HIDE

GAZETE DEMOKRAT / EKONOMİ

GRID_STYLE

SON HAVADİS

SHOW_BLOG

“İnci Taneleri”nin “sazcısı" Sonel’i bir de Merve’den dinleyin: Kaçırıldım, kürtaja zorlandım

Müzisyen Erkal Sonel’in evliliğini gizleyerek sekiz yıl önce ilişki yaşadığı Merve, bianet’e konuştu: Anlattıklarımdan sonra bana ne yaparla...


Müzisyen Erkal Sonel’in evliliğini gizleyerek sekiz yıl önce ilişki yaşadığı Merve, bianet’e konuştu: Anlattıklarımdan sonra bana ne yaparlar bilmiyorum. Bu adam beni de çocuğumu da mağdur etti. Tüm kamuoyuna sesleniyorum, çocuğumun hakkını koruyun.

Kanal D'de yayınlanacak Yılmaz Erdoğan’ın "İnci Taneleri" dizisinin müziklerini yapan Erkal Sonel, son günlerde gündemde. 

Diziyi ilk tanıtım videosundaki “erkek şiddetini romantize ettiği" için kadınların tepki gösterdiği “Senin aşkın değil failin olmak da varmış” cümlesiyle de hatırlarsınız.

Dizinin müziklerini yapan ve “Gemileri Yakarım” dizi şarkısıyla ünlenen ayrıca dizide de pavyondaki “sazcı” olarak yer alan Sonel’in iddiaya göre pavyonda çalışmak zorunda kalan iki kadını kaçırdığı, iki gün boyunca depoda alıkoyduğu, birini kendisinden olan bebeği doğurmaması için kürtaja zorladığı ve psikolojik baskı yaptığı ortaya çıktı.

Sonel şimdilerde de bu çocuğa ödediği bin TL’lik nafakanın güncellenmemesi için direniyor.  

Peki, biz bu olanları nasıl ve neden şimdi öğrendik? 

Bu kısımın yanıtı, Sonel’in ekranlara çıkıp iyi eş olduğunu, eşini asla aldatmadığını ifade ettiği “iyi aile babası pozları” takınmasında saklı.

İddialar 

Sonel, Demet Akalın ve Jess Molho’nun sunduğu "Demet ve Jess'le Gel Konuşalım" adlı programa çıkıyor ve “İki oğlum var. Onları çok seviyorum” cümlesini sarf ediyor. 

Ekranın karşısında milyonlar onu izliyor, fakat bir de 2016’da evli olduğunu gizleyerek ilişki yaşadığı pavyonda çalışan Merve’den olan 8 yaşındaki çocuğu izliyor. 

Çocuk, “Benim babam beni sevmiyor kabul etmiyor” diyerek günlerce ağlıyor, okula gitmiyor ve psikolojik destek almaya başlıyor. 

Tam bu noktada anne Merve'nin anlatımına göre, olana bitene dayanamıyor, çocuğunun bir de bu şekilde mağdur edildiğini görünce sesini duyurmak istiyor. 

Hali hazırda nafakanın arttırılması için de zaman zaman avukatlar aracılığıyla görüşüyorlar ve Sonel ilk başta “Nafakayı arttıracağız, oğluma destek olacağım” dese de sonrasında “Git nereye istersen konuş istersen medyaya konuş, sana mı inanırlar bana mı? Nafakayı güncellemeyeceğiz git mahkemeye de başvur” diyor. 

Merve’nin Avukatı Ayşe Yıldırım, nafakanın güncellemesi talebiyle mahkemeye başvurdu. 

Önümüzdeki dönem bu nafakanın alınması için zorlu bir hukuk mücadelesi verilmesi bekleniyor. Çünkü, yine Merve'nin anlatımına göre, benzer birçok vakada tanık olduğumuz gibi kendi malvarlıklarını eşinin üzerine yaptırmış, kendisini sadece “asgari ücret” alan biri olarak gösteriyor. Bu nedenle de Merve’ün işi bir hayli zor. Üstelik, Merve’nin yıllar önce yaşadığı mağduriyete dair de bir tazminat vs. ödediği de yok.

Yani Sonel, Merve'nin anlatımına göre sekiz yıl önce Merve’yi, şimdi de hem Merve’yi hem de çocuğu mağdur etmeye devam ediyor. 


