacak. Tabi Tek Adam isterse her şey çok “kolay” olacak.
Tek Adam Meclis seçimlerinin yenilenmesini istediğinde.
Meclis’i feshedebilecek. “Ben yaptım oldu” demesi yeterli olacak. Tek Adam’a oy
vermeyenlerin de temsil edilmesi gereken Meclis sadece Tek Adam’ın kararı ile
yenilenecek. Halkın kolektif çıkarı değil Tek Adam’ın siyasi çıkarı belirleyici
olacak. Seçim tehdidi Tek Adam’ın elinde Meclis’in üzerinde salladığı bir
kılıca dönüşebilecek.
Tek Adam koltuğu bırakmak istemezse…
Peki ya Tek Adam koltuğu bırakmak istemezse? Değişikliğe
göre cumhurbaşkanının iki kez seçilme hakkı var. Ancak ikinci dönemde yasal
süre bitmeden Tek Adam Meclis’i feshedip yeniden seçime giderse iki kez
sınırına takılmadan bir kez daha aday olabilecek.
Tek Adam’ın yürütmeye ilişkin konularda kararname çıkarma
yetkisi olacak. Ülkeyi Meclis’e hiç sormadan çıkardığı kararnamelerle
yönetebilecek. Mevcut sistemde KHK çıkarma yetkisi parlamentonun kabul edeceği
ve konu, amaç ve süre gibi unsurlar açısından sınırlandırılmış bir yetki
yasasına dayanır ve sonrasında da parlamentonun KHK’yi onay yoluyla
denetlemesini içerirken, yapılan değişiklikle TBMM’nin denetim olanakları
tamamen ortadan kaldırılacak. Tek Adam yetkisini doğrudan Anayasa’dan almış
olacak.
Tek Adam’ın partisi Meclis’i kilitleyecek
Anayasa’ya göre yasama yetkisi devredilemez, ancak Anayasa
değişikliği referandumdan geçerse Tek Adam’a kanunla düzenlenmeyen bir konuyu
kararnameyle düzenleme, yasal boşlukları kararnameyle doldurma yetkisi
verilecek. Tek Adam, eğer yasayla düzenlenmiş bir alan varsa o konuda kararname
çıkaramayacak. Ve eğer çıkardığı kararname yasa ile çatışırsa o yasa
uygulanacak, ancak Meclis çoğunluğu da Tek Adam’ın partisindeyse Meclis’in
kanun çıkarması engellenerek “yasal boşluk” alanlarında at koşturabilecek.
Tek Adam, “cumhurbaşkanlığı kararnamesi” ile Bakanlıkların
kurulması, kaldırılması, görev ve yetkileri, teşkilat yapısı, merkez ve taşra
teşkilatlarının kurulmasını sağlayabilecek. Örneğin Aile Bakanlığı ya da
örneğin Çevre ve Şehircilik bakanlığı bir gecede kapatılabilecek, bu kamu
kurumlarında halkın yararına işletilebilecek tüm mekanizmalar Tek Adam’ın bir
sözü ile kaldırılabilecek.
Devlet Denetleme Kurulu bile Tek Adam’ın oyuncağı olacak
Tek Adam örneğin Atatürk Kültür, Dil, Tarih Yüksek Kurumu,
TRT, YÖK, Kredi ve Yurtlar Kurumu, Üniversiteler, Devlet Tiyatroları, Türk
Patent Enstitüsü, Sosyal Güvenlik Kurumu gibi…“kamu tüzel kişiliği” kurma konusunda
da kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisine sahip olacak. Yine Devlet
Denetleme Kurulu ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği gibi kritik
kurumların tüm işleyiş ve teşkilat yapılarında kararname ile değişiklik
yapabilecek.
Tek Adam, yönetmelik de çıkarabilecek.
Tek Adam’ın canı sıkılırsa OHAL ilan edecek
Tek Adam, olağanüstü hal (OHAL) ilan edebilecek. Üstelik
kendi bakanlarından bile görüş almasına gerek yok. Bir sabah uyanıp olağanüstü
hal ilan edebilir. Yapılan değişiklikle olağanüstü hal ilan nedenleri de
arttırılıyor. Savaş, savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi,
seferberlik, ayaklanma, doğal afet, salgın hastalık ve ağır ekonomik bunalım
gibi birbiri ile ilişkisiz konular OHAL ilanına gerekçe yapılıyor.
Değişiklikte olağanüstü halin kaç kez uzatılabileceği
konusunda bir sınır getirilmediği için, örneğin Tek Adam görevde bulunduğu süre
boyunca ülkeyi sürekli olağanüstü halle yönetebilecek.
OHAL ilan ettiğinde OHAL kararnamesi çıkarabilecek ve
çıkardığı kararnameler “kanun” hükmünde kabul edilecek. Anayasaya uygunluk
denetimi dışında bulunan bu kararnameler ile Tek Adam bu kararnamelerle Anayasa
hükümleri de dahil olmak üzere hukuk düzeninde kalıcı değişiklikler
yapabilecek. Yani olağanüstü ilan ettiği dönemde Anayasayı da fiilen askıya
alabilecek.
