Kadın başımızla hatırlatalım o zaman tane tane; kaç kere HAYIR dedik size, hayır HAYIR demektir, anlamıyor musunuz? “Kürtaj yasaklansın” dediniz; “Sokaklar yasak” dediniz; “Tecavüzcüyle evlen” demeye yeltendiniz ve biz “hayır” dediğimizde, o tehditkâr elinizi geri indirdiniz. Şimdi bir kez daha “Hayır, HAYIRDIR” diyoruz ve artık bu son olsun istiyoruz! 


“Edat (Ha’yır) / Arapça- hayr”: 1) Yok, öyle değil, olmaz anlamlarında onamama bildiren söz 2) Olumsuz cümlelerde anlamı pekiştiren söz: “Hayır, bana dokunmanı istemiyorum!” “Hayır, 12 yaşında çocuğu evlendirmeni istemiyorum!” “Hayır, haklarımı gasp etmeni istemiyorum!” “Hayır, tecavüzcüyle evlenmek istemiyorum!” “Hayır, tepemde reislik taslamanı istemiyorum!”

Türkiyeli kadınların özellikle son 30 yıllık kazanılmış haklarının tümünü raporları, önergeleri, yasa taslakları ve gizli gündemleriyle gasp etmeye kafayı takmış bir şahsın sultasındaki meclis, demokratik konuşma hakkını kullanmak için kendini kürsüye kelepçelemek zorunda kalan bir kadın vekili döverek varlığına son verdi. Şimdi OHAL’li, savaşlı, bombalı ve krizli bir ortamda referanduma gidiyoruz! Sandıkta ne oylanacak sanıyorsunuz? 600 itaatkâr adamını, bakanlarını ve yardımcılarını, yasamasını, yürütmesini ve yargısını ve devletinin tüm kurumlarıyla kasasını, kendi yazıp yine kendi uyguladığı kararnameleriyle yönetecek bir uzun ADAMIN upuzun diktatörlüğü mü? Hayır!

Kadın erkek eşitliğine asla inanmayan ve fıtratta eşit olmayanların kadın mı kız mı olduğuna eskiden beri pek meraklı olan söz konusu zatla ilgili anayasa oylamasında, kadınların birinci sınıf insan olup olmadığı da oylanacak! Kendisi 2010 Anayasa referandumunda kadınlara “AKP tipi pozitif ayrımcılık” vaat edip sonra şiddet, cinayet, taciz, tecavüz cehenneminin kapılarını sonuna kadar açmış olan bir partinin reisidir nihayetinde. “Pozitif ayrımcılık” vaadinin aslı astarı erkek egemen korumacılık kılıflı negatif ayrımcılıktan ibaretti ve o zamandan bu yana binlerce kadının öldürülmesine, cinsel şiddetin apaçık biçimlerde yaygınlaşmasına ve çocukların bedenlerine kadar uzanmasına neden oldu. Medeni kanun, eğitim müfredatı, miras hakları, boşanma hakları, ceza yasası, okullar, fetvalar, meydanlar, işyerleri ve sokaklar; kadınları erkeklerin ve ailenin malı sayan; dağılan erkek egemenliğini dinsel kurallarla yeniden meşrulaştırmaya çalışan “AKP tipi pozitif ayrımcılığın” kadınlara saldırısının başlıca alanlarına ve araçlarına dönüştü. Şimdi bu ülkenin kadınlarına bir de bunun “başkanlık tipini” dayatacaksınız, öyle mi? “Hayır, bu hiç de kolay değil beyler!”

Çünkü biz kadınlar, yediden yetmişe, sağcıdan solcuya, kürtaj yasası ile bedenlerimizi nasıl zapt etmek istediğinizi gördük; beden demişken, Özgecan’ın nasıl katledildiğini ve sizin ağzınızdan dökülen fıtrat sözlerinin nasıl kadın kırımlarını kışkırttığını; Ensar Vakfı’nda çocuklara nasıl tecavüz edildiğini ve sizin onları nasıl bağrınıza bastığınızı… Aladağ’da yanan kız çocuklarını gördük; önce öne sürüp sonra yanlış hesap kadınlardan dönünce geri çektirdiğiniz tecavüzü aklama yasanızı… Şimdi bizi her şeyin tek bir ADAMIN ağzından çıkan söze bağlı olduğu, kimsenin bu tek ADAMI denetleyemediği, hatta kimsenin bu ADAMA soru bile soramadığı bir “itaat” dünyasına hapsedebileceğinizi mi düşünüyorsunuz? “Hayır, siz o halde olanları unutmuş olmalısınız!”

Kadın başımızla hatırlatalım o zaman tane tane; kaç kere HAYIR dedik size, hayır HAYIR demektir, anlamıyor musunuz? “Kürtaj yasaklansın” dediniz; “Sokaklar yasak” dediniz; “Tecavüzcüyle evlen” demeye yeltendiniz ve biz “hayır” dediğimizde, o tehditkâr elinizi geri indirdiniz. Şimdi bir kez daha “Hayır, HAYIRDIR” diyoruz ve artık bu son olsun istiyoruz!

Bunun için biz şimdi kadınların yaşam hakkıyla ilgili bir özsavunma bilinciyle; tam ve eksiksiz insanlar olarak, ele tutuşup tek ADAM düzeni dayatmanıza karşı örgütleniyoruz. Sokaklarda, otobüslerde, evlerde ulu orta yüksek sesle hayırlı sohbetler yapıyoruz; kendi taleplerimizi elimize alıp kapı kapı dolaşarak diğer kadınlara ulaşıyoruz; kendimiz, çocuklarımız ve ülkemiz için neden hayır dediğimizi; yani hakikati tüm kadınlara anlatıyoruz.

Kurum, dernek, parti kimliklerimizi bir kenara bırakıp, kadın dayanışmasının “hayır” ortaklığıyla harekete geçiyoruz. Kadın Hayır Meclisleri’ni, ayrı kadın meclisleri kurmamız mümkün değilse kadın komitelerimizi; bu bile mümkün değilse “hayır” günlerinde bir araya geldiğimiz kadın sohbet çemberlerini örgütleyerek, kendi tarihimizin ve hayatımızın iplerini elimize alıyoruz. Hayır demek için gruplar, halkalar, çemberler, komiteler, meclisler örgütleyen kadınlar olarak, hayır diyen bütün kadınlar gibi güçleniyoruz; özgürleşiyoruz; karanlığa karşı ışıklı aydınlık bir kumaşı hep birlikte ilmek ilmek dokur gibi, umudu büyütüyoruz.

Tüm kadınları Kadın Hayır Meclislerinde, komitelerinde, çemberlerinde bir araya gelmeye; kadın düşmanlığının tek ADAM düzenine karşı kadın dayanışmasının; kadınların eşit ve özgür yaşama hakkının çok sesli, demokratik, yaratıcı özsavunma cephesinde buluşmaya çağırıyoruz.

(Çiğdem Çidamlı – SENDİKA.ORG)
Daha yeni Daha eski