“Artık konuşacağım”

Merve, iddialarını anlatmaya şu sözlerle başlıyor:

“Kendi sesimden daha çok çocuğumun yaşadığı haksızlık duyulsun ve giderilsin istiyorum. Çocuğum çok üzüldü. Çıksın ekranlarda bizim ortak çocuğumuzdan da söz etsin. Çocuğumuz bunu duysun. Ondan benden özür dilesin. Bu yüzden konuşuyorum, konuşacağım artık.”

“Bekarım dedi evli çıktı”

Merve ve Sonel’in yolları nasıl kesişti? Merve’den dinliyoruz:

“2016’da Ankara’da Erkal Sonel isimli müzisyenle tanıştık. Bizim ilişkimiz başladı. Bana ilk önce bekâr olduğunu söyledi. İlişkinin sonlarına doğru evli olduğunu söyledi. ‘Boşanacağım’ dedi. Bu sürede ben hamile kaldım."

"Hamile kadınları bizim işyerlerimizde çalıştırmazlar. Ben hamileliğimi sakladım. İlk başta hamileliğimi duyunca çok mutlu oldu. Ama son dönemde evli olduğu için daha az görüşmeye başlamıştık."

"Yine de ben bir şey isteyince alıp getiriyordu. Canım karpuz çekti mesela alıp getiriyordu. Bu haberi okuyanlar evli biri ile birlikte oldum diye bana öfkenecektir. İnanın ilk başta evli olduğunu sakladı benden.”

“Kürtaja zorladı”

Önceleri Merve ile bir yaşam kuracağını söyleyen Sonel, sonrasında ona hiç aklına gelmeyen şeyler yapıyor. Merve’den dinliyoruz: 

“Bir gün eşi beni aradı, sonra oğlu aradı. İkisi de bana küfürler ettiler. Ben işi bıraktım çünkü duyuldu bu durum. Eşi iş yerimi aradı durumu anlattı."

"Çok zor şeyler yaşadım. İlk başta çocuğu isteyen Erkal doğurmamamı istiyordu artık. Bir gün beni ve bir kız arkadaşımı aldılar konuşmak için bir cafeye götürdüler."

"Erkal Google’dan kürtaj yaptırması için hemşire doktor bakıyor bu arada. İstiyor ki ben kürtaj olayım. Sonra beni zorla ve tehditle Ankara’da bir hastaneye götürdüler, hüngür hüngür ağlıyordum. Korkuyordum, ne yapacağımı bilmiyordum."

"Doktor beni gördü durumumu anladı. Çocuğu almadı. “Kusura bakma bu bebeği alamam başka hastaneye götürün’ dedi. Doktor anladı, yani beni oraya zorla getirdiklerini.”

“Bizi aldılar bu kez bir otele götürdüler. Orada sürekli tehdit ediyorlar, ‘seni öldürürüz’ diye. Yanımda kız arkadaşım var o da hamile. İkimiz de korkudan ölüyoruz."

"Erkal’ı ikna ettim, ‘eve gideyim, duşumu alayım, geleceğim geri’ dedim, ‘tamam’ dedi. ‘Kız kalsın sen git’ dedi. İkimizi de eve bıraktılar sonra…”

“Döner bıçağı ile tehdit”

Merve’nin yaşadıkları burada bitmiyor aslında deyim yerindeyse maalesef yeni başlıyor. Merve’nin iddiasına göre şöyle oluyor:

“Bir gün karısı beni aradı, yine hakaretler, bana para teklif etti. Benim parayla işim yok ki. O kadar korkuyorum ki sürekli tedirgin haldeyim. ‘Tamam aldıracağım’ dedim. Doktora gittik içerde biraz oyalandık. Doktora dedim ‘sakın alma’ diye yalvardım. Çıkınca ‘tamam bitti’ dedim. Sanırım anladılar bebeğin alınmadığını."

"Beni bir arabaya bindirdiler. Korkuyorum. Ev yok, para yok. Otoban gibi bir yere girdi araba. Beni bir yere götürdüler. Oraya başka insanlar geldi. Bana psikolojik baskı yapıyorlar. ‘Öyle olur böyle olur çocuğa bakamazsın.’ Sonra ben orada bir cafeye girdim çıktım ve araca bindik.”

