Çünkü;

Hırsız değilim. 

Uğursuz değilim. 

Arsız değilim.

Güçlüden yana değil, haklıdan yanayım.

Namusluyum ve bu konuda asla mütevazi olmam.

Kibirle işim olmamıştır hiç.

Dinle kimseyi kandırmadım, kandırmam.

2003 doğumlu oğlum, doğmadan üç yıl önce, yatak odamızın altından bırakacağı notlar yazmadı asla.

Başarısızlıklarımın nedenlerini, başkalarına havale edip, onları suçlamadım.

Puşta puşt, namussuza namussuz, alçağa alçak, yavşağa da yavşak dedim daima.

Dünyanın en kötü insanları bile olsalar, ölülerin arkasından konuşmadım. Ölü çocukları yuhalamadım, yuhalatmadım.

Rüşvet, avanta, komisyon almadım. Haram yemedim. Benim olmayana dokunmadım.

Akşam beyaz dediğime, sabah gözümü açtığımda siyah demedim.

Hayatımın küçücük ama küçücük bir anında bile şerefsizlik yapmadım, yapmam.

Ali’nin külahını Veli’ye, Veli’nin külahını da Ali’ye giydirmeye çalışmadım, böyle bir şey aklımın ucundan bile geçmedi hiçbir zaman.

Dinlere pek kulak asmadım ama “kul hakkı”ndaki kızılı, “infak”ın güzeliğini ve “kenz”in ateşini aklımdan çıkarmadım.

Yalancı olduğunu bile göre, yalancı peşinden koşmadım. Payıma düşen desteklerin birini bile yalancıya vermedim.

Haklıyı tutku derecesinde sevdim.

Özgürlüğü ve bağımsızlığı da... Karakter gibi hem de.

Nasıl inandımsa, neye inandımsa öyle yaşadım, öyle de öleceğim. Bundan daha büyük bir onur olduğunu da hiç sanmıyorum.

Dedim ya, memleketin bu noktaya gelmesinde en ufak bir katkım yoktur. Ben, yani Hayri Günel, 58 yıldır, böyle bir memleketi hak edecek hiçbir şey yapmadım.

En büyük sevincimse, benim gibi düşünen ve yaşayan bir sürü insanın daha olduğunu bilmemdir.

Sevgiyle, dirençli ve uyanık kalın! (HAYRİ GÜNEL)
Daha yeni Daha eski