Ağırdır: 2020'de erken genel seçim olacak, AKP İstanbul ve Ankara'yı kaybedebilir Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Va...
Ağırdır: 2020'de erken genel seçim olacak, AKP İstanbul ve
Ankara'yı kaybedebilir
Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı'nın
(TÜSES) 24 Haziran seçim sonuçlarının ve sonrası sürecin konuşulduğu
"Demokrasiyi Kazanmak" konulu düzenlediği panelde Konda Genel Müdürü
Bekir Ağırdır, 2020'nin ilkbaharında ya da sonbaharında erken genel seçim
olacağını iddia etti. Ağırdır, 8 ay sonraki yerel seçimlerde de AKP'nin
İstanbul, Ankara gibi büyük kentleri kaybedebileceğinin muhtemel olduğunu ifade
etti…
Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı ( TÜSES )
24 Haziran seçim sonuçlarının ve sonrası sürecin konuşulduğu "Demokrasiyi
Kazanmak" konulu panel düzenledi. Panelin açılış konuşmasını TÜSES Genel
Sekreteri Muammer Keskin yaptı. Keskin, "Ciddi bir yenilgi aldık, ama
enseyi karartmaya gerek yok. Benim umudum var" dedi.
Yurt'tan BArış Can'ın
aktardığı habere göre, panele; Konda Genel Müdürü Bekir Ağırdır , Siyasal
İletişim Uzmanı Dr. Gülfem Saydan , CHP Parti Meclisi Üyesi, TÜSES eski
Başkanlarından Prof. Burhan Şenatalar konuşmacı olarak katılırken, panelin
moderatörlüğünü TÜSES Başkanı Celal Korkut Yıldırım yaptı. Yıldırım yaptığı
kısa açılış konuşmasında, 24 Haziran Seçim sonuçları ile ilgili çok farklı
yorumların yapılabileceğini, ama bunun 'çok ağır' bir yenilgi olarak kabul
edilmemesini, umudun taze tutulması gerektiğini söyleyerek sözü Bekir Ağırdır
'a bıraktı.
4 KUTUPLU TÜRKİYE
Ağırdır konuşmasına,
"Ciddi yenilgi değil, alışılmış yenilgi demek daha doğru, 4 yılda 6 kere
seçime gittik hep aynı rakamlar var. 'Buradan nasıl çıkarız?' onu konuşmamız
lazım" diyerek başladı. Ağırdır, hazırladığı grafikler üzerinden
Türkiye'deki seçmen yapısını ve eğilimlerini anlattı. Ağırdır, Türkiye'de
siyasetin dini inanç ve etnik aidiyetlerine sıkıştırıldığını belirterek,
"52 seçim de yapsak sonuç değişmez. 'Kürt-Türk, Laik-dinci' diye 4 kutuplu
bir durum karşımıza çıkıyor. Kimlik siyaseti yapmayan, 'tüm kesimleri
kucaklayacağım' diyen bir parti başarabilir" ifadelerini kullandı.
81 ilin 24 Haziran
Seçim sonuçları ile sosyo-ekonomik gelişmişlik haritalarının aynı olduğunu
grafiklerle anlatan Ağırdır, eğitim seviyesi, ekonomik düzey yükseldikçe CHP
'nin oy oranının da yükseldiğini söyledi.
' HDP 'nin oylarının
AKP'ye kaydığı' yorumlarına karşı çıkan Ağırdır, " HDP 'nin oylarının
AKP'ye döndüğü yok, 16 ile baktığınızda HDP 'nin çok yüksek oy aldığını
göreceksiniz" dedi.