“Bunu öldüreceğiz kurtulacağız bundan”

“Yine gidiyoruz ama korkudan ölüyorum. Girdiğim kafeden büyük döner bıçağı almış onu gösteriyor bana.”

“Beni depo gibi bir yere götürdüler. Yakın zaman önce adı başka bir konsomatrisin ölümüne karışan Hüseyin Albay da vardı. O depo da Hüseyin Albay’a ait. Beni o aldığı bıçakla tehdit etmeye başladı. Bir yandan içki içiyor. Çocuklarını anlatıyor, ‘onları düşünmem’ lazım diyor."

"Yalvarıyordum beni bırakın ben gideyim diye. ‘Sizden para istemiyorum. Hiçbir şey istemiyorum, aramayı sormayın, hiçbir şey yapmayacağım, ben gideyim ben evime gideyim’ diyordum.  Silah çıkardı sonra. Ben daha çok korkmaya başladım. Artık bayılmak üzereydim.”  

“Neredeyse bir gün olmak üzere. Sonra beni bir arkadaşının evine götürdü. Telefonumu da elimden aldılar. Eşi geldi. O da bana hakaretler ediyor. Eşine, ‘Bunu öldüreceğiz, kurtulacağız bundan’ diyor. Bana da diyor ki ‘bizim kızımız olacak. Sen hiç merak etme o çocuk ölmeyecek.’

Hamilelik süreci

“Önceden Alanya’da yaşıyordum. ‘Sen oraya git’ diyor. Öyle bir noktaya gelmiş ki ne yaptığını ne dediğini bilmiyor. Neredeyse ikinci güne gidiyoruz, ben de yalvarıyorum ‘bırakın evime gideyim’ diyorum. Gece saat dört olmuş yalvardım ‘ne olur’ dedim ‘beni eve gönderin sana söz veriyorum aldıracağım’ dedim. Beni eve bıraktılar. Sanırım beş dakikada hazırlandım ve Ankara’dan çıktım, Niğde'ye gittim, beni arıyorlar sabaha karşı.” 

“Anne olacağım dedim”

“Yine aynı yalanlar, ‘karımı boşayacağım seni alacağım’ diyor. Sonra ikna edemeyince ‘bebekle seni öldürürüm’ diyor. Sonra benle yine görüşmek istedi, ben inanmadım buna ve görüşmedim. ‘Ben gelmeyeceğim’ dedim."

"‘Ben seni de istemiyorum ben anne olacağım ben çocuğumu doğuracağım’ dedim. Beş dakika sonra tekrar geri arandım. ‘Benim karım her şeyi kabul etti. Biz çok mutluyuz. Bir ara bizi arama’ dedi. Ben Alanya’ya yerleştim hamilelik sürecimde.”

“Araçla yolumu kestiler, tesadüfmüş”

Erkal Sonel’le tüm ilişkisini bitirmesine rağmen Sonel, yine de Alanya’da Merve’nin karşısına çıkıyor:

“Alanya’da yürüyüşe çıkmıştım. Bir araba önünde birden fren yaptı durdu. Karnımı tutarak durdum, bunlar ailece tatile gelmişler ve bana çarpmak üzereydi araç. Bunun tesadüf olduğunu söylediler. Ben yedi buçuk aylık hamileydim ve yiyecek ekmek parası bulamıyordum. Çok zordu. Bebeğim doğdu. ondört günlüktü. Açtı. Uzun süre iş bulamadım.” 

“Sütüm akıyordu insanlar iş vermiyordu. Bir iki buluyordum, terlikle işe gidiyordum, doğum sonrası yürüyemiyordum."

"Sonra çalıştığım yerdeki kızlardan biri fark ediyor ‘Sütü akan kadın burada çalışıyor, duyulursa burası kapanır’ diyor. Beni işten çıkardılar. O akşam çok kötüydü."

"Bir taksi durağına gittim, ‘telefonumu al çocuğuma mama götürmem lazım çünkü iş bulamıyorum. Bana biraz para verin’ dedim.”

“Bu olanlardan sonra o kadar çok hırslandım ki. Ben de çok para kazanacağım. Oğlumu kimseye muhtaç etmeyeceğim dedim. Sonra bir süre annemle yaşadık. İş buldum ve kendi hayatımı kurdum.”

