Paris’te hafta sonları çok fazla kişi dışarıya, Normandiya’ya kaçıyordu. Pazar günü tam Paris’e dönüş saatiydi. Normalde 1-2 saat trafik tıkanıyordu burada. Sarı Yelekliler varken bu ortadan kalkıyordu. Çünkü gişede para ödetmiyorlardı. Dört dakikalık blokajdan sonra evlerine doğru gidiyorlardı, dedim ya korna çalarak ya da el sallayarak...
Sarı Yelekliler sağcı mı?
Döner kavşağın ortasına bir kulübe kurulmuştu. Etrafında Sarı Yelekliler üçer-beşer sohbet ediyorlardı. Yaşlılar, gençler, kadınlar ve erkekler. Kavşakta yavaşlayan otomobiller, genellikle korna çalarak selamlıyor ya da el sallıyor ve neredeyse hepsi gülümsüyorlardı. Kulübenin içinde konuşuyorduk. Arkada bir masa üstünde paylaştıkları yiyecekler vardı, çalan bir müzik keyifli ve kahve…
Bu eylemleri neden yapıyorsunuz?
Bu problem satın alma gücünün yetmezliği. Vergileri ödeyemiyoruz, en mütevazı ailelerin en temel ihtiyaçlarını karşılayamıyoruz bile. Ayın sonunu getiremiyoruz, haysiyetli şekilde yaşayamıyoruz.
Mazot zammını geri çektiler bununla ilgili diyorlardı ama hareket devam etti neden?
Yakıta yapılan zam son damlaydı. Herkesi sokağa çıkaran buydu. Mesele zammın kendisi değildi. Bu bardağı taşıran son damla da yakıt zammı oldu. Günlerden pazardı Macron konuşmadan bir gün önce.
Pazartesi konuşunca ne diyecek sizce ? Önce altı ay için askıya alıyoruz dediler, sonra bir yıl yok dediler. Yarın ne söyleyecek sizce ?
Tam bir çıkmaz içindeler. Hiçbir çözümleri yok. Halkı uyutmak istiyorlar. Bize önerecekleri, Fransız halkına sunabilecekleri hiçbir şey yok.
Asgari ücretin artacağını düşünüyor musunuz?
Anlamlı bir artış olması gerekir, en az 200-300 euro. Öyle 20 euro filan değil. Madem zammı yaparken ekolojiye önem verdiklerini iddia ediyorlar, o zaman asgari ücretteki bu artışla, biz ekolojik araba da alırız, Evimizin izolasyonunu da daha iyi yaparız. Daha korunaklı kapı pencere takarız. Yoksa 20 euro zamla Fransız ekonomisi düzelmez.
Bir önceki hafta Çevre Bakanı televizyonda, mazot zammının gerekçesinin çevre kirliliğini engellemek olduğunu söylemişti. Bir gün sonra Macron 100 euro zam yapacağını söyledi. Bunun cevabını da almıştık yani.
Sarı Yelekliler hareketini nasıl tanımlıyorsunuz?
Bu politik olmayan, sendikal olmayan bir harekettir. Biz tamamen halk hareketiyiz. Halkın içinde de toplumun bütün tabakaları vardır. Gencinden yaşlısına, emeklilere kadar, bütün halk kesimlerinin alım gücünü artırmak için mücadelemiz.
Bir gün önce bu döner kavşakta Che posteri asılı olduğunu söylemişti bir arkadaş…
Kararları nasıl alıyorsunuz?
Her konuyu tartışıyoruz. Herkes görüşlerini söylüyor ve herkesin anlaştığı konuları kararlaştırıyoruz.
Web üzerinden mi yapıyorsunuz ?
İnternet üzerinden de yapıyoruz, bulunduğumuz yerde tartışarak da yapıyoruz ya da insanlara kağıtlar dağıtıyoruz oraya herkes taleplerini yazıyor. Bu, bölge çapındaysa buna göre bütün bilgiler dağıtılıyor, tartışılıyor. Yani onların dediği gibi değil. Macron’la görüşen temsilciler, bizim temsilcimiz değil. Onlar, devletin bize temsilci diye dayattığı kimseler.
