Vladimir İlyiç Ulyanov Lenin 148 yıl önce, 22 Nisan
1870’te, dünyaya geldi. Yaşamını dünya emekçilerinin kurtuluşu için mücadeleye
adayan büyük devrimci, 20. yüzyıla sosyalizmin damgasını vurmasında en önemli
isim oldu…
Vladimir İlyiç Lenin 148 yıl önce, 22 Nisan 1870 yılında,
Rusya’nın Simbirsk şehrinde doğdu. Çarlık Rusyasının zor koşullarında, emekçi
kitlelerin mücadelesine öncülük eden Lenin’in yaşamının büyük bölümü sürgünde
ve yeraltında geçti. 1917 Büyük Ekim Sosyalist Devrimi’nin mimarı, 20. yüzyıla
sosyalizmin damgasını vurmasında en önemli isim oldu.
MARKSİZMLE NASIL TANIŞTI?
Vladimir Ulyanov’un aktif siyasal mücadeleye dahil oluşu
hukuk eğitimi aldığı üniversitede gerçekleşir. Politik faaliyetlerinden dolayı
üniversitede iken tutuklanır, eğitimini yarıda bırakır. Bir yıllık sürgünün
ardından, Kazan şehrine yerleşir. Burada Marksistlerle tanışan Lenin bir yandan
da başta “Kapital” olmak üzere Marx’ın eserlerini incelemektedir.
Ancak Lenin’in Marx’la tanışması daha eskiye, ilk gençlik
yıllarına dayanmaktadır. Lenin abisi Alexandr sayesinde Marx’la tanışır.
Marx’ın Kapital’ini ilk olarak abisinde görür.
Aleksandr devrimci kimliği ile kardeş Vladimir üzerinde
büyük bir etkiye sahiptir. Abisinin Çar III. Aleksandr’a dönük suikastte yer
aldıktan sonra tutuklanıp idam edilmesi Vladimir’in hayatında bir dönüm noktası
olarak kabul edilir. Aynı zamanda kız kardeşi Anna Ulyanova da aynı gerekçeyle
tutuklanmıştır.
İŞÇİ SINIFI PARTİSİNİN KURULUŞU
Politik faaliyetlerini üniversiteden ayrılıp avukat
lisansını aldıktan sonra da sürdüren Lenin, işçi ve köylülerin devrimci
ittifakına dayalı bir mücadelenin savunuculuğunu yapar. 1894 yılında gelecekte
eşi olacak Nadejda Kurpskaya ile tanışan Lenin, 1895’te tutuklanır. 14 ay
hapishanede kalır ancak çalışmalarını burada da sürdürür. Daha sonra sürgünle
cezalandırılarak Sibirya’ya gönderilir. 1897 – 1900 arasında geçen sürgün
yaşamının ardından, Rusya’dan ayrılır. 1898’de Rusya Sosyal Demokrat İşçi
Partisi’nin (RSDİP) kurucuları arasında yer alır. Aynı yıl Lenin ve Krupskaya
evlenirler.
LENİNİST ÇİZGİNİN İNŞASI
1900 yılı Aralık ayında yayın hayatına başlayan Iskra
(Kıvılcım) Lenin’in siyasal yaşamında önemli dönemeçlerden birini
oluşturmaktadır. RSDİP’in 1903 yılında yapılan II. Kongresinde “parti
üyeliği”nin koşulları üzerine yaşanan tartışma, Menşevik Bolşevik ayrımını
beraberinde getirdi.
Lenin, Bolşevik kanadın başını çekiyordu ve parti içinde
Menşeviklere karşı mücadele yürütüyordu. Bolşeviklere göre, parti üyesi, bir
parti örgütünde veya partinin yönettiği bir örgütte fiilen çalışma yapmalıydı.
Rusya’da 1905 yılında yaşanan devrimin ardından, RSDİP’in
III. Kongresi toplanır. Lenin bu kongrede devrimin hız kesmeden devam
etmesinden yana tavır koyar. 1905 yılı Kasım ayında Rusya’ya dönen Lenin, 1905
ayaklanmasını başarısız bulan Menşeviklerin karşısına, daha ileri bir devrimin
provasının yaşandığını savunarak çıkar.
Bolşevikler ve Menşevikler, Nisan 1906’da Stockholm’de
birleşme kongresi toplamasının ardından, 1907’de Londra’da toplanan V. Kongre
ile Bolşevikler siyasi tezlerini kabul ettirirler. Lenin 1907’de Sosyalist
Enternasyonel’in Stuttgart Kongresine katılarak savaş durumunda, savaşı devrime
çevirmenin olanakları üzerinde durulması gerektiğini savunur.
Aralık 1907’de Cenevre’ye yerleşen Lenin, zorlu bir süreçle
baş etmek zorunda kalır. Yoğun baskıların yaşandığı bu dönemde mücadele
açısından bir geriye çekiliş yaşanmaktadır. Lenin birkaç yıl sonra durumu şu
sözlerle özetlemektedir: “Bir yenilgiye uğrayan bütün devrimci veya muhalif
partilerin içinden, en düzenli bir şekilde geriye çekilenler, ordularına en az
kayıp verdirenler, Bolşevikler olmuştur.”
SAVAŞTAN DEVRİM ÇIKARMAK
Ocak 1912’de RSDİP’in VI. Kongresinde Lenin, Rusya’da gizli
parti örgütlerinin kuruluşunu, bunların etrafına da elden geldiği kadar geniş
legal örgütlerin yer almasını savunur. 1912 Nisan ayında yasal olarak kurulan
Pravda’da yazmaya başlar.
1914’te İsviçre’ye geçmek zorunda kalır, Eylül ayında Bern
civarında bir ormanda, savaş sırasındaki ilk Bolşevik toplantsını yapar.
Bolşevikler, işçi sınıfının savaştan bir çıkarı olmadığını ve burjuvazinin
kesinlikle desteklenmemesi gerektiğini savunmaktadır. Savaş yıllarında Lenin’i,
aynı zamanda da Bolşevikleri zor günler beklemektedir.
Ağustos 1915’de Avrupa sosyalist partilerinin sol
azınlıkları bir araya gelerek “Zimmerwald Konferansı”nı toplarlar. Bu
toplantının ardından, 1916 Mayısında yapılan İkinci Konferansta Lenin’in etkisi
iyice hissedilmiştir. Lenin işçi sınıfının barışçıl söylemlerle pasifize
edilmesine karşı savaş açmıştır.
Nisan 1917’de İsviçre’den ayrılan Lenin, ünlü “Nisan Tezleri”ni
yapılan toplantıda Bolşeviklere sunar. Burjuva Hükümet ve işçilerin Sovyet
örgütlenmesini iki ayrı iktidar olarak tarif eden Lenin, tüm iktidarın
Sovyetlere geçmesi için mücadele çağrısı yapar.
Ekim (6 Kasım) 1917’de Hükümetin Bolşeviklere yönelik
engelleme girişimlerine rağmen, santraller, garlar ve köprüler ayaklanan
Bolşeviklerin kontrolündedir. Artık Rusya’da yepyeni bir dönem başlamıştır.
Lenin’in önderliğinde Sovyet Rusya, 1918’de savaştan çekilir. Artık Sovyet
iktidarı iç savaşla baş etmek zorundadır.
DEVRİMDEN SONRA
Mart 1919’da Kremlin Sarayında, Komünist Enternasyonel’in
(Komintern) kuruluş toplantısı yapılır. Lenin bir yandan da ülkenin ekonomik
kaynaklarının kamusal denetime geçmesi için yapılacak düzenlemeleri
planlamaktadır.
1920 Aralık ayında Lenin, Sovyetlerin VIII. Kongresinde
ekonominin yeniden teşkilatlanması ve gelişmesi için hazırladığı planı sunar.
GOELRO (Rusyanın Elektirkleşmesi için Devlet Planı) olarak bilinen bu çalışma
Lenin’in başkanlığında 200 uzman tarafından hazırlanır. Daha sonra gelen Yeni
Ekonomik Plan (NEP) döneminde de Lenin süreci yakından takip ederek, yazılı
üretimlerde bulunur.
Kasım 1922’de Komünist Enternasyonel’in IV. Toplantısında
söz alan Lenin NEP’in bilançosunu çıkararak, “İspat ettik ki, Devlet olarak
emtianın (metalar) dolanımını örgütleyebilir, tarımı da sanayii de
geliştirebilir, ileri gidebiliriz” der.
Halkla son buluşması Kasım 1922’de Moskova Sovyetine hitaben
yaptığı konuşma olan Lenin, burada şu sözleri sarf eder: “Sosyalizmi gündelik
hayata soktuk, kendimizi onda bulabilmeliyiz. İşte bugünkü görevimiz,
dönemimizin görevi.”
12 Aralık 1922’de Lenin son kez Kremlin’deki yazıhanesinde
çalışsa da, 1923 başında bazı makaleleri dikte edebildi. Lenin, 21 Ocak 1924’te
Gorki kentinde öldü. (SOL.ORG)