Babalık davası süreci

“Babalık davası açtım. Önce kabul etmediler. DNA raporları ile kanıtlandı ve çocuğumun babası olarak nüfus cüzdanına kaydedildi. Ayda bin TL nafaka bağlandı. Yıllar öncenin parası. Sonrasında çocuğu belki üç kere görmüştür.”

“Çocuğu göreceğim deyince davadan vazgeçtim”

“Çocuk bir buçuk yaşındayken bir kere kandil günü vicdana geldi herhalde, çocuğunu görmek istediğini belirtti. Çocuğu hemen yıkadım süsledim babası görecek ne de olsa. Yarım saat gördü. Pandemi bitince yeniden nafaka davası açtım. Çocuğu görmüyordu zaten. Sonra bir araya geldik."

"Avukatı beni görür görmez aşağılamaya başladı. Erkal da bana ‘çocuğumu göreceğim’ dedi. Çocuğu ondan sonra da doğru düzgün görmedi."

"Çocuğum okuldan her gün ağlayarak geliyor. ‘Herkes annesi alıyor, babası alıyor beni niye kimse almıyor? Benim babam nerede?’ diye kızıyor hep.”

“Arkadaşları dalga geçiyor çocuğumla”

“Belki bir kere okuldan aldı. Totalde çocuğu üç kere gördü herhalde. Onda da kırk sekiz saat bile değil, yarım saat gönlünü alıp, oyuncağını alıp eve getirdi."

"Totalde yedi sekiz kere telefon açmıştır. Hep ‘annem hasta, abilerin hasta onlarla ilgileniyorum’ dedi çocuğa.”

"Çocuğum o videoları izledi. Babası videoda diyor ki ‘Benim iki oğlum var.’ Çocuğum bundan çok etkilendi. Okula gitmek istemedi, arkadaşları da ‘senin baban o değilmiş’ gibi şeyler söylemiş, dalga geçmiş çocukla. Psikolojik yardım alıyoruz.”

“Çocuğumdan özür dilesin”

Peki Merve yıllar sonra neden konuşmak istedi, kendisinden dinleyelim:

“Benim çocuğumun nafakası dışında öyle büyük maddi bir beklentim yok. Çocuğumla zaten her türlü maddi zorluğu gördük yaşadık. Ben istiyorum ki çocuğumdan özür dilesin. Benim çocuğumun onuru kırıldı."

"Ekrana çıkıp ben eşime sadığım iyi aile babasıyım’ diyor. Öyle olsa bu çocuğuna bunları yapmaz. Bana yaptı etti geçti gitti. Çocuğum suçu ne? Ona bunları yaşatamaz.”

“Bu arada ben nafaka davası açtığımda, bana ‘davadan vazgeç, medyaya da anlatma’ dedi. Sonra ‘nafakayı ödemeyeceğim istediğin yere çık anlat sana kimse inanmaz’ dedi."  

"Bu adam bebeğimi doğurmayayım diye çalıştığım yerdeki şef garsona para verip beni zehirletmeye çalıştı. Ben bunları da kabul ederim bir yere kadar fakat benim çocuğuma bu yaptığını unutamıyorum.”

“Çocuğum için yaşıyorum”

Merve’ye sırf pavyonda çalıştığı için bir kadına inanılmayacağını düşünen Erkal Sonel’den korkup korkmadığını sorduğumda, şu yanıtı veriyor: 

“Beni şimdiye kadar defalarca tehdit etti, hamilelik sürecimde bebeği düşüreyim diye zehirlemeye bile kalktı. Bebeğim her şeye rağmen yaşadı."

"Ben de onla birlikte yeniden hayata bağlandım. Mücadele ediyorum, çalışıyorum, çocuğumu en iyi koşullarda büyütmeye çalışıyorum."

"Hiçbir şeyden eksik kalmasın istiyorum. Ben artık çocuğum için yaşıyorum ve korkmuyorum. Zaten göreceğimizi gördük.” 