Her döner kavşakta bir sözcü var. Röportaj yapmaya gittiğinizde ya da herhangi bir şey de onun koordine etmesiyle gerçekleşiyor her şey.
Ne iş yapıyorsunuz ? Nerede çalışıyorsunuz? Kimler katılıyor size?
Her tip insan var. Maaşları daha iyi olan yöneticiler de var, emekliler de var. Her türden insan, bizimle dayanışmak için bu eylemlere gelip destek veriyorlar.
Kulübeye girip çıkıyorlardı bu arada. Onlar, herkes yani. Konuştuğumuz sözcü, yakında ki küçük köyde itfaiyede çalışıyordu mesela. İki emekli içeri girdi, yeleklerinin üstünde, sırtlarında önlerinde kalemle yazılmış yazılar vardı. Herkes kendi talebini sırtlarında taşıyordu.
Burada sağ, sol yok. Politik olarak farklı görüşler var, delegeler var biz aramızda tartışıyoruz ve ortak bir görüşe varıyoruz. Biz varıyoruz da hükümet nasıl bizimle ortak bir görüşe varamıyor? Buraya her tip insan geliyor, hatta yöneticiler bile var, emekliler de geliyor ve herkes kendi meşrebine göre harekete katılabiliyor.
Bu harekete herkes katılabilir mi? Mesela Türkiyeli birisi olarak harekete ben katılabilir miyim?
Bizim bir ön koşulumuz yok, ön yargımız yok, hareket herkese açıktır.
Bunu tabii ki özellikle soruyordum. Eylemlerin başlamasından 3-4 hafta sonra ‘döner kavşak demokrasi’nin var olduğu durumu daha iyi anlayabilmek için. Bu cevabı verirken yanındaki ‘Sarı Yelekliler’ başlarını sallayarak onaylıyordu.
Bir başka yere, otoban girişine gidiyorduk. Yolun üstünde elektronik uyarıcı ilerde barikat var yazıyordu. Gişeler önünde Sarı Yelekliler bekliyordu. Güzel fikir bu sarı yelek. Renk göze çarpıp kendine getiriyor hemen.
Dominik’le konuşun dediler. Şimdi polisle konuşuyor. Polisler ve jandarmalar park yerinde, 5-6 minibüs varlar ve gaz bombaları, bellerinde, ellerinde silahları…
Dominik bizim sözcümüz. Yoksa bizim aramızda başkan yok, hiyerarşi yok, hep birlikte karar veriyoruz. Birazdan gelir. Bugün saat beşe kadar yolu keseceğiz dedik. Onu konuşuyordur mutlaka.
Saat beşe yirmi vardı. Gişelerin önünde bariyerlerin yanında duruyorlardı. Bir kuyruk oluyordu önlerinde otomobiller ama sonra açıyorlardı bariyerleri. Herkes bedava geçiyordu. Kornalar çalarak selamlıyorlardı ve zaten neredeyse her üç arabadan ikisinin önünde torpidoya konulmuş ‘Sarı Yelekler’ vardı ve olmayanlarda bir destek el sallaması.
Sonra hemen yolun üstünde bir otoparkta konuşuyorduk Dominik’le.
Biz dün Paris’te eylemlere katıldık. Bazı yerler kırılıp döküldü biraz. Burada nasıl oluyor?
Burada itiş kakış, kırma dökme olmaz. Burada barışçıl şekilde eylemimizi yapıyoruz. Aramızda bazı genç, ateşli arkadaşlar var. Onlar problem çıkarsa da kontrol ediyoruz. Bu yolu her zaman Paris’ten Normandiya gidiş gelişi için kullanırlar. Sarı Yelekliler olmadan burada bir saat beklediğiniz kuyruklar olurdu. Dört dakika blokaj yapıyoruz sadece. Burada bazı bizim arkadaşlar daha fazla keselim diyor ama biz diyoruz ki blokaj blokajdır, ha dört dakika ha daha fazla, bunun pek fazla önemi yok.
Paris’te hafta sonları çok fazla kişi dışarıya, Normandiya’ya kaçıyordu. Pazar günü tam Paris’e dönüş saatiydi. Normalde 1-2 saat trafik tıkanıyordu burada. Sarı Yelekliler varken bu ortadan kalkıyordu. Çünkü gişede para ödetmiyorlardı. Dört dakikalık blokajdan sonra evlerine doğru gidiyorlardı, dedim ya korna çalarak ya da el sallayarak.
