Habertürk yazarı Fatih Altaylı, ismini vermediği bir AKP’li ile yeni partiye hakkında konuşmalarını bugünkü köşesine taşıdı...
Fatih Altaylı, “Davutoğlu vermez, Babacan verir!” başlıklı yazısında, AKP’li ismin ağzından şunları aktardı: “Babacan’ın kuracağı siyasi hareket, içinde Abdullah Bey ile veya Abdullah Beysiz iktidar adayı olamaz, ne var ki AK Parti’yi iktidardan düşürecek kadar zarar verir. “
Altaylı’nın yazısı şöyle:
17 yıldır Türk siyasetine ve Türkiye’ye damga vuran AK Parti içinde bu süre zarfında epeyce tanıdığımız, eşimiz, dostumuz oldu.
Bunların kimileri AK Parti liderliği tarafından çöpe atıldı, kimi gözden düştü, kimi gözden düşüp yeniden göze girdi, kimi ise hep gözde kaldı.
Ben de bu siyasetçilerle çok yakın olmayan ama dirsek mesafesinde olan diyaloğumu hep sürdürdüm.
Çünkü bunların çok büyük bölümü benim iktidar partisine yönelik eleştirel bakış açımı bilen, kabullenen ve hatta bunu faydalı bulan isimler.
Bu tanıdıklardan biriyle önceki gün karşılaştık ve epey sohbet ettik.
3 dönem milletvekilliği yapmış, hâlâ parti içinde sevilip sayılan bir siyasetçi.
Açık sözlülüğü ile de tanınan birisi.
Önce İstanbul seçimlerinden söz açıldı.
“Kaybı kabullenseydik daha iyiydi diyorum ama bizim Reis’in de bir bildiği vardır. Çünkü tekrarlanması talebini o istedi. Bizim görmediğimiz bir şeyi görüyordur ve o yüzden tekrar istemiştir” dedi.
“Bana sorarsan çok zor olacak 23 Haziran seçimi. Bazıları çantada keklik görüyor ama ben hayatımda sandıkta keklik görmedim. Zordur bu işler. Tek avantajımız yaza gelmesi. Seçmenin elinin biraz daha bol olduğu bir dönem olması. Okul masrafı yok, yakıt masrafı yok, gıda fiyatları nispeten daha düşük. Bu avantajımıza olabilir ama yine de kolay değil” dedi.
Sonrasında AK Parti içinden çıkacağı konuşulan yeni iki parti meselesini sordum.
Yanıtı çok net, çok açıktı:
“Ahmet Davutoğlu bir değil isterse iki parti birden kursun AK Parti’ye zarar veremez. AK Parti çevresinde Davutoğlu’nun entelektüel karşılığı var ama siyasi karşılığı yok. AK Parti’nin okumuş yazmış taifesi Davutoğlu’nu sever, saygı duyar ama asla siyaseten peşinden gitmez. Okumuş yazmışın bile peşinden gitmediği yerde, az okumuş ve okumamış hiç gitmez. Davutoğlu siyasi bir girişim yaparsa hüsran olur, hüsrandan beter olur.”
Peki ya Babacan ve onunla beraber hareket eden Gül?
“Bak orada sorun çıkar. Babacan’ın parti kurması, siyasi sahneye çıkması, AK Parti’yi bozar. Çünkü Babacan’ın hem siyasi hem de ekonomik karşılığı var. Üstelik hem içerde var hem dışarda var. Şöyle söyleyeyim, daha iyi anlarsın. Babacan’ın kuracağı siyasi hareket, içinde Abdullah Bey ile veya Abdullah Beysiz iktidar adayı olamaz, ne var ki AK Parti’yi iktidardan düşürecek kadar zarar verir.
Peki siyaset sahnesine çıkar mı?
“Onu ben bilemem. Şu anda kendisinin de bildiğini zannetmiyorum. Niyet başka bir şeydir icraat başka bir şey. Ama çok niyetli olduğunu duyuyoruz.“
Cumhurbaşkanı çağırıp Babacan’a yeniden görev verir mi?
“O da bizim boyumuzu aşar. Ama pek ihtimal vermiyorum”
Fatih Altaylı, “Davutoğlu vermez, Babacan verir!” başlıklı yazısında, AKP’li ismin ağzından şunları aktardı: “Babacan’ın kuracağı siyasi hareket, içinde Abdullah Bey ile veya Abdullah Beysiz iktidar adayı olamaz, ne var ki AK Parti’yi iktidardan düşürecek kadar zarar verir. “
Altaylı’nın yazısı şöyle:
17 yıldır Türk siyasetine ve Türkiye’ye damga vuran AK Parti içinde bu süre zarfında epeyce tanıdığımız, eşimiz, dostumuz oldu.
Bunların kimileri AK Parti liderliği tarafından çöpe atıldı, kimi gözden düştü, kimi gözden düşüp yeniden göze girdi, kimi ise hep gözde kaldı.
Ben de bu siyasetçilerle çok yakın olmayan ama dirsek mesafesinde olan diyaloğumu hep sürdürdüm.
Çünkü bunların çok büyük bölümü benim iktidar partisine yönelik eleştirel bakış açımı bilen, kabullenen ve hatta bunu faydalı bulan isimler.
Bu tanıdıklardan biriyle önceki gün karşılaştık ve epey sohbet ettik.
3 dönem milletvekilliği yapmış, hâlâ parti içinde sevilip sayılan bir siyasetçi.
Açık sözlülüğü ile de tanınan birisi.
Önce İstanbul seçimlerinden söz açıldı.
“Kaybı kabullenseydik daha iyiydi diyorum ama bizim Reis’in de bir bildiği vardır. Çünkü tekrarlanması talebini o istedi. Bizim görmediğimiz bir şeyi görüyordur ve o yüzden tekrar istemiştir” dedi.
“Bana sorarsan çok zor olacak 23 Haziran seçimi. Bazıları çantada keklik görüyor ama ben hayatımda sandıkta keklik görmedim. Zordur bu işler. Tek avantajımız yaza gelmesi. Seçmenin elinin biraz daha bol olduğu bir dönem olması. Okul masrafı yok, yakıt masrafı yok, gıda fiyatları nispeten daha düşük. Bu avantajımıza olabilir ama yine de kolay değil” dedi.
Sonrasında AK Parti içinden çıkacağı konuşulan yeni iki parti meselesini sordum.
Yanıtı çok net, çok açıktı:
“Ahmet Davutoğlu bir değil isterse iki parti birden kursun AK Parti’ye zarar veremez. AK Parti çevresinde Davutoğlu’nun entelektüel karşılığı var ama siyasi karşılığı yok. AK Parti’nin okumuş yazmış taifesi Davutoğlu’nu sever, saygı duyar ama asla siyaseten peşinden gitmez. Okumuş yazmışın bile peşinden gitmediği yerde, az okumuş ve okumamış hiç gitmez. Davutoğlu siyasi bir girişim yaparsa hüsran olur, hüsrandan beter olur.”
Peki ya Babacan ve onunla beraber hareket eden Gül?
“Bak orada sorun çıkar. Babacan’ın parti kurması, siyasi sahneye çıkması, AK Parti’yi bozar. Çünkü Babacan’ın hem siyasi hem de ekonomik karşılığı var. Üstelik hem içerde var hem dışarda var. Şöyle söyleyeyim, daha iyi anlarsın. Babacan’ın kuracağı siyasi hareket, içinde Abdullah Bey ile veya Abdullah Beysiz iktidar adayı olamaz, ne var ki AK Parti’yi iktidardan düşürecek kadar zarar verir.
Peki siyaset sahnesine çıkar mı?
“Onu ben bilemem. Şu anda kendisinin de bildiğini zannetmiyorum. Niyet başka bir şeydir icraat başka bir şey. Ama çok niyetli olduğunu duyuyoruz.“
Cumhurbaşkanı çağırıp Babacan’a yeniden görev verir mi?
“O da bizim boyumuzu aşar. Ama pek ihtimal vermiyorum”