“Öldürmez ama ayağıma sıkar”

“Ben bunları anlattım diye beni bu piyasada artık çalıştırmazlar biliyorum, beni öldürmezler belki ama çalışamayayım diye ayağıma sıkarlar. Korkmuyorum, ne olacaksa olsun. Bu insan yıllar önce ben ilk hamile kaldığımda ailemi arayıp bebeğimi kast ederek ‘Ortada bir cenaze var, gelin kaldıralım’ dedi, babam küfür edip telefonu kapattı. Bu adamın yaptıklarına karşı hep sustum, artık sessiz kalmayacağım.” 

“Çocuğumun hakkını koruyun”

Merve’ye destek olmak avukatı Ayşe Yıldırım’ın görevi olsa da aslına bakarsanız duyurmaya çalıştığı ses başta kadınlar olmak üzere tüm kamuoyundan da destek bekliyor: 

“Çocukları benim çalıştığım pavyona gelip karşımda içki şişeleri açtırıp, beni gözleriyle taciz ediyorlar. Onları takip ediyorum çünkü babaları 'parm yok' derken, çocuklarının ne kadar lüks bir hayat yaşadıklarını kanıtlamam gerekiyordu."

"Bundan sonra bana ne olur, bu anlattıklarımdan sonra bana ne yaparlar bilmiyorum. Bu adam beni de çocuğumu da mağdur etti. Tüm kamuoyuna sesleniyorum, çocuğumun hakkını koruyun.”

Sonel’in avukatı: İddiaları kabul etmiyoruz

Erkan Sonel'in avukatı Gülden Erdoğan Öymen şu yazılı açıklamayı yaptı:

"Müvekkilim Erkal Sonel ile yapmış olduğum görüşme sonrasında , kendisinin bilgisi ve onayı doğrultusunda konu hakkındaki açıklamamız açıklamamız şu şekildedir."

"Erkal bey evlilik birliği devam ederken doğmuş olan olan üçüncü çocuğunu kabul etmiş ve mahkeme kararıyla da nüfusuna kaydettirmiştir. Şimdiye kadar çocuğunun masraflarını karşılamış olup, bundan sonra da karşılamaya devam edecektir." 

"Çocuğunun masraflarını karşıladığı gibi çocukla ilişkisini devam ettirmiş, hem telefonla görüşmüş, hem bireysel olarak görüşmüş, hem WhatsApp üzerinden karşılıklı ses kaydı ve video birbirlerine göndermişler ve ilişkilerini düzenli bir şekilde sürdürmüşlerdir. 

"Müvekkilim nafaka yükümlülüğünün dışında yine çocuğuna her türlü, elinden geldiğince maddi imkanı ve desteği şimdiye kadar sağlamış olup, bundan sonra da yine sağlamaya devam edecektir."

"Ancak bu durumu yakın çevresi dışında kimse bilmediğinden; TV sekizde canlı yayına çıktığı zaman kendisine anlık yöneltilen soruda iki çocuğum var demek zarureti hissetmiştir." 

"Müvekkilim Erkal Sonel üç çocuğunu da birbirinden ayırmadan sevmekte, her türlü ihtiyaçlarını gidermekte ve hiçbir koşulda çocuklarından vazgeçmeyip inkar etmemektedir."

"Çocuğunun ihtiyaçları için gerekli olan her türlü maddi sorumluluğu üstlenmeyi kabul eden müvekkilim yalnızca kadının haksız ve çıkar amaçlı taleplerini kabul etmemiştir." 

"Bundan sonra da bu haksız talepleri hiçbir koşulda kabul etmeyecektir. Henüz birkaç gün önce üçüncü çocuğun annesi müvekkilim aleyhine Ankara Aile Mahkemesi nde nafakanın artışı için dava açmış, fahiş miktarda nafaka talep etmiş ve yargılama süreci de şu an devam etmektedir."

"Bu dava açılmadan hemen evvel müvekkilin ailesine ve kendisine de sosyal medya üzerinden ulaşmış ve rahatsızlık verici sözler de sarfetmiştir."

"Ayrıca üçüncü çocuğun annesi, müvekkilin evliliğinden doğmuş olan diğer iki çocuğunun hayatını da ısrarlı bir şekilde takip etmektedir ve bu konuda da yasal işlem yapılacaktır."

"Müvekkilim üç çocuğu ile de gurur duyduğunu ve onları çok sevdiğini önemle ifade etmektedir. Kamuoyunun bilgisine saygı ile sunulur." (EVRİM KEPENEK - BİANET)

Business News