Tek Adam istediği suçu işleyecek, yargılanamayacak
Bu kadar yetkiyi elinde toplayan Tek Adam nasıl mı
yargılanacak? Bekir Bozdağ diyor ki şimdiye kadar Cumhurbaşkanı yalnız vatana
ihanetten yargılanabiliyordu, değişiklikle siyasi sorumluluk veriliyor, cezai
sorumluluk getiriliyor. Elbette Bozdağ tüm yürütme yetkisini Tek Adam’ın elinde
topladığını, bahsedilenin aynı “cumhurbaşkanı” olmadığını söylemediği gibi,
ceza almasının neredeyse imkansız olduğundan da bahsetmiyor. Şöyle ki Tek Adam
hakkında ancak 600 vekilin salt çoğunluğu yani 301 vekil soruşturma açılmasını
teklif edebilecek, ancak beşte üçünün onayıyla (360) bu teklif kabul edilecek
ve yine ancak 400 vekil “evet” derse Yüce Divan’a gönderilebilecek. Yani Tek
Adam Meclis çoğunluğunu elde tutan bir partinin genel başkanı olursa kendi
partisi istemediği sürece yargılanamayacak. Tek Adam iktidarı bittikten sonra
da eğer Meclis’in nitelikli çoğunluğu “evet” demezse yargılanmayacak.
Hadi diyelim olmayacak şey oldu. Tek Adam Yüce Divan’a
gönderildi. Yani Meclis’in üçte ikisi Tek Adam suçludur diye düşündü. Tek
Adam’ın yargılanmak için gideceği yer Anayasa Mahkemesi yani üyelerinin büyük
bölümünü atadığı yer. Hadi diyelim burada da olmayacak şey oldu. Tek Adam mahkum
oldu. Eğer mahkumiyet “cumhurbaşkanı seçilmeye engel” bir suçtan değilse Tek
Adam görevde kalmaya devam edecek.
Tek Adam istemezse kimse yargılanamayacak
Tek Adam’ın atadığı bakanlar ve cumhurbaşkanı yardımcıları
eğer suç işlerlerse, yani aşina olduğumuz o “dörtlü” gibi hırsızlık, yolsuzluk
yaparlarsa, rüşvet alırlarsa ne olacak? Onların da Yüce Divan’a sevk edilmeleri
için yine üçte iki (400) oy gerekecek. Yani Tek Adam istemediği sürece hiçbir
bakan ve yardımcısı yargılanamayacak. Görevleri bittikten sonra da
yargılanmaları için aynı oran gerekecek.
“Bağımsız yargı” yok, “Tek Adam’a bağımlı yargı” var
Peki ya yargı? Tek Adam, Anayasa değişikliği ile yeni adı
HSK (Hakimler ve Savcılar Kurulu) şeklinde değişecek olan HSYK’nin, neredeyse
yarısını kendisi seçecek. HSK Başkanı, Tek Adam tarafından atanan Adalet Bakanı
olacak. Tek Adam tarafından atanan Adalet Bakanlığı müsteşarı ise tabi üye
olacak. Sayısı 13’e indirilen üyelerden 4’ünü Tek Adam kendisi atayacak. Tek
Adam’ın atadığı HSK üyelerinin göreve başlaması için Meclis’ten onay
aranmayacak. Kalan üyeler TBMM’de, yani hâkim meclis çoğunluğu yani iktidar
partisi ve değişikliğe destek veren parti tarafından belirlenecek. Yani Meclis
çoğunluğu Tek Adam’ın partisindeyse HSK’nın tüm yapısını o belirleyecek. Yargı
bağımsızlığı tamamen ortadan kaldırılacak.
Dosta düşmana o karar verecek, sonra kandırılmışım deyip
işin içinden çıkacak
Tek Adam ülkenin “milli güvenlik siyaseti”ni belirleyecek.
“Milli Güvenliğin sağlanması ve TSK’nın yurt savunmasına hazırlanmasından”
Meclis’e karşı Tek Adam sorumlu olacak. Yani istediğini düşman istediğini dost
ilan edebilecek. Ülkenin savaşa sürüklenmesine ya da ülkedeki bir toplumsal
kesimin “iç düşman” olarak belirlenmesine tek başına karar verebilecek, sorun
çıktığında “kandırıldım” deyip işin içinden çıkabilecek.
Tek Adam, TSK başkomutanı olacak. Askerleri istediği gibi
savaşa sokup çıkarabilecek. Zorunlu askerlikle TSK’ya katılan gençler Tek
Adam’ın ağzından çıkan söz ve aldığı kararla ölüme gönderilebilecek.
Genelkurmay Başkanı Tek Adam’a karşı sorumlu olacak.
Memleketin kasası Tek Adam’a
Biraz da “paradan” haber verelim. Yapılan Anayasa
değişikliği ile Tek Adam bütçeyi de kendisi oluşturacak, Meclis’e kendisi
sunacak. Halkın parasının nereye aktarılacağına, eğitime, sağlığa, savaşa ne
kadar bütçe ayrılacağına kendisi karar verecek. Dünyadaki “başkanlık
sitemlerinde” Meclis’in elindeki en önemli koz “başkanın” bütçesi üzerindeki
onay yetkisiyken “Türk tipi başkanlık” diye sunulan Tek Adam sisteminde bu
denetleme/denge unsuru da ortadan kaldırılacak. Tek Adam bütçesi Meclis
tarafından onaylanmazsa, geçici bütçe kanunu çıkarılacak o da çıkarılamazsa
eski bütçe yeniden değerlenme oranına göre arttırılarak yürürlüğe girecek.
Meclis tamamen işlevsizleşecek. Tek Adam Meclis onayı dahi olmadan harcama
yapabilecek.
Maddeleri de örnekleri de çoğaltmak mümkün. Ama bu kadarı da
referanduma götürülen Anayasa değişikliğinin temel özelliğini anlatmaya
yetiyor. 80 milyonun iradesi, bu memleketin bugünü ve geleceği tek adama teslim
edilebilir mi? HAYIR!
* Yazıda Önce Demokrasi’nin “Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine teknik ve
bilimsel rapor” metninden, mecliste.org’ta yayımlanan uzman görüşlerinden
yararlanılmıştır. (ÖZGE OZAN – SENDİKA.ORG)