AKTİF FUTBOLU BIRAKMIŞSIN, KEŞKE TAMAMEN BIRAKSAN!
Aktif futbolu bırakmışsın… Ama futbolu bırakmadın…
Temennimiz futbolu tamamen bırakman yönündedir. Bunu açıkça ifade etmekte bir sakınca ve senin şahsına yönelik kişisel bir saygısızlık olarak görmüyoruz. Birincisi, futbolun farklı kişilere, kişiliklere ve anlayışlara ihtiyacı var. İkincisi bize yaşattıkların, yaşatacaklarının teminatı gibi…
Yetenekli bir futbolcu olabilirsin, hatta “iyi futbolcu” da olabilirsin. Ama yetenekli ve iyi futbolcu olmak tek başına çok şey ifade etmiyor. Hele futbolu bıraktıktan sonra hiçbir şey ifade etmiyor…
Ve dahası bir kişi için sadece yetenekli olmak nedir ki? Çok şey midir? Ya da her şey midir?
Sadece bir işi çok iyi yapabilmektir… Hepsi bu… Bu ülkede bir işi mükemmel yapan, işin erbabı, işin ustası ve işin duayeni o kadar çok insan var ki.
Senin Türkiye Futboluna katkın sadece kendinle ilgili, kendine oldu. Gelecek kuşaklara ilişkin ve yaptığın iş ile ilgili hiçbir miras bırakmadın. Çünkü örnek olmadın.
Çünkü olumlu rol model hiç olmadın. Yaptıkların ve yaşattıkların ile ilgili olarak aklımızda kalan güzel ve iyi bir şey yok…
Bu memlekete verdiğinden çok daha fazlasını aldın. Para, paye, şöhret…
Tıpkı ağa babaların gibi. Dahası pis bir siyasetin göbeğinde, bazı lanet yapıların içinde veya kenarında dahi oldun… Öyle ya da böyle ama bir şekilde oldun. Fakat ne hikmetse bir Arif’in, bir Hakan’ın durumuna düşmedin. Bu da senin meziyetin ve ilişkilerinin bir sonucu olsa gerektir.
Özetle söylesene Emre, sen futbolu bırakıyorsun diye neden üzülelim? Veya seni niçin özleyelim? “Keşke bırakmasaydı, bir sezon daha oynasaydı” diye neden düşünelim? Hiç kusura bakma, senin futbolu bırakmış olmana üzülmeyeceğiz, böyle düşünmeyeceğiz. Seni özlemeyeceğiz.
40 yaşına yaklaşmış olmana rağmen hala süper ligde top oynayabilecek durumda olman dışında, hakkında söyleyebileceğimiz tek bir olumlu sözümüz yoktur. Onun biyolojik nedeni küçük yapılı olman, bir diğer nedeni de Türkiye liglerinin düzeysizliğidir kuşkusuz. Bu arada oynadığın sürece, sakatlıklarının sayısını, oynayamadığın maçları, yarıda bıraktığın müsabakaları işin spor hekimliği uzmanları yapsın istersen.
Bundan sonraki, süreçte Türkiye futbolunun içinde ve özellikle futbol yönetiminin üst mercilerinde olmanı hiç arzu etmeyiz. Ama insanın istemediği ot burnunun dibinde bitermiş. Daha şimdiden sportif direktörlüğünü yapacağın söylenen kulübün hangisi olduğuna bakılırsa, futbolun merkezinde olacağın şüphesiz gibi görünüyor. Yakın zamanda muhtemelen Rıdvan abinle veya aynı anlayışta yer alan kişiler ile beraber perde önünde veya arkasında Türkiye Futbolunu yönetirseniz, buna şaşırmayacağımızı da biliyoruz.
Güle güle Emre, lakin seni özleyeceğimizi ve çoğu kişinin Türkiye Futbolu adına senden sitayişle söz edeceğini hiç sanmıyoruz.
Bu arada “spora siyaset karıştırmayın” diyenlerin, spora siyaseti nasıl karıştırdıklarına dair yakın tarihin en tipik figürlerden ve örneklerden birisi olarak, sana olan ilgilerinin bir açıklaması elbette vardır. Çünkü “spora siyaset karıştırmayın” diyenlerin, spora karıştırılmaması gereken siyasettin ne olduğunu, on yıllardır yaşayarak öğrendik biz.
Onun içindir ki, Türkiye sporu ve özellikle Türkiye Futbolu perişan durumdadır. (İSMAİL TOPKAYA - SENDİKA.ORG)