'KEŞKE 24 HAZİRAN'DA BAŞARILI OLUNSAYDI DA KONDA'YA KAPAK
OLSAYDI'
Ağırdır Türkiye
haritası üzerinde kırmızı, sarı ve koyu kahverengi ile gösterilmiş bölgeler
üzerinden analizler yaptı. Ülkenin batısındaki büyük kentlerin 'kırmızı' İç
Anadolu ve Karadeniz'in sarı, Doğu ve Güneydoğu'daki büyük kısmının koyu
kahverengi gösterildiği haritayı gösteren Ağırdır, "Kırmızı yerler devlet
olmadan da varolabilir, devlete ihtiyaç duymazken, diğer yerlerin kamu
yatırımlarına, devlete, devletin yaptığı yola, hastane, köprüye ihtiyacı
var" dedi. Kırmızı ile gösterilen yerlerde CHP 'nin oy oranın yüksek
olması dikkat çekti. AKP'nin 3 renkteki her yerde olduğunu belirten Ağırdır,
"3 nokta bir parti" ifadesini kullanarak, "illerde 4'lü, 5'li
rekabet yok 2'li rekabet var. Baktığınızda seçime giren birçok parti var ama
sonuçlarına baktığınızda yoklar. Keşke 24 Haziran'da başarılı olunsaydı da
Konda'ya da kapak olsaydı..." ifadelerini kullandı.
'MUHALEFET BU KESİMİ
İKNA ETSE TAMAMDI'
Kutuplaştırma
aşılmadan, kimlik siyasetinin dışına çıkılmadan başarılı olunamayacağının
altını çizen Ağırdır, "Türkiye'nin yüzde 23.1 kendisini AKP'li olarak
görüyor, yüzde 10'u da kendisini AKP sempatizanı olarak tanımlıyor.
Baktığınızda ülkede her 3 kişiden biri AKP'li. Memnun olmadığı halde AKP'ye oy
veren yüzde 10-15 arasında değişen bir kesim var. Bu kesim memnuniyetsiz
olduğunda kararsız kalıyor, başka partiye gitmiyor. Muhalefet bu kesimi ikna
etse tamamdı. Ama gri renkte olan bu kesim ikna edilemedi." dedi.
'İKTİDAR T.C'NİN
KODLARINI ELE GEÇİRDİ'
CHP 'nin kurduğu
Türkiye Cumhuriyeti'nin iktidardan tarafından kodlarının ele geçirildiği,
şifrelerini çözüldüğü iddiasında bulunan Ağırdır, "Türkiye insanın beklentileri
ekonomik, korkuları kültürel ve yaşamsal. Korkunun ipleri de Erdoğan'ın elinde,
yalan yanlış bilgilerle istediği gibi oynatıyor. Muhalefet umuda oynayarak
kazanabilir" dedi.
'AKP, İSTANBUL VE
ANKARA'YI KAYBEDEBİLİR'
Yerel Seçimlerde çok
şeyin değişebileceğini söyleyen Ağırdır, "4 parti yeni günü hep beraber
inşa edeceğiz, hepsi aynı şeyleri söyleyerek yerel seçimlere gitmeli. İktidarın
yerel seçimlerde İstanbul, Ankara gibi büyükşehirleri kaybetmesi muhtemel,
Üsküdar gibi ilçeler de kazanılabilir" ifadelerini kullandı.
'2020'DE ERKEN GENEL
SEÇİM VAR'
Ağırdır 2020'de erken
genel seçim olacağını iddia ederek, "Artık akılları, enerjileri bitti.
Seçimle gelecek heyecana ihtiyaçları var. İnsanların korkuları geçtikten sonra,
gündelik hayatta eleştirileri yüksek. Halkın yüzde 82'si eğitim sisteminin kötü
olduğunu söylerken, yüzde 65 de ekonomiye güvenmediğini söylüyor. Türkiye
insanının sağduyusuna güvenmek lazım. Mesela 2015'te kızımı 'kuran kursuna
gönderirim" diyenlerin oranı yüzde 80 iken bugün bu oran yüzde 20'lere
düşmüş durumda. Bilime güvenirsek biz buradan çıkarız. OHAL'e, korkuya rağmen
yüzde 49 almak umutlanmaya değer" dedi.
