Ölmekte olan ağaçlar yaşam mirasını komşularına devredip öyle ölüyor… Farklı türden ağaçların arasında tek ağacı yüzlercesine bağlayabilen mantar ağlarıyla kaynak paylaşımı yapılıyor!

Bir ağacın mantar ağı sayesinde etrafındaki yüzlerce ağaçla bağlantı kurduğu son yapılan bilimsel araştırmalarla kanıtlandı. Fotoğraf: Turgut Tarhan

Dünyaca ünlü bir çevreci olan British Columbia Üniversitesi’nden Prof. David Suzuki, The Sacred Balance / Kutsal Denge adlı kitabında, bitki türlerinin neredeyse yüzde doksanının toprak mantarlarıyla desteklendiğini, tek ağacın köklerinin çevresinde düzinelerce mantar türü bulunabileceğini söylüyor. Mantarların yeraltında, ağaç köklerinin çevresinde bulunan ipliksi uzantıları topraktaki azot, fosfor gibi maddelerin ağaçlara ulaşmasını sağlıyor. Ağaçlardan gelen fotosentez ürünleri de mantarları besliyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar, uzak ağaçların köklerini bile birbirine bağlayan mantar ağlarıyla ağaçlar arası kaynak transferi de yapıldığını gösterdi.

Kanada’nın British Columbia Üniversitesi’nden Prof. Suzanne Simard, bir ağacın mantar ağıyla yüzlerce ağaca bağlanabileceğini söylüyor. Örneğin; British Columbia Eyaleti’nin iç kısmında bulunan Douglas göknarı ormanının, sadece 30 metreye 30 metrelik küçük bir alanında yapılan araştırmada, bir ağacın kırk yedi ağaçla bağlantılı olduğu, tek mantarın on dokuz ağacı birbirine bağladığı tespit edildi. Suzanne Simard ve ekibi, 2015’te Scientific Reports adlı akademik dergide yayımlanan makalelerinde, mantar ağlarının ölmekte olan bitkilerden komşu türdeş bitkilere hızla fosfor ve azot aktardığının gösterildiğini vurguladılar. Mantarların karbon, azot, fosfor gibi kaynakların türdeş ve türdeş olmayan komşu bitkilere aktarımını sağladığına dair giderek artan sayıda kanıt bulunduğunu belirttiler. Sonuçları Nisan ayında ünlü akademik dergi Science’ta yayımlanan yeni bir araştırma da, kayın ve ladin gibi birbirlerinden çok farklı ağaçların aralarında bile büyük miktarda karbon transferi olduğunu gösterdi.

Prof. Simard ve ekibi, önceki çalışmalarında Douglas göknarı fideleri gölgede kaldığında kâğıt huş ağacından fidelere fotosentez ürünü karbon gittiğini, kâğıt huş ağacı mevsime bağlı olarak yapraksız kaldığında ise fidelerden huş ağacına karbon aktarıldığını tespit etmişti. Simard ve meslektaşları, sonuçlarını Scientific Reports’ta yayımladıkları araştırmaları için Douglas göknarı fidelerinin tüm iğne yapraklarını kopardılar.

Fotoğrafta görülen zehirli sinek mantarı gibi bazı mantarların yeraltındaki ipliksi uzantıları uzak ağaçları bile birbirlerine bağlayabiliyor.

Yaprakları koparılan fidelerden komşuları ponderosa çamına çok miktarda karbon transferi oldu. Prof. Simard, bu araştırmaya dair şunları söylüyor: ”Douglas göknarlarını kendi akrabaları arasında ve yabancılar arasında yetiştirdik ve kendi akrabalarını tanıyabildiklerini keşfettik. Douglas göknarı ve ponderosa çamını birlikte de yetiştirdik. İğne yapraklarını kopararak ve batı ladini tomurcuk böceğinin (Choristoneura occidentalis) saldırısına maruz bırakarak Douglas göknarına zarar verdik; sonra göknar, ağıyla komşu ponderosa çamına çok fazla karbon gönderdi.” Simard bunu öleceğini “anlayan” ağacın karbon mirasını komşusuna bırakması şeklinde yorumluyor.

Douglas göknarı fidelerinin bütün yaprakları koparıldığında komşu ponderosa çamına yalnızca karbon değil, stres sinyalleri de gitti. Bu da, ponderosa çamında savunma enzimlerinin sentezlenmesine neden oldu. Prof. Suzanne Simard, Mart ayında Avustralya’nın ABC radyosuna verdiği röportajda yaşlı, büyük bir ağaca zarar verdikleri bir deneylerinde, ağacın çevresindeki türdeşi olmayan fidelere de savunma sinyalleri gönderildiğini söyledi. (Selcen Pirge – ATLAS DERGİ)
Daha yeni Daha eski