Son seçim yasasıyla ve iktidar eliyle mühürsüz oylar yasal
statüye kavuşturuldu.
“Vatandaş çağrısıyla gelebilir” denilerek devletin kolluk
gücü AKP ve MHP’nin hizmetine sokuldu.
Böylelikle sandıkların denetimi tamamen ittifakın eline
bırakıldı.
Bu ve benzerleri işin yani seçimin teknik yanı.
Daha da önemli olan başka bir şey var.
Bırakın gensoruyu, sözlü soru önergesinin bile yürürlükten
kaldırıldığı bir meclis artık bu haliyle “sözüm ona meclis”tir. Böyle bir meclise milletvekili sokmaya
çalışmaksa ahmaklık. Çünkü böyle bir meclise her şeye karşın girmeyi
başarabilmiş muhalif milletvekilinin herhangi bir ağırlığı, etkisi, gücü vs
olmayacaktır. Dolayısıyla bu seçim sadece Erdoğan’ı oylamak için yapılacak manipülasyon
bir seçimdir artık.
Kısacası, gerçekte olmayacak olan bir meclise milletvekili
sokmaya çalışmak, nafile bir çabadır. Muhalif seçmen de, yalnızca, “oy
kullandığını zannedecektir”. Tüm yetkilerin bir tek kişide toplandığı ve
meclisin aslında fiilen ortadan kaldırıldığı bir seçim, bilinen anlamı ve
içeriğiyle bir seçim değildir.
Erdoğan’ın karşısında seçime girmeyi kafasına koyan muhalifler,
yukarıdan beri sıraladığımız gerçekleri göz ardı etmek suretiyle düpedüz
Erdoğan’ın ekmeğine yağ sürüyorlar. Erdoğan’ın amacı, son seçim yasasıyla daha
da güçlendirdiği “düzeneğine” muhalifleri de ortak etmektir. Görünen o ki, bu
amacına da ulaşacaktır.
İşte bütün bu nedenlerden dolayı;
Daha fazla zaman kaybetmeden ve hiç oyalanmadan, CHP, İYİ
PARTİ, SP, HDP ve diğer bütün muhalif partiler, çevreler ve oluşumlar,
seçimleri BOYKOT edeceklerini açıklamalıdırlar!
Böylesi bir BOYKOT, galibi önceden yasalarla belirlenmiş bir
seçim aldatmacasına ortak olmamak ve bu aldatmacanın mucitlerini yalnız
başlarına bırakmak anlamına gelecektir.
Mühürsüz oy pusulasının dahi yasayla geçerli kılındığı bir
seçim asla demokratik olamaz, sadece galibi önceden ilan etmek anlamına gelir.
Bu gerçeğe rağmen,
adına seçim denecek olan bu aldatmacaya ortak olup kampanyalara
kalkışmak, ittifak arayışlarına girmek ihanettir
ve iktidardaki grubun, seçimle gitmeyeceğini ilan etmesi
demek olan bir manipülasyona boyun eğmek anlamına gelir.
O yüzden;
"KAYBETMEMİ İMKANSIZ KILIN SEÇİMİ"ni BOYKOT etmek
diğer her şey bir yana, tarihsel bir sorumluluktur ve yurtseverliktir! Tersi
ihanettir!
İttifak seçimi kazanacaktır. Hem de 2. Tura bile kalmadan
kazanacaktır. Ama bu kazanma, seçimin demokratik olmayan niteliğinden ve oy
sayma mekanizmasının denetiminin ve kontrolünün iktidarın elinde olmasından
dolayı gerçekleşecektir.
Bu seçim, bir “KAYBETMEMİ İMKANSIZ KILIN” seçimidir!
Böyle
bir düzeneği ancak BOYKOT bozabilir.
Düzeneği yalnızlaştırmanın ve
yalnızlaştırarak deşifre etmenin ve bozmanın tek yolu BOYKOT’tur! BOYKOT
dışındaki her çaba nafile çaba olacaktır.
BOYKOT, ister kabul edin, ister etmeyin, ülke ve gelecek
adına, artık tarihi bir sorumluluk haline gelmiştir!
Çünkü bu koşullarda
muhalefetin seçim kazanmasının imkan ve ihtimali kalmamıştır!
Burada sözü edilen BOYKOT, hedefi sadece bir düzeneği, bir
tezgahı bozmak, bozmaya çalışmak olan bir BOYKOT’tur.
Yani, anti demokratik bir
tezgahı,
-seçme hakkımızı boykot yoluyla kullanıp bozacak- bir BOYKOT.
Bir kez daha yineleyelim:
Erdoğan, normal bir seçimle iktidarını bırakıp gitmeyecektir. Asla gitmeyecektir. Kesinlikle gitmeyecektir! İçinde bulunduğu koşullar Erdoğan'a bunu dayatmıştır. O koşullar mevcudiyetlerini artarak korurlarken, iktidarı normal bir seçimle bırakıp gitmenin ne anlamlara geldiğini ve geleceğini en iyi Erdoğan bilmektedir.
İşte sırf bu nedenle bile, ittifak
seçimi kazanacaktır.
Hem de 2. Tura bile kalmadan kazanacaktır.
Her şey buna göre ayarlanmış, düzenek buna göre kurulmuştur.
Bu kazanma,
seçimin demokratik olmayan niteliğinden ve oy sayma mekanizmasının denetiminin
ve kontrolünün iktidarın elinde olmasından dolayı gerçekleşecektir.
Dolayısıyla,
HUKUKSUZLUĞU MEŞRULAŞTIRMA DEMEK OLAN "KAYBETMEMİ İMKANSIZ KILIN SEÇİMİ"ni BOYKOT etmek, diğer her şey bir yana, artık tarihsel bir sorumluluk ve yurtseverlik haline gelmiştir! Tersi ise ihanettir!
HUKUKSUZLUĞU MEŞRULAŞTIRMA DEMEK OLAN "KAYBETMEMİ İMKANSIZ KILIN SEÇİMİ"ni BOYKOT etmek, diğer her şey bir yana, artık tarihsel bir sorumluluk ve yurtseverlik haline gelmiştir! Tersi ise ihanettir!
(HAYRİ GÜNEL)