Ertuğrul Kürkçü açıkladı... BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, İstanbul'da yerel seçimler için kimseye alan açmayacakların...
Ertuğrul Kürkçü açıkladı...
BDP
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, İstanbul'da yerel seçimler için kimseye
alan açmayacaklarını ifade ederken, "Ne yazık ki Mustafa Sarıgül ile bugüne
kadar hiçbir mücadele ortamında birlikte hareket etmiş değiliz. O yüzden ansızın
bulutsuz gökte çakan şimşeğe bizim gözümüzün kamaşması olmaz"
dedi.
Amerika'nın Sesi Radyosu'nun sorularını yanıtlayan Kürkçü; BDP’den gelen, "Çözüm süreci'nde ‘Akil İnsanlar"a benzer mekanizma oluşturulması önerisini değerlendirdi. Kürkçü, bu önerideki en önemli noktanın 'Üçüncü göz ihtiyacı' olduğunu belirterek, şöyle dedi: "Süreç; hükümet tarafından saydam olmayan biçimde sürdürülüyor. Dolayısı ile süreçte ortaya çıkan öneriler kadar benimsenmeyen önerilerin neler olduğu, hükümetin sözleri ile icraatları arasındaki ilişki ve çelişkilerin aynı şekilde PKK’nın sözleri ve icraatları arasındaki ilişki ve çelişkilerin gözlenebileceği ve toplum adına bütün bunlarla ilgili bir bilgi edinme, karşılıklı olarak süreçten topluma; toplumdan sürece görüş aktarılması mekanizması işlemiyor. Akil insanların devreye sokulmasına dair çağrı bu boşluğun doldurulması ve sürecin hızlandırılması ihtiyacı ile ilgilidir. Daha doğrusu toplumun sürece müdahil olabilmesi için bir mekanizmaya ısınması ihtiyacı ile ilgilidir. O nedenle o mekanizma devreye sokulmak isteniyor. Çünkü 'Süreç durdu, duracak' deniliyor, bunun sorumluluğunun kimse üzerinde kalmasını istemiyor. Öte yandan süreç canlanacaksa da bir dış enerjinin devreye girmesi lazım. Bununla ilgilidir diye düşünüyorum." Kürkçü, hükümetin açıkladığı 'Demokratikleşme Paketi'ne ilişkin beklentilerin yüksek olduğunu, çıkanlara bakıldığında bugüne kadar halkın kendi çabalarıyla defakto elde etmiş olmadığı hiçbir şey paketin içinde bulunmadığını savunarak, "Örneğin alfabe, kamusal alanda Kürtçe seçim propagandası. Bu özgürlük alanı zaten vardı. Bir tek yeni diyebileceğimiz durum var. O da Başbakanın ‘Asla olamaz, böler’ dediği şeyin olabileceği görüldü. Özel okullarda Kürtçe eğitim-öğretim için imkan tanınacağı söylendi. O da 'Herkes için ana dilinde parasız eşit eğitim hakkı ilkesi'nin ihlali pahasına. Sonuçta: Her şey hem var hem yok. Öte yandan temel talepler yok. Özetle halkın umutla beklediği ve hayatında bir şeylerin değiştiğini söyleyebileceği hiçbir şey yok. Başbakan boyuna yakınıyor ve bence son derece laubali ve gereksiz tarzda Adalet Bakanıyla partinin arasını iyi tutup-tutmama konusunda lüzumsuz vaazlarda bulunuyor. Adalet Bakanı ile arayı iyi tutmak zorunda olan bir muhalefet partisi yok Türkiye’de. Çünkü Türkiye bir cezaevi cehennemi ve Adalet bakanıyla bir partinin arasını iyi tutmasına ilişkin telkinler bana sorarsanız haddini aşmaktır daha ağır bir ifade seçmeyeceksek."
