ETA sadece İspanyol sağcı parti PP-Halk Partisinin üyesi olmaktan başka bir özelliği olmayan Miguel Angel Blanco’yu kaçırdı. Bazı ETA tutsaklarının serbest bırakılmasını talep edip, 48 saat mühlet tanıdı. ETA 48 saat sonra Blanco’yu infaz etti. Bütün İspanya ile birlikte, bütün Bask partileri de bunu protesto ettiler. ETA bu sefer daha önceki, kendi manifestosunu da çiğnemişti. Sıradan bir PP-Halk Partisi üyesi olan Miguel Angel Blanco’nun öldürülmesiyle, ETA sahip olduğu meşruiyet zemini kaybetti.


Toprak biraz üstünkörü kapanmıştı. Sağda solda birkaç direk, kenarlarında sarı ve fosforlu şerit parçası kalmış, biraz boyunları bükük hâlâ duruyorlardı. Üstünde dolaştığımda hâlâ insanın ayağı toprağa gömülüyordu. Bir tarihin sonu gömülmüştü buraya, 50 yıldan fazla süren bir savaş. Şimdi sadece toprak kapatılıvermiş üstüne ve bu da tam anlamıyla bugünü, Bask ülkesinin barış sürecini yansıtıyor. Şimdilik sadece üstü örtülmüş…

8 Nisan günü, yani ETA’nın son silahları teslim etme gününde buranın fotoğrafını da görmüştüm. Altında hiçbir şey yok gibiydi. Dokunulmamış bir toprak parçasıydı sanki. Sonra altından 574 kilogram bomba yapımı malzemesi, 247 tüfek, mermiler çıktı. ETA’nın son silahlarını teslim ettiği son 8 yerden biriydi. Polise haber vermeden, önce sivil toplum üyelerine bildirilmişti son silahların gömüldükleri yerler. Onlar gidip, etrafında önlem alarak, polisi beklemişlerdi. ETA’nın son silahlarını teslim ettiğine dair haber geldiğinde, halk sokaklara döküldü. Artık barış için hiçbir engel kalmamıştı. Bunu kutladılar.

Peki, ETA nasıl silahlarını bıraktı? Birçok nedeni bu seferlik kenara koyarak, filmin sonundan başlayarak geri gidelim. Benim henüz üç gün önce ayaklarımın dibindeki bu silahların son teslim edildiği ormanlık alandan, ETA’nın ilk kuruluşuna kadar bir özet; ETA 1959 yılında Küba devriminden de esinlenerek kuruldu. Franco diktatörlüğüne karşı Bask ordusu. Fakat silahlı eylemlerine 1968 yılında başladı. 1968’den 1975’e kadar bunu sürdürdü. Mesela bunlardan en önemlisi, Franco’nun halefi, başbakan Luis Carreo Blanco’nun 1973 yılında suikast ile öldürülmesiydi ki rejimin sonunu getiren eylemdi denilebilir. Diktatörlüğün yıkılmasıyla 1975 ile 1978 yılları arasında, demokrasiye geçiş döneminde örgüt ikiye bölündü. ‘ETA militar’ adını alan kısım, 1978’de ‘Demokrasinin Bask meselesinde hiçbir şeyi değiştirmediği’ iddiasıyla eylemlerine devam etti. 1988-1989 yıllarında yeni bir manifesto yayınlayarak ‘İspanyol hükümeti için çalışan her düzeyde asker, polis ve güvenlik görevlisinin’ ve yönetici politikacıların düşmanları olduğunu ve daha fazla saldırı düzenleyeceklerini’ açıkladılar. Böyle de oldu. Bu tarihten sonraki dönem, ETA’nın en çok öldürme eylemi gerçekleştirdiği dönemdi. Bugüne kadar öldürdükleri 829 kişinin çoğu, bu 1997’ye kadar olan dönemdeydi. Bu arada öldürülenlerin çoğunun üst düzey polis, asker ve komutanlar olduğunun altını çizmeli. Konuştuğum eski ETA militanları bunu sık sık vurguluyordu.

Olan tam bu yılda oldu. ETA sadece İspanyol sağcı parti PP-Halk Partisinin üyesi olmaktan başka bir özelliği olmayan Miguel Angel Blanco’yu kaçırdı. Bazı ETA tutsaklarının serbest bırakılmasını talep edip, 48 saat mühlet tanıdı. İspanyol polisi bunun üzerine ETA’cıları ele geçirmek üzere baskınlar yapmaktan başka bir şey yapmadı tabii ki ve ETA 48 saat sonra Miguel Angel Blanco’yu infaz etti. Bütün İspanya ile birlikte, bütün Bask partileri de bunu protesto ettiler. ETA bu sefer daha önceki, kendi manifestosunu da çiğnemişti. Sıradan bir PP-Halk Partisi üyesi olan Miguel Angel Blanco’nun öldürülmesiyle, ETA sahip olduğu meşruiyet zemini kaybetti.

Gerilla, silahlı mücadele sürdürenler, hiçbir ülkede durup dururken çıkmadıkları gibi, hiçbir ülkede halkından destek almadan mücadeleyi sürdüremez. Gerilla hareketleri çok bilinenin aksine zorunlu olarak ‘demokratik’ olmalıdır. Yani mesela halk barış istiyorsa, hiçbir gerilla hareketi savaşa devam edemez. Yenilir ya da marjinalleşir.

Ancak Bask ülkesindeki gelişmeler sadece bundan ibaret değildi tabii ki. Bu arada Bask özerk yönetimi kurulmuştu. Bask, Katalonya ile birlikte İspanya’nın en fazla özerk haklara sahip bölgelerden biriydi. Katalonya referandum ile, demokratik bir biçimde bağımsızlığını talep etmeye yaklaşmıştı. Bu arada okullarda Baskça eğitim uzun yıllar önce başladı ve benzeri. Yani hiçbir şey eski hamam eski tas değildi tabii ki.

O günden sonra, ETA çok az silahlı eylem yaptı. 2009’dan itibaren hiç yapmadı ve 2011 yılında silahlı mücadeleyi bıraktığını açıkladı. Nihayetinde 2017 yılının Nisan 8’inde de son silahlarını başında anlattığım biçimde teslim etti.

Eğer barış için, denklemin uymayan taraflarını bir tarafa koyarak sorarsak; Necmettin öğretmen, Miguel Angel Blanco mu? (METİN YEĞİN – GAZETE DUVAR)
Daha yeni Daha eski