GÜLFEM SAYDAN: MUHALEFET ANLAMIYOR
Bekir Ağırdır 'ın
konuşmasından sonra moderatör Celal Korkut Yıldırım sözü Siyasal İletişim
Uzmanı Dr. Gülfem Saydan 'a verdi. Saydan erken seçimin olacağının belli
olduğunu ancak muhalefetin baskın seçime hazırlıksız yakalandığını söyledi.
Muhalefetin 24 Haziran Seçim sonuçlarını 'başarı' olarak değerlendirmesini
eleştiren Saydan, "Erdoğan, seçim gecesi yaptığı konuşmada 'mesajı aldım'
dedi. Bu açıklama ile 'ben bunları düzelteceğim' diyor. Muhalefete bakınca
'başarılıyız' diyorlar, anlamıyorlar" ifadelerini kullandı.
'BAĞIŞ YAPMAK ZOR
OLDU'
Cumhurbaşkanlığı
Seçimleri için bağış kampanyasının zorluklarına dikkat çeken Saydan, "OHAL
altında, T.C kimlik numaranızı vererek bağış yapmak, muhalefet adaylarına
destek vermek zor oldu. Bu zaten toplanan bağışlardan da belli" dedi.
'RAKİBİ ŞAŞIRTARAK BAŞLADILAR AMA...'
Seçim atmosferine muhalefetin
ilk defa, 15 vekilin istifa ettirilip İyi Parti'ye geçmesi gibi hamlelerle
rakibi şaşırtarak başladığını söyleyen Saydan, " Muharrem İnce 'de
şaşırtmaya devam etti. Erdoğan'dan görüşmek için randevu istemesi, Selahattin
Demirtaş'ı hapishanede ziyaret etmesi ile devam etti ama devamı gelmedi. Millet
İttifakı'nın adayları tek adamı eleştirdiler. Ama kendileri de tek adamdı.
Seçim sürecinde hiç yan yana gelmediler. Ekiplerini göremedik, lidere karşı
lider, aktöre karşı aktör olunca kimin kazanacağı hali belli, Erdoğan..."
dedi.
'ERDOĞAN'IN SEÇİM
KAMPANYASI KORKU ÜZERİNE KURULU'
Erdoğan'ın seçim
kampanyasını 'korku' üzerine kurduğunu belirten Saydan, "Korku iktidarı en
çok besleyen duygu, dünyada dehşet yönetimi diyorlar. Korku toplumu
sağ-muhafazakar partilere yönlendiriyor. AKP bu seçim döneminde 47 tane reklam
filmi yayınladı. Bu reklam filmlerin korku işlendi. yalan, yanlış bilgiler yer
aldı. AKP eski Türkiye'yi, türban yasaklarını hatırlattı. Dış mihraklar, terör
diyerek insanları korkuttu. Bir tarafta da kızanlar vardı, onlar da değişim ve
umut istiyorlardı" dedi.
TRT'DEKİ ADALETSİZLİK
Saydan başta TRT ve
merkez medyanın muhalefete yer vermediğini belirterek TRT'de cumhurbaşkanı
adaylarının yer alma sürelerini paylaştı. Saydan, 14 Mayıs, 22 Haziran'daki
rakamları 'dehşet' olarak yorumlayarak şu rakamları verdi:
Recep Tayyip Erdoğan:
181 saat
Muharrem İnce: 15
saat
Meral Akşener: 3 saat
Temel Karamollaoğlu:
1.19 dk
Selahattin Demirtaş:
2.3 saat
SEÇMENİN ÇOĞUNLUĞUNUN
BİLGİ ALMA KAYNAĞI TELEVİZYON
Seçmenin en büyük
bilgi kaynağının hala televizyonlarda olduğunu belirten Saydan, sosyal medyanın
coşku yaratmada, gönül toplamada işe yaradığını ancak, iknanın sosyal medya ile
zor olduğunu söyledi. Saydan, "Sosyal medyada birbirimize konuşuyoruz,
buna literatürde 'yankı odası' deniyor. Sosyal medyada yaptıklarımızın, söylediklerimizin
farklı mahalledeki seçmenleri ikna etmesini bekliyoruz. Bu da imkansız gibi bir
şey" dedi.