Gençler saat tam 5’te yolu açmak istemiyordu. “Biraz biber gazını özledik” diyorlardı. Polisler onlara doğru gidiyorlardı.
Yarın sokakları anlatmaya devam etmek üzere…
Sizce eylemciler apolitik mi? Ki apolitik olan politik değil midir?
Sarı Yelekliler sağcı mı? (METİN YEĞİN-GAZETE DUVAR)
Sarı Yelekliler sağcı mı?
Döner kavşağın ortasına bir kulübe kurulmuştu. Etrafında Sarı Yelekliler üçer-beşer sohbet ediyorlardı. Yaşlılar, gençler, kadınlar ve erkekler. Kavşakta yavaşlayan otomobiller, genellikle korna çalarak selamlıyor ya da el sallıyor ve neredeyse hepsi gülümsüyorlardı. Kulübenin içinde konuşuyorduk. Arkada bir masa üstünde paylaştıkları yiyecekler vardı, çalan bir müzik keyifli ve kahve…
Bu eylemleri neden yapıyorsunuz?
Bu problem satın alma gücünün yetmezliği. Vergileri ödeyemiyoruz, en mütevazı ailelerin en temel ihtiyaçlarını karşılayamıyoruz bile. Ayın sonunu getiremiyoruz, haysiyetli şekilde yaşayamıyoruz.
Mazot zammını geri çektiler bununla ilgili diyorlardı ama hareket devam etti neden?
Yakıta yapılan zam son damlaydı. Herkesi sokağa çıkaran buydu. Mesele zammın kendisi değildi. Bu bardağı taşıran son damla da yakıt zammı oldu. Günlerden pazardı Macron konuşmadan bir gün önce.
Pazartesi konuşunca ne diyecek sizce ? Önce altı ay için askıya alıyoruz dediler, sonra bir yıl yok dediler. Yarın ne söyleyecek sizce ?
Tam bir çıkmaz içindeler. Hiçbir çözümleri yok. Halkı uyutmak istiyorlar. Bize önerecekleri, Fransız halkına sunabilecekleri hiçbir şey yok.
Asgari ücretin artacağını düşünüyor musunuz?
Anlamlı bir artış olması gerekir, en az 200-300 euro. Öyle 20 euro filan değil. Madem zammı yaparken ekolojiye önem verdiklerini iddia ediyorlar, o zaman asgari ücretteki bu artışla, biz ekolojik araba da alırız, Evimizin izolasyonunu da daha iyi yaparız. Daha korunaklı kapı pencere takarız. Yoksa 20 euro zamla Fransız ekonomisi düzelmez.
Bir önceki hafta Çevre Bakanı televizyonda, mazot zammının gerekçesinin çevre kirliliğini engellemek olduğunu söylemişti. Bir gün sonra Macron 100 euro zam yapacağını söyledi. Bunun cevabını da almıştık yani.
Sarı Yelekliler hareketini nasıl tanımlıyorsunuz?
Bu politik olmayan, sendikal olmayan bir harekettir. Biz tamamen halk hareketiyiz. Halkın içinde de toplumun bütün tabakaları vardır. Gencinden yaşlısına, emeklilere kadar, bütün halk kesimlerinin alım gücünü artırmak için mücadelemiz.
Bir gün önce bu döner kavşakta Che posteri asılı olduğunu söylemişti bir arkadaş…
Kararları nasıl alıyorsunuz?
Her konuyu tartışıyoruz. Herkes görüşlerini söylüyor ve herkesin anlaştığı konuları kararlaştırıyoruz.
Web üzerinden mi yapıyorsunuz ?
İnternet üzerinden de yapıyoruz, bulunduğumuz yerde tartışarak da yapıyoruz ya da insanlara kağıtlar dağıtıyoruz oraya herkes taleplerini yazıyor. Bu, bölge çapındaysa buna göre bütün bilgiler dağıtılıyor, tartışılıyor. Yani onların dediği gibi değil. Macron’la görüşen temsilciler, bizim temsilcimiz değil. Onlar, devletin bize temsilci diye dayattığı kimseler.