'27 EKİM'DE HDP'DEYİZ'
Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, bir soru üzerine seçime HDP ve BDP ile gireceklerini anlattı. HDP ihtiyacının; 2011 seçimlerinden hemen arkasından ortaya konulduğunu, o tarihte Türkiye’nin tamamına ve toplumsal muhalefet dinamiklerinin genel alanına yayılması gerektiği konusunda çok net bir kanaat bulunduğunu belirten Kürkçü şöyle devam etti: "Halkların Demokratik Kongresi; böyle bir sosyal hareket zemini olarak kendini inşa etti. Ekim 2011’de ancak bu seçimlere iki parti ile giriyoruz. Bu ikili durumun ortaya çıkmasında en önemli nedeni seçimlere çok kısa bir süre kalmış olması ve bölgede AKP ile çok ciddi bir rekabet ve yarış içerisinde olacak. Şu anda 4 milletvekilimiz ben de dahil olmak üzere HDP’ye geçiyoruz. 27 Ekim’deki kongrede bu resmileşecek. Ondan sonra da yerel seçim yürüyüşüne başlayacağız."
'SIRRI'NIN ADI ORTADA'
Kürkçü,
yaklaşan yerel seçimlerde Sırrı Süreyya Önder'in adaylığı konusunda CHP’den
henüz kendilerine bir teklif gelmediğini bildirirken de şöyle konuştu: "Böyle
bir teklif gelirse de doğrusu bu teklifin bir at pazarlığı halinde gelmesini
istemeyiz. Önce prensipleri konuşmak isteriz. Bizimle aynı şeyleri ümit
edenlerle, böyle bir programa sahip olanlarla tabii ki birlikte yürürüz. CHP
öyleyse ona da bakarız. ‘Siz aday gösterirseniz AKP kazanır' denildiği zaman
bunun tersi de söylenir. Bu sadece bir aritmetik meselesiyle; 'CHP aday
gösterirse AKP kazanır.' Çünkü BDP veya bloğa oy veren seçmenler sadece
sayılardan ibaret değil. Onların fikir ve hayattaki bir tavırları var.
Kendilerini adlarıyla çağırmayı reddeden, onların varlık ve fikirlerinin
anayasal tanınmasına itiraz eden ve bu pozisyonunu değiştirmeyen partiye Kürtler
niçin oy versin? Öyle bir şey var mı? 'Çantada keklik' diye bir şey yok. Alan
açmayız kimseye. Kendi alanımızı da vermeyiz. Tabii ki Sırrı arkadaşımızın adı
ortada. Bunu hepimiz biliyoruz. Fakat yine de Sırrı Süreyya Önder veya başka
arkadaşımız da olsa İstanbul’da bizim kendileriyle bir ön seçim, ön görüşme
yapabileceğimiz herkesin onay devresinden geçmeden biz kimsenin HDP’nin adayı
olduğunu söylemeyeceğiz. Tabii ki Sırrı böyle bir adaylığa talip olduğu an en
önemli adaydır. Tabii henüz o aşamada değiliz. Önce ilkelerin, yöntemin yerli
yerine oturması isteriz." Kürkçü, BDP seçmeninin gönül rızasına uygun olmayan
hiçbir adaya partinin aday göstermesi nedeniyle oy vermeyeceğini ifade ederken,
"Seçmenin başka bir adaya oy verebiliyor olması için BDP’nin, bu bloğun bu
ittifakın seçmenlerinin önce o adayın fikri, tutumu ve hedefleri doğrultusunda
görüş sahibi olması lazım. Ne yazık ki Mustafa Sarıgül ile bugüne kadar hiçbir
mücadele ortamında birlikte hareket etmiş değiliz. O yüzden ansızın bulutsuz
gökte çakan şimşeğe bizim gözümüzün kamaşması olmaz" dedi
