İSİG Meclisi temmuz ayı iş cinayetleri raporunu yayımladı. Temmuz ayında 164 işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti...
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi temmuz ayı iş cinayetleri raporunu yayımladı. İSİG Meclisi yayımladığı raporun girişinde Lübnan’daki patlamayı, 2001’de Fransa’da ve 2015’te Çin’de gerçekleşen patlamaları şöyle gördü:
"2001’de Fransa Toulouse’da AZF Total suni gübre fabrikasında ve 2015’te Çin’in liman kenti olan Tianjin’de bütünüyle öngörülebilir ve önlenebilir olan iki patlama yaşanmıştı, onlarca insan hayatını kaybetmişti. Dünyanın şimdiye kadar gördüğü en büyük endüstriyel felaketlerden biri de Lübnan’da gerçekleşti. 4 Ağustos’ta Beyrut Limanı’nda 12 numaralı depoda altı yıl boyunca tutulan 2 bin 750 ton amonyum nitratın Afrika’da bir ülkeye sevk edilmesi esnasında meydana gelen patlamada 158 kişi öldü, 6 binden fazla yaralı var, 300 bin insan evsiz kaldı ve 21 kişi kayıp."
“Bizim memlekette 180 civarında liman var”
Beyrut Limanı’ndaki patlamayı aktardıktan sonra Türkiye’de de 180 civarı liman olduğunu hatırlatan İSİG Meclisi raporunda şu soruya yer verdi:
"Hal böyleyken Beyrut Limanı’ndaki bu büyük endüstriyel felakete, dönüp bir de ‘Bizim memlekette de 180 civarında liman var, savaşın hüküm sürdüğü Suriye’nin dibindeki, savaşın demir hurdasının aktığı İskenderun, asbestli gemilerin sökümün yapıldığı Aliağa, pek çok dolum tesisini çok yoğun bir yerleşim dokusu içinde barındıran Avcılar/Ambarlı, petrol boru hattı Botaş’a ait Ceyhan, şehri doğurmuş Mersin, sürekli patlayan fabrikaları ile kimya OSB’lerinin hemen dibindeki Tuzla Limanı…, acaba buralarda durum nasıl?’ diye kendine sorma sükuneti bulan kaç kişi olabildi acaba?"
Dardanel, Vestel ve diğerleri...
Raporda patlamalarla yok olan hayatlara, limanlardaki tehlikeye dikkat çekilmesinin ardından Türkiye’de pandemi sürecinde işçi sınıfına düşman sermayenin saldırıları ise şöyle yer aldı:
"MÜSİAD tarafından dile getirilen ‘kapalı devre çalışma sistemi’ Dardanel’de fiilen hayata geçirildi. İl Hıfzısıhha Kurulu üretime ara verilmesi kararını vermesi gerekirken çalışmanın devamına ve işçilerin gösterilen yerde konaklamasına karar veriyor. Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay’ın ‘Bir tarafta halk sağlığı, bir tarafta bayram öncesi işsiz kalacak insanlar vardı. Çok düşünemeden, yoğunluk içerisinde bir karar almak zorunda kaldık’ demesi işçi sınıfına sunulan seçenekleri özetlemektedir."
Vestel’de ise Beyaz Eşya Genel Müdürü Erdal Haspolat yapılan eleştiriler sonucu “Manisa’daki fabrikada 2 işçi koronavirüsten hayatını kaybetti, 380 işçi koronavirüse yakalandı” açıklamasını yapmak zorunda kaldı. Ancak ne haftada 60 saati aşan çalışma saatlerinden ne de işçilerin bir bütün olarak çalışma koşullarından bahsetti.
28 Temmuz’da Taner Arı ve 5 Ağustos’ta Ömer Tatlikalp tedavi gördükleri koronavirüs nedeniyle hayatlarını kaybettiler. Yine Vestel işçileri en az beş arkadaşlarını daha Covid-19 nedeniyle kaybettiklerini belirtti.
Raporda ayrıca fabrikasında virüsten ölen işçiler olmasına rağmen Vestel’e TSE’nin güvenli üretim belgesi verdiği bilgisi yer aldı.
Temmuz ayında 164 iş cinayeti
Yüzde 88’ini ulusal basından; yüzde 12’sini ise yerel basın, işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve sendikalardan öğrenilen bilgilere dayanarak hazırlanan raporda Temmuz ayında en az 164 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.
