Açıkça görülen o ki, Londra sokaklarını büyük bir kuvvetle saran antifaşist, dayanışmacı ve savaş karşıtı halk gösterileri, ekonomik ve siyasal sorunların köklü çözümünün de dinamiklerini taşımaktadır.
Geçen yıl ekim ayından bu yana Londra, İsrail’in soykırıma varan saldırılarına ve bu politikayı destekleyen İngiliz hükümetine karşı yoğun katılımlı büyük protesto gösterilerine sahne oluyordu. Protesto ve destek eylemleri, semtlere yayılarak süreklilik kazanmıştı. Bugün de Gazze’de yaşanan her yeni gelişme geniş halk kitleleri tarafından ilgiyle izleniyor ve mutlaka bir eylemle değerlendiriliyor.
Son “ırkçılık karşıtı gösteriler” de bu eylemler dizisinin devamı olarak görülebilir. Provokatif bir haberin ardından başlayan göçmen düşmanı ırkçı saldırı girişimlerine karşı gerçekleşen olağanüstü kitlesel tepki, bu bakımdan, İsrail’in Filistin’e karşı saldırılarının biriktirdiği öfkenin yeni bir biçim kazanması olmuştur diyebiliriz.
Son gösterilerde tanık olunan ilginç bir özellik, ırkçılığa karşı bir araya gelenlerin “salt İsrail karşıtlığı” çizgisini aşmış olmalarıydı. Elbette kitlesel hareket etme kolaylığını yaratan Filistin dayanışma eylemleriydi, ancak şimdi sorun her türden ırkçılığa karşı olmayı gerektiriyordu ve bu Arap/Müslüman kimliğinin de aşılmasını gerekli kılmıştı. Büyük bir çoğunluğunu beyaz İngiliz gençlerin oluşturduğu eylemlerde sık sık, “Faşizmi sokaklarımızdan söküp atacağız” sloganı atıldı. Bu slogan karşılığını buldu. Hükümetin ve güvenlik güçlerinin yetersiz kaldığı faşist eylemler, on binlerce antifaşistin sokaklara çıkmasıyla daha başlamadan bitirildi.
Buna ilişkin bir örnek, Stand Up Racism tarafından örgütlenen bir gösteride yaşandı. Counterfire’da yer alan haber şöyle: “On sekiz yıldır Walthamstow'da yaşıyorum ve dün geceden daha fazla gurur duyduğum bir şey olmamıştı. Birlik mitingine giderken, nasıl görüneceğine dair bir resim çizdim: Sokağın bir tarafında faşistler, diğer tarafında antifaşistler. Belki 15 faşist, 500 kadar karşı protestocu hayal ediyordum. Gerçekte, hiçbir faşist gelmedi, ancak antifaşist katılım tahminimin yirmi katıydı: 10 bin kişi. Walthamstow nüfusunun yüzde beşinden fazlası. Kalabalık, bir çeşitlilik deniziydi; yaş, ırk, cinsel yönelim veya cinsiyet ne olursa olsun, Walthamstow'da tek bir vücut olarak durduk.”
Buna benzer pek çok farklı bölgede farklı gösteri düzenlendi. İngiltere'de 100’den fazla aşırı sağcı şiddet eyleminin planlandığı saatlerde, karşı gösteri düzenleyen binlerce ırkçılık karşıtı, sokakları doldurarak aşırı sağcıların sayısını geride bıraktı.
Antifaşist grup ve örgütler, olası yeni saldırılara karşı daha örgütlü ve güçlü bir mücadele için hazırlıklarını sürdürüyor. Hafta sonunda yapılacak toplantılar ve sendikaların özel gündemle toplanmaya başlaması bunun en önemli göstergesi.
Bu gelişmeler, uzun yıllar boyunca hükümet eden Muhafazakarların ekonomik ve siyasal gerici politikalarına karşı, İşçi Partisini büyük bir oy oranıyla hükümete taşıyan seçimlerde de görülen tepkiyle birlikte düşünülmeli. Böylece tablo, güncel bir olaydan hareket ederek antifaşist toplumsal gösteriler halini alan tepkinin, aslında bir bütün olarak egemen sınıf politikalarına karşı özellikler taşıdığını gösteriyor.
Bunu, İşçi Partisi hükümetinin, son olaylarda kitlelerin çok gerisine düşmüş olmasında da görebiliriz. Ana işlevi, Muhafazakarların yapmayı göze alamadığı geniş çaplı özelleştirmeleri “İşçilerin desteğini almış bir hükümet” olarak yapmak olan bu hükümetin, daha ileri bir tutum takınması zaten beklenmiyordu.
Açıkça görülen o ki, Londra sokaklarını büyük bir kuvvetle saran antifaşist, dayanışmacı ve savaş karşıtı halk gösterileri, ekonomik ve siyasal sorunların köklü çözümünün de dinamiklerini taşımaktadır. (AYDIN ÇUBUKÇU - EVRENSEL)