Amerika'nın Sesi Radyosu'nun sorularını yanıtlayan Kürkçü; BDP’den gelen, "Çözüm süreci'nde ‘Akil İnsanlar"a benzer mekanizma oluşturulması önerisini değerlendirdi. Kürkçü, bu önerideki en önemli noktanın 'Üçüncü göz ihtiyacı' olduğunu belirterek, şöyle dedi: "Süreç; hükümet tarafından saydam olmayan biçimde sürdürülüyor. Dolayısı ile süreçte ortaya çıkan öneriler kadar benimsenmeyen önerilerin neler olduğu, hükümetin sözleri ile icraatları arasındaki ilişki ve çelişkilerin aynı şekilde PKK’nın sözleri ve icraatları arasındaki ilişki ve çelişkilerin gözlenebileceği ve toplum adına bütün bunlarla ilgili bir bilgi edinme, karşılıklı olarak süreçten topluma; toplumdan sürece görüş aktarılması mekanizması işlemiyor. Akil insanların devreye sokulmasına dair çağrı bu boşluğun doldurulması ve sürecin hızlandırılması ihtiyacı ile ilgilidir. Daha doğrusu toplumun sürece müdahil olabilmesi için bir mekanizmaya ısınması ihtiyacı ile ilgilidir. O nedenle o mekanizma devreye sokulmak isteniyor. Çünkü 'Süreç durdu, duracak' deniliyor, bunun sorumluluğunun kimse üzerinde kalmasını istemiyor. Öte yandan süreç canlanacaksa da bir dış enerjinin devreye girmesi lazım. Bununla ilgilidir diye düşünüyorum." Kürkçü, hükümetin açıkladığı 'Demokratikleşme Paketi'ne ilişkin beklentilerin yüksek olduğunu, çıkanlara bakıldığında bugüne kadar halkın kendi çabalarıyla defakto elde etmiş olmadığı hiçbir şey paketin içinde bulunmadığını savunarak, "Örneğin alfabe, kamusal alanda Kürtçe seçim propagandası. Bu özgürlük alanı zaten vardı. Bir tek yeni diyebileceğimiz durum var. O da Başbakanın ‘Asla olamaz, böler’ dediği şeyin olabileceği görüldü. Özel okullarda Kürtçe eğitim-öğretim için imkan tanınacağı söylendi. O da 'Herkes için ana dilinde parasız eşit eğitim hakkı ilkesi'nin ihlali pahasına. Sonuçta: Her şey hem var hem yok. Öte yandan temel talepler yok. Özetle halkın umutla beklediği ve hayatında bir şeylerin değiştiğini söyleyebileceği hiçbir şey yok. Başbakan boyuna yakınıyor ve bence son derece laubali ve gereksiz tarzda Adalet Bakanıyla partinin arasını iyi tutup-tutmama konusunda lüzumsuz vaazlarda bulunuyor. Adalet Bakanı ile arayı iyi tutmak zorunda olan bir muhalefet partisi yok Türkiye’de. Çünkü Türkiye bir cezaevi cehennemi ve Adalet bakanıyla bir partinin arasını iyi tutmasına ilişkin telkinler bana sorarsanız haddini aşmaktır daha ağır bir ifade seçmeyeceksek."
'27 EKİM'DE HDP'DEYİZ'
Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, bir soru üzerine seçime HDP ve BDP ile gireceklerini anlattı. HDP ihtiyacının; 2011 seçimlerinden hemen arkasından ortaya konulduğunu, o tarihte Türkiye’nin tamamına ve toplumsal muhalefet dinamiklerinin genel alanına yayılması gerektiği konusunda çok net bir kanaat bulunduğunu belirten Kürkçü şöyle devam etti: "Halkların Demokratik Kongresi; böyle bir sosyal hareket zemini olarak kendini inşa etti. Ekim 2011’de ancak bu seçimlere iki parti ile giriyoruz. Bu ikili durumun ortaya çıkmasında en önemli nedeni seçimlere çok kısa bir süre kalmış olması ve bölgede AKP ile çok ciddi bir rekabet ve yarış içerisinde olacak. Şu anda 4 milletvekilimiz ben de dahil olmak üzere HDP’ye geçiyoruz. 27 Ekim’deki kongrede bu resmileşecek. Ondan sonra da yerel seçim yürüyüşüne başlayacağız."
'SIRRI'NIN ADI ORTADA'