İş cinayetlerinin aylara göre dağılımına baktığımızda Ocak ayında en az 114 işçi, Şubat ayında en az 133 işçi, Mart ayında en az 113 işçi, Nisan ayında en az 221 işçi, Mayıs ayında en az 165 işçi, Haziran ayında en az 188 işçi ve Temmuz ayında en az 164 işçi hayatını kaybetti. 2020 yılının ilk yedi ayında iş cinayetlerinde en az 1098 işçi yaşamını yitirdi.
Raporda verilen istatistikler ise şöyle:
164 emekçinin 140’ı ücretli (işçi ve memur), 24’ü kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi ve esnaf) oluşuyor.
Ölenlerin 3’ü kadın işçi, 161’i erkek işçi. Kadın işçi cinayetleri tarım, kimya ve sağlık işkollarında gerçekleşti.
Yedi çocuk işçi can verdi. Çocuk işçi cinayetleri tarım, tekstil ve ticaret işkolunda gerçekleşti.
Ölenlerin yaş ortalamasına baktığımızda: Kendi nam ve hesabına çalışanlar (çiftçi ve esnaf) 51 yaş, ücretliler (işçi ve memur) 39 yaş.
51 yaş ve üstünde ise çalışırken ölen 43 emekçi bulunuyor: Çiftçiler ile tarım, gıda, kimya, büro, metal, inşaat, enerji, taşımacılık, sağlık, güvenlik ve genel işler işçileri.
6 göçmen/mülteci işçi yaşamını yitirdi: 5’i Suriyeli ve 1’i Afganistanlı.
Ölen işçilerin 7’si sendikalı. Sendikalı işçiler tarım, madencilik, inşaat ve belediye işkollarında çalışıyordu.
Ölümler en çok tarım, inşaat, taşımacılık, kimya, metal, madencilik, enerji, belediye/genel işler, gıda, sağlık, güvenlik, tekstil ve ticaret/büro işkollarında meydana geldi.
En fazla ölüm nedenleri sırasıyla ezilme/göçük, trafik/servis kazası, yüksekten düşme, elektrik çarpması, Covid-19, patlama/yanma, kalp krizi, zehirlenme/boğulma ve şiddet. (SENDİKA.ORG)
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi temmuz ayı iş cinayetleri raporunu yayımladı. İSİG Meclisi yayımladığı raporun girişinde Lübnan’daki patlamayı, 2001’de Fransa’da ve 2015’te Çin’de gerçekleşen patlamaları şöyle gördü:
"2001’de Fransa Toulouse’da AZF Total suni gübre fabrikasında ve 2015’te Çin’in liman kenti olan Tianjin’de bütünüyle öngörülebilir ve önlenebilir olan iki patlama yaşanmıştı, onlarca insan hayatını kaybetmişti. Dünyanın şimdiye kadar gördüğü en büyük endüstriyel felaketlerden biri de Lübnan’da gerçekleşti. 4 Ağustos’ta Beyrut Limanı’nda 12 numaralı depoda altı yıl boyunca tutulan 2 bin 750 ton amonyum nitratın Afrika’da bir ülkeye sevk edilmesi esnasında meydana gelen patlamada 158 kişi öldü, 6 binden fazla yaralı var, 300 bin insan evsiz kaldı ve 21 kişi kayıp."
“Bizim memlekette 180 civarında liman var”
Beyrut Limanı’ndaki patlamayı aktardıktan sonra Türkiye’de de 180 civarı liman olduğunu hatırlatan İSİG Meclisi raporunda şu soruya yer verdi:
"Hal böyleyken Beyrut Limanı’ndaki bu büyük endüstriyel felakete, dönüp bir de ‘Bizim memlekette de 180 civarında liman var, savaşın hüküm sürdüğü Suriye’nin dibindeki, savaşın demir hurdasının aktığı İskenderun, asbestli gemilerin sökümün yapıldığı Aliağa, pek çok dolum tesisini çok yoğun bir yerleşim dokusu içinde barındıran Avcılar/Ambarlı, petrol boru hattı Botaş’a ait Ceyhan, şehri doğurmuş Mersin, sürekli patlayan fabrikaları ile kimya OSB’lerinin hemen dibindeki Tuzla Limanı…, acaba buralarda durum nasıl?’ diye kendine sorma sükuneti bulan kaç kişi olabildi acaba?"
