CHP'den 2019 için flaş çıkış: BOYKOT
Türkiye'de seçim güvenliğinin ortadan kalktığını söyleyen
CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen, ''AKP eliyle hukuk çökertilmiştir. Sahte
seçmen kayıtlarıyla olmayan seçmenler yaratılmıştır. Bu şartlar altında
yapılacak bir seçim şaibelidir ve hukuksuzluğu meşrulaştırmaktan başka bir işe
yaramaz. Bu seçimler boykot edilmelidir'' dedi…
CHP Trabzon Milletvekili Avukat Haluk Pekşen nüfus
kayıtlarında yapılan değişiklikler ve seçim güvenliği ile ilgili bir basın
açıklaması yaptı.
Nüfus kayıtlarıyla oynanarak sahte seçmenler yaratıldığını
ve bu şartlar altında yapılacak bir seçimin meşru olmadığını belirten Pekşen,
''Zehirli ağacın meyvesi de zehirli olur. Kayıtlar sahte, kişiler sahte. Bu
sahteciliğin kirliliği içerisinde yer alan herkes kirlenir. Hani çok kullanılan
bir söz var, ‘Biz doğru bir şey mi yapıyoruz, bir şeyi doğru mu yapıyoruz.’
diye. Türkiye'de artık herkes biliyor ki, hepimiz biliyoruz ki, AKP doğru bir
şey yapmıyor'' dedi.
TBMM Anayasa Komisyonu’nda seçim ve sandık güvenliği ile
ilgili konuşma yapan CHP’li Pekşen özetle şunları söyledi;
TOPLUMDA GÜVEN İNŞA EDEMEDİNİZ
''Türkiye’de AKP Genel Başkanı’nın bildiği hiçbirimizin
bilmediği, koşullara göre değişen ve onun Türkiye'nin gündemine angaje ettiği
bir anayasa var. Bu anayasa öyle bir anayasa ki dakikalık, saatlik, günlük,
psikolojimize göre de değişiyor. Hukuk güvenliğini tümüyle yıktınız ve inşa
edemediniz. Evet, inşa ediyorsunuz, betonlar, yollar, otoyollar ama bu ülkede
güven inşa edemediniz, en büyük sorun da zaten güvendir. Hiç kimsenin hukuka
güveni yok, hiç kimsenin geleceğe güveni yok, hiç kimsenin seçime güveni yok.
Seçim güvenliği yok, sandık güvenliği yok.
UYARILARIMIZI DİNLEMEDİNİZ
Bakın günlerdir konuşuyoruz kişisel verilerin güvenliği ile
ilgili olarak. Buradan seslendik, ‘Bu tamamen uluslararası kurumların sizin
elinizle Türkiye'nin bütün kişisel verilerini ele geçirmelerine ilişkin bir
yöntemdir, düşmeyin bu tuzağa.’ dedik. Türkiye'nin ABD ile yaptığı anlaşmalara
bakın. ‘Siz, o anlaşmalar doğrultusunda bu kişisel verileri, belli kayıt altına
alırsanız, yarın bunların hepsi Türkiye için stratejik tehlike olarak bize karşı
kullanılır.’ dedik, dinlemediniz.
YÜZ YIL ÖNCE ÖLMÜŞ İNSANLAR KAYITLARDA SAĞ GÖRÜNÜYOR
Geçenlerde kişisel veriler kamuya yansıdı. Hepimiz büyük bir
merakla ‘Dedemin babasının adı neymiş? Sülale nereden gelmiş? Acaba bir sıkıntı
var mı?’ diye kişisel verilerin içerisine daldık. Ama gördük ki durum çok
farklı. Ne oldu? Birçoğumuz orada, geçmişte ölmüş olan büyüklerimizin sağ
gösterildiğini gördük. Artık sağ mı, ölü mü tartışmasından daha öte bir durum
var. Bugün seçmen kütüklerinin tamamı üzerinde bilerek ve istenerek yapılan bir
değişiklik olduğu iddia diliyor. 2 milyonu aşkın, ihdas edilmiş seçmen olduğu
iddia ediliyor.
VATANDAŞ SEÇİM GÜVENLİĞİNE İNANMIYOR
Böyle bir durumda seçim ve sandık güvenliği konuşuyoruz. Hiç
kimsenin Türkiye'de seçim güvenliğine inandığını düşünmüyorum. Seçimlerin nasıl
yönlendirildiğini, yönleneceğini ve sandıktan neyin çıkacağını hepimiz
biliyoruz, herkes biliyor, bilmeyen hiç kimse yok. Arkadaşlar, hiçbiriniz
"Ya, böyle sahte kimlik oluşturulur mu? Bu doğru değil."
demiyorsunuz. Niye? Çünkü maalesef, bu gerçek, siz de bunu biliyorsunuz. Ben,
vicdanınızın benim söylediklerimin tamamıyla bire bir örtüştüğünü biliyorum.
Hepiniz vicdan sahibi insanlarsınız. O zaman, lütfen vicdanla hukuk düzenini
örtüştürün.
BU SAHTEKARLIĞIN SORUMLULARI NEDEN ARAŞTIRILMIYOR
Buradan, bu tür yöntemlerle iktidarda kalınmaz. İktidarı ele
geçirebilirsiniz. İktidarı ele geçirmek ile iktidarda kalmak başka bir şeydir.
İktidar vicdanlarda kalınır. Koltukları ele geçirdiğinizde iktidar olduğunuzu
zannetmeyin. Bu sahte belgeyi küm düzenledi? Bu bilgisayar hangi bilgisayardır?
Bu veriyi kim girdi? Bu bilgisayarlarla kaç tane böyle veri girildi? Allah aşkına
bunları sorun. Bunu sormadan, burada seçimlerde güvenlik beklemek saflık olur.
Bu şartlar altında seçim yapmanıza da gerek yok zaten.
YAPILAN SEÇİM DEĞİL HUKUKSUZLUĞUN MEŞRULAŞTIRILMASIDIR
Ben şahsi düşüncemi söyleyeyim, partim benim düşünceme
katılır, katılmaz bilmiyorum ama benim şahsi düşüncem, bundan öte yapılacak
bütün seçimleri boykot etmektir. Bu seçim değil ki çünkü. Bu, bir yolsuzluğu,
bu bir hukuksuzluğu meşruiyet zincirine taşıma gayreti. Bunlar ortaya çıkmadığı
sürece sandığa gitmişiz, seçim yapmışız; bunun adı "seçim" değil. Ne
istiyorsanız yapın ama bütün bu hukuksuzlukları 80 milyona meşruiyet diye
anlatmaya kalkmayın; kimse inanmaz.''