TWİTTER YANLIŞ
YATIRIM
Türkiye'de Facebook,
Instagram ve Twitter arasından en az kullanılan sosyal medya mecrasının Twitter
olduğunu ifade eden Saydan, Millet İttifakı adaylarının seçim sürecinde en
fazla yatırımı Twitter'a yaptığını söyledi. Seçmen ikna etmek için parti
örgütlerinin ve mahalle temsilciliklerinin çok önemli olduğunu, onların yüz
yüze yaptıkları çalışmaların sonuca etki ettiğini, bunan da kısa bir sürede
olmayacağını belirterek, "Uzun süreli çalışmaya ihtiyaç var. 60 günlük
çalışma ile bu iş olmaz. Trump'ın seçim kampanyası 2 yıllık bir çalışmanın
ürünüdür" dedi.
BURHAN ŞENATALAR: NELER KAZANDIK?
Siyasal İletişim
Uzmanı Dr. Gülfem Saydan sonra konuşan CHP PM Üyesi TÜSES eski Başkanı Prof.
Burhan Şenatalar , 24 Haziran Seçimleri için kazandıklarımız tarafından bakmak
gerektiğini söyledi. Şenatalar, "İyi Parti başarılı oldu. Türkiye
siyasetine katılması iyi olmuştur, bu sayede merkez sağ sürecektir. Saadet
Partisi'nin seçime girmesi önemlidir. En espirili, en ılımlı konuşmaları kim ne
derse desin, Temel Karamollaoğlu yaptı. Millet İttifakı toplumu birleştirdi,
bir arada yaşama arzumuzu arttırdı" dedi.
'İNCE BUNDAN SONRA
DAHA ETKİLİ OLACAKTIR'
CHP lideri Kemal
Kılıçdaroğlu 'nun seçimden önce yaptığı hamlelerle, Millet İttifakı'nın
kurulmasındaki rolüyle bir kredi kazandığını söyleyen Şenatalar, CHP 'nin
Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ile ilgili de şu değerlendirmeyi yaptı:
Bir rüzgar yakaladı,
coşku ve heyecan yarattı. İnce'nin saha inmesi, güven vermesi önemliydi, onu da
yaptı. Sayın İnce bundan sonra daha etkili olacaktır.
GÜL'ÜN ADAYLIĞI
Abdullah Gül'ün aday
gösterilmesi ile ilgili bir soruya Şenatalar, "Abdullah Gül aday olsaydı
çok yanlış olurdu. Erdoğan ile başa çıkacak bir aday lazımdı. İnce bu işi iyi
yaptı. Erdoğan, Gül'e 'sen ne konuşuyorsun, biz sana ne gönderdiysek onayladın,
karşı çıkmadın" dese, Gül ne diyecekti? Gül evinin önüne helikopter
indirilmesinde bile çıkıp, "Sizin bu yaptığını demokrasinin 'd'sine uymaz'
diyecek cesareti bile gösteremedi. Gül, ismi CHP tabanından tepki alırdı"
dedi.
REZALET
Şenatalar, OHAL
altında seçime gidilmesini, TRT'nin yanlı yayın yapmasını, ana akım medyanın
muhalefete yer vermemesini, 85 belediyede kayyumların olmasını,
Cumhurbaşkanı'nın AKP Genel Başkanı olarak seçim kampanyasını yürütmesini
rezalet olarak değerlendirdi.
ÖZELEŞTİRİ YAPTI
Kendi partililerini de eleştiren Şenatalar, "Sosyal
medyada asılsız komplo torileri ile, halkı küçümseyerek AKP iktidarını
eleştirmek bu kadar paranoya içerisinde olmamalı, şeker fabrikalarının
satıldığı yerlerde 'AKP'ye şu kadar oy çıktı' demek abestir. Biz ne yaptık
oralarda? Seçmen makarnaya, kömüre oy veriyor demek halka hakarettir. Bunları
aşmamız lazım, halk sadece makarnaya, kömüre oy vermiyor bunu da iyi bilmemiz
gerekiyor. Hala örgüt yönetimlerinde özgürlük anlayışı kısıtlı olanlar var.
Örgüt içi eğitim gerekli, ancak bunu da talep eden yok. Kılıçdaroğlu'nun istifa
etmesi defteri Muharrem İnce 'nin açıklamasından sonra kapandı. Baştaki
liderden ziyade örgütteki isimler nasıl değişecek? Parti örgütlerinin a'dan
z'ye yeniden yapılanması şart... Ömür mahalleye ulaşmanın yollarının
arayanlarımız çok az. Hep kendimize yakın olan yerlere gidiyoruz, sonra da
mutlu mesut ayrılıyoruz, sanıyoruz ki her yer böyle..." ifadelerini
kullandı.
YEREL SEÇİMLERDE
NELER YAPILMALI?
Yaklaşan yerel
seçimlerin şimdiden çalışılması gerektiğini ifade eden Şenatalar, " CHP
'li belediyelerin büyük çoğunluğu başarılıdır. Yerel Seçimlerden önce bunların
çok iyi ama çok iyi anlatılması lazım. Büyük kentlerde ilçe ilçe çalışılması
gerektiğini, Millet İttifakı dışında da farklı ittifaklar yapılabileceğini
genel merkeze ilettim. Başarılı olmak için bir hikayemiz olması lazım,
hikayemizin de umut verici, insanları heyecanlandırıcı olması lazım. Sivil
toplum örgütlerine de burada büyük işler düşüyor. Bütünleştirme ve
yaygınlaştırmada onları daha aktif rol almaları lazım" dedi.
Sol siyaset yapma ile
sağ siyaseti karşılaştıran Şenatalar, "Sol; özgürlük, eşitlik, tolerans
derken, sağ siyaset; otorite, disiplin, sadakat, itaat der" ifadelerini
kullandı.
'HİTLER BİLE BELLİ
HİZMETLERİ SUNMUŞTUR'
Medyada bazı
kavramların yanlış kullanıldığını ve buna çok sinirlendiğini ifade eden
Şenatalar, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi' diyorlar buna çok
sinirleniyorum. Literatürde böyle bir kavram yok. Buna ancak, "Latin tipi,
süper başkanlık" denir. Bir de ' MHP , denge ve denetleme rolü
oynayacak" diyorlar. Bu çok saçma bir cümledir. Bu işleri yargı
yapar" dedi. Şenatalar konuşmasında, otoriter rejimlerin özelliklerin
sayarak, bunların AKP iktidarından bulunduğunu söyledi. Şenatalar, "Hitler
bile belli hizmetleri sunmuştur" dedi.
'AKP, MHP 'LİLEŞTİ'
"Erdoğan
demokrasiye inanan bir insan değil, siyasal İslamla ilgili düşünceleri var,
Cumhuriyetle bir rövanşı var" diyen Şenatalar, "AKP artık MHP
'lileşti, ' MHP artık ben gidiyorum' dese AKP o rölü yerine getirecek,
önümüzdeki dönem bu böyle devam edecek" dedi.
'HAKARET Mİ EDEYİM?'
24 Haziran gecesi CHP
'den yapılan açıklamalar, Adil Seçim Platformu 'nun başarısızlığını 'yumuşak
eleştiriyorsun' diyenlere Şenatalar, "Hakaret mi edeyim? Ancak bedelini
ödesinler diyebilirim" diyerek karşılık verdi.