İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, 19 Temmuz’dan beri direnişte olan Polonez işçileriyle dayanışma adına gıda işkolundaki sömürüyü ve iş cinayetlerini raporlaştırdı. Rapora göre son 11 yılda “en az” 407 gıda işçisi “iş cinayetleri”nde hayatını kaybetti.


İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, 19 Temmuz’dan beri direnişte olan Polonez işçileriyle dayanışma adına gıda işkolundaki sömürüyü ve iş cinayetlerini raporlaştırdı. Rapora göre son 11 yılda “en az” 407 gıda işçisi “iş cinayetleri”nde hayatını kaybetti.

Makineye bir uzvunu kaptırma sonucu sıkışma, çok ağır yük ve forklift gibi iş makinelerinin altında kalma ya da çarpması, asansörde kabin ile duvar arasında sıkışma gibi ezilmeler ölüm nedenlerinde ilk sırada geliyor. İşçi servisleri ya da çoğunluğu işyerine ait araçlarla yapılan trafik kazaları ikinci sırada. Siloda, araçta, iş makinesinde ya da işyerinin üst katlarında çalışırken yüksekten düşmeler; kimyasal madde nedenli zehirlenmeler; yangın, kimyasal madde nedenli, siloya düşme nedenli boğulmalar; patlama ve yanmalar diğer öne çıkan ölüm nedenleri.

Ölen işçilerin 24’ü çocuk işçi. Yüzde 6’lık oranla gerek tüm işkollarına gerek sanayiye göre daha yüksek bir çocuk işçi ölüm oranı var. Yaşından dolayı çalıştırılması yasak olanlar dahil tüm çocuk işçiler, iş öğrenme ya da hafif işlerde değil, diğer işçiler gibi işin tamamını yaparken hayatlarını kaybettiler.

Gıda işkolunda göçmen işçi ölüm oranı yaklaşık yüzde 7 ile tüm işkolları baz alındığında Türkiye ortalamasının yarım katı üzerindedir. Çoğunluğu kayıtdışı çalıştırılan göçmen işçilerin ana kitlesini Suriyeli ve Afganistanlı işçiler oluşturmaktadır. Gıda işkolunda iş cinayetlerinde ölen göçmen işçilerin geldikleri ülkeler şöyle: 13 Suriyeli, 7 Afganistanlı, 2 Iraklı 2 Özbekistanlı, 2 Pakistanlı ve 2 Türkmenistanlı işçi hayatını kaybetti…


Ne olmuştu?

Yüzde 77’si Ürdün menşeli sermayenin olan; sucuk, salam gibi işlenmiş gıda üretimi yapan ve bu gıdaları Dominos gibi ünlü markalara pazarlayan Polonez’de işçiler yıllardır asgari ücretle, mesai ücreti almadan ve haftalık izin kullanmadan çalıştırılıyordu. 354 işçinin çalıştığı fabrikada TekGıda-İş Sendikası’nda örgütlenen işçiler kısa sürede toplu iş sözleşmesi için gereken çoğunluğa ulaştı.

Bunun üzerine patron “küçülmeye gidiyoruz” diyerek 13 işçiyi işten attı. Arkadaşlarının işten çıkarılmasına tepki gösteren işçiler ise üretimi durdurdu. Bunun üzerine direnişi kırmak isteyen Polonez patronu işten atma saldırısını sürdürdü, 122 işçi daha atıldı ve işten atılan işçilerin sayısı 135’e ulaştı. Ortalama 10-12 yıldır çalışan işçilerin işten atılma nedeni ise Kod-46. Yani “hırsızlık ve yüz kızartıcı suç”. Yani Türkiye’de Anayasa’nın 51. Maddesine göre “sendikalaşma hakkını” kullanan işçilere, “hırsız” deniyor, “yüz kızartıcı suç işledin” deniyor ve işten atılıyor.

Başlayan direnişi kırmak için patron dışarıdan günlük çalışan işçiler getirmeye başladı. Diğer işçilerin maaşlarına ise yüzde 25 zam yapma ve bir maaş ikramiye verme kararı aldı. 6 ayda bir yarım ikramiye, pazar mesaileri, çocuklara üniversite eğitim bursları, 10 yıllık çalışan işçiye sağlık sigortası vermeyi taahhüt ederek direnişi kırmaya çalıştı.

TekGıda-İş ile görüşmeyi kabul etmeyen patron, işçilerin anayasal haklarını kullanmasını ve işten çıkartılan arkadaşlarına sahip çıkmak için üretimi durdurmasını polis şiddetiyle önlemeye çalıştı. Aralarında çocukların da bulunduğu, çoğu kadın işçilerden oluşan işçilere çevik kuvvet polisleri biber gazlı, joplu müdahalede bulundu. Bir işçinin 10 yaşındaki çocuğu ile birlikte sendikanın Örgütlenme Uzmanı ve kadın işçiler yaralandı. İşçiler direnişi kırmak için içeriye kaçak işçi sokmaya çalışan patronu engellemek isterken, polisin hukuksuzluğa değil, hak arayan emekçiye müdahalesini protesto ettiler.

İlerleyen günlerde Çatalca Kaymakamlığı’na yürüyen, Valiliğe giden işçiler haklarını aramaya devam etti. Çatalca bölgesinde muhtarlarla ve halkla konuşulup yaşananlar anlatıldı. Dominos önünde boykot çağrılı dayanışma eylemleri hayata geçirildi, direniş TBMM gündemine taşındı.

Direniş fabrikanın önünde sürüyor. “Bu artık sadece para meselesi değil, onur mücadelesi” diyen işçilerin talebi “sendikalı olarak işe geri dönmek ve haklarını almak”. (SENDİKA.ORG)

Daha yeni Daha eski