Her döner kavşakta bir sözcü var. Röportaj yapmaya gittiğinizde ya da herhangi bir şey de onun koordine etmesiyle gerçekleşiyor her şey.
Ne iş yapıyorsunuz ? Nerede çalışıyorsunuz? Kimler katılıyor size?
Her tip insan var. Maaşları daha iyi olan yöneticiler de var, emekliler de var. Her türden insan, bizimle dayanışmak için bu eylemlere gelip destek veriyorlar.
Kulübeye girip çıkıyorlardı bu arada. Onlar, herkes yani. Konuştuğumuz sözcü, yakında ki küçük köyde itfaiyede çalışıyordu mesela. İki emekli içeri girdi, yeleklerinin üstünde, sırtlarında önlerinde kalemle yazılmış yazılar vardı. Herkes kendi talebini sırtlarında taşıyordu.
Burada sağ, sol yok. Politik olarak farklı görüşler var, delegeler var biz aramızda tartışıyoruz ve ortak bir görüşe varıyoruz. Biz varıyoruz da hükümet nasıl bizimle ortak bir görüşe varamıyor? Buraya her tip insan geliyor, hatta yöneticiler bile var, emekliler de geliyor ve herkes kendi meşrebine göre harekete katılabiliyor.
Bu harekete herkes katılabilir mi? Mesela Türkiyeli birisi olarak harekete ben katılabilir miyim?
Bizim bir ön koşulumuz yok, ön yargımız yok, hareket herkese açıktır.
Bunu tabii ki özellikle soruyordum. Eylemlerin başlamasından 3-4 hafta sonra ‘döner kavşak demokrasi’nin var olduğu durumu daha iyi anlayabilmek için. Bu cevabı verirken yanındaki ‘Sarı Yelekliler’ başlarını sallayarak onaylıyordu.
Bir başka yere, otoban girişine gidiyorduk. Yolun üstünde elektronik uyarıcı ilerde barikat var yazıyordu. Gişeler önünde Sarı Yelekliler bekliyordu. Güzel fikir bu sarı yelek. Renk göze çarpıp kendine getiriyor hemen.
Dominik’le konuşun dediler. Şimdi polisle konuşuyor. Polisler ve jandarmalar park yerinde, 5-6 minibüs varlar ve gaz bombaları, bellerinde, ellerinde silahları…
Dominik bizim sözcümüz. Yoksa bizim aramızda başkan yok, hiyerarşi yok, hep birlikte karar veriyoruz. Birazdan gelir. Bugün saat beşe kadar yolu keseceğiz dedik. Onu konuşuyordur mutlaka.
Saat beşe yirmi vardı. Gişelerin önünde bariyerlerin yanında duruyorlardı. Bir kuyruk oluyordu önlerinde otomobiller ama sonra açıyorlardı bariyerleri. Herkes bedava geçiyordu. Kornalar çalarak selamlıyorlardı ve zaten neredeyse her üç arabadan ikisinin önünde torpidoya konulmuş ‘Sarı Yelekler’ vardı ve olmayanlarda bir destek el sallaması.
Sonra hemen yolun üstünde bir otoparkta konuşuyorduk Dominik’le.
Biz dün Paris’te eylemlere katıldık. Bazı yerler kırılıp döküldü biraz. Burada nasıl oluyor?
Burada itiş kakış, kırma dökme olmaz. Burada barışçıl şekilde eylemimizi yapıyoruz. Aramızda bazı genç, ateşli arkadaşlar var. Onlar problem çıkarsa da kontrol ediyoruz. Bu yolu her zaman Paris’ten Normandiya gidiş gelişi için kullanırlar. Sarı Yelekliler olmadan burada bir saat beklediğiniz kuyruklar olurdu. Dört dakika blokaj yapıyoruz sadece. Burada bazı bizim arkadaşlar daha fazla keselim diyor ama biz diyoruz ki blokaj blokajdır, ha dört dakika ha daha fazla, bunun pek fazla önemi yok.
Paris’te hafta sonları çok fazla kişi dışarıya, Normandiya’ya kaçıyordu. Pazar günü tam Paris’e dönüş saatiydi. Normalde 1-2 saat trafik tıkanıyordu burada. Sarı Yelekliler varken bu ortadan