Dardanel, Vestel ve diğerleri...
Raporda patlamalarla yok olan hayatlara, limanlardaki tehlikeye dikkat çekilmesinin ardından Türkiye’de pandemi sürecinde işçi sınıfına düşman sermayenin saldırıları ise şöyle yer aldı:
"MÜSİAD tarafından dile getirilen ‘kapalı devre çalışma sistemi’ Dardanel’de fiilen hayata geçirildi. İl Hıfzısıhha Kurulu üretime ara verilmesi kararını vermesi gerekirken çalışmanın devamına ve işçilerin gösterilen yerde konaklamasına karar veriyor. Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay’ın ‘Bir tarafta halk sağlığı, bir tarafta bayram öncesi işsiz kalacak insanlar vardı. Çok düşünemeden, yoğunluk içerisinde bir karar almak zorunda kaldık’ demesi işçi sınıfına sunulan seçenekleri özetlemektedir."
Vestel’de ise Beyaz Eşya Genel Müdürü Erdal Haspolat yapılan eleştiriler sonucu “Manisa’daki fabrikada 2 işçi koronavirüsten hayatını kaybetti, 380 işçi koronavirüse yakalandı” açıklamasını yapmak zorunda kaldı. Ancak ne haftada 60 saati aşan çalışma saatlerinden ne de işçilerin bir bütün olarak çalışma koşullarından bahsetti.
28 Temmuz’da Taner Arı ve 5 Ağustos’ta Ömer Tatlikalp tedavi gördükleri koronavirüs nedeniyle hayatlarını kaybettiler. Yine Vestel işçileri en az beş arkadaşlarını daha Covid-19 nedeniyle kaybettiklerini belirtti.
Raporda ayrıca fabrikasında virüsten ölen işçiler olmasına rağmen Vestel’e TSE’nin güvenli üretim belgesi verdiği bilgisi yer aldı.
Temmuz ayında 164 iş cinayeti
Yüzde 88’ini ulusal basından; yüzde 12’sini ise yerel basın, işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve sendikalardan öğrenilen bilgilere dayanarak hazırlanan raporda Temmuz ayında en az 164 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.
İş cinayetlerinin aylara göre dağılımına baktığımızda Ocak ayında en az 114 işçi, Şubat ayında en az 133 işçi, Mart ayında en az 113 işçi, Nisan ayında en az 221 işçi, Mayıs ayında en az 165 işçi, Haziran ayında en az 188 işçi ve Temmuz ayında en az 164 işçi hayatını kaybetti. 2020 yılının ilk yedi ayında iş cinayetlerinde en az 1098 işçi yaşamını yitirdi.
Raporda verilen istatistikler ise şöyle:
164 emekçinin 140’ı ücretli (işçi ve memur), 24’ü kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi ve esnaf) oluşuyor.
Ölenlerin 3’ü kadın işçi, 161’i erkek işçi. Kadın işçi cinayetleri tarım, kimya ve sağlık işkollarında gerçekleşti.
Yedi çocuk işçi can verdi. Çocuk işçi cinayetleri tarım, tekstil ve ticaret işkolunda gerçekleşti.
Ölenlerin yaş ortalamasına baktığımızda: Kendi nam ve hesabına çalışanlar (çiftçi ve esnaf) 51 yaş, ücretliler (işçi ve memur) 39 yaş.
51 yaş ve üstünde ise çalışırken ölen 43 emekçi bulunuyor: Çiftçiler ile tarım, gıda, kimya, büro, metal, inşaat, enerji, taşımacılık, sağlık, güvenlik ve genel işler işçileri.
6 göçmen/mülteci işçi yaşamını yitirdi: 5’i Suriyeli ve 1’i Afganistanlı.
Ölen işçilerin 7’si sendikalı. Sendikalı işçiler tarım, madencilik, inşaat ve belediye işkollarında çalışıyordu.
Ölümler en çok tarım, inşaat, taşımacılık, kimya, metal, madencilik, enerji, belediye/genel işler, gıda, sağlık, güvenlik, tekstil ve ticaret/büro işkollarında meydana geldi.
En fazla ölüm nedenleri sırasıyla ezilme/göçük, trafik/servis kazası, yüksekten düşme, elektrik çarpması, Covid-19, patlama/yanma, kalp krizi, zehirlenme/boğulma ve şiddet. (SENDİKA.ORG)