“Her ne kadar ekonomik sebeplerden dolayı yapılmış bir uygulama olsa da , geniş çerçeveden bakıldığında AFC Wimbledon`ın kuruluş şekline çok yakışan, amatör ruhla işlenmiş, gayet sempatik bir düşünce. Selçuk İnan’ın eve sevdiğiniz filmi alıp geldiğini, Veli Kavlak’ın size sabah kahvaltısı hazırladığını ya da Mehmet Topal’ın “Bu akşam pizza mı yesek?” diye sorduğunu hayal ettiğinizde sizin de bu fikir hoşunuza gidecektir!”


Wimbledon dediğimiz zaman bir çoğumuzun aklına İngiltere’nin Wimbledon semti ve aynı adı taşıyan dünyanın en önemli Grand Slam tenis turnuvalarından biri gelir. Ancak yaşı yeten okuyucularımız bir zamanlar Premier Lig’de fırtına gibi esen Wimbledon F.C. takımını da hatırlayacaklardır. Hatta bu fırtınaya Avrupa’da dur diyen bir Bursaspor  bile vardı.

Wimbledon F.C. artık yok , futbol ile yakından ilgilenen bir çok kişinin bileceği üzere , kulüp ekonomik sorunlar nedeniyle kapanma noktasına gelince, kulübün isminin ve armasının değiştirilerek başka semte taşınmasını (Minton Keynes Dons olarak ) kabullenmeyen taraftarlar belki de dünya futbolunda benzeri görülmemiş bir reaksiyon göstererek kendi futbol kulüplerini kurmuşlar , armasını, renklerini ve semtini koruyarak “AFC Wimbledon” olarak kendi taraftarlık kültürü ve bağlılıkları dahilinde kulüplerini yaşatmışlardı.

En üstten alta doğru sayıldığında İngiltere 7. Liginden başladıkları yolculuklarında, kuruldukları 2002 yılından bu sezona kadar 3 lig atlayarak hatırı sayılır bir başarı ile şu an League 2 ( 4. Lig ) `ye kadar ulaşmış durumdalar. Ancak 11 yıl önce gösterdikleri bu sosyolojik reaksiyon ne kadar ilgi çekici ise bu süreçte yaptıkları bir çok uygulama da en az kuruluşları kadar ilgi çekici.

2013 yılının Ocak ayında Port Vale takımına karşı oynayacakları lig maçından önce saha tamamen kar ile kaplıydı ve bu maçı mutlaka zamanında oynamak istiyorlardı. Maçtan 1 gün önce web siteleri ve sosyal medya aracılığı ile çağrı yaparak , gönüllü taraftarların yanlarında uygun ekipmanlar getirmesi ve kar temizleme çalışmalarına katılmalarını istediler. Bir 4. Lig takımı için buraya kadar her şey bir nebze normal görünse de işleri ilginç yapan kar temizleme çalışmalarına Teknik Direktör Neal Ardley dahil tüm üst ve alt yapı ekiplerinin de katılmasıydı. 

Yine 2013 yılının ekim ayında ise resmi web sitelerinden bir duyuru yayınlayarak “Football Fans Against Homophobia” ( Futbol Taraftarları Homofobiye Karşı ) isimli kampanyaya destek veren ilk İngiliz kulübü oldular. 

Kulübün çıtayı bir kademe yukarı taşıdığı son uygulama ise biraz farklı bir iş. AFC Wimbledon , geçtiğimiz hafta içi yaptığı duyuru ile taraftarlarından futbol tarihinde belki de hiç görülmemiş bir istekte bulundu. AFC Wimbledon yönetimi, taraftarlardan kulübün kiraladığı ya da denemeye aldığı oyuncular için evlerini açmasını istedi!  Şartlar ise gayet net tanımlanmıştı ; mümkünse ayrı bir oda ve oyuncunun konaklayacağı evin kulübün konuşlandığı bölge olan Kingston Upon Thames`e yakın olması.

Her ne kadar ekonomik sebeplerden dolayı yapılmış bir uygulama olsa da , geniş çerçeveden bakıldığında AFC Wimbledon`ın kuruluş şekline çok yakışan, amatör ruhla işlenmiş, gayet sempatik bir düşünce. Selçuk İnan’ın eve sevdiğiniz filmi alıp geldiğini, Veli Kavlak’ın size sabah kahvaltısı hazırladığını ya da Mehmet Topal’ın “Bu akşam pizza mı yesek?” diye sorduğunu hayal ettiğinizde sizin de bu fikir hoşunuza gidecektir! (FOURFOURTWO – 11.02.2014)
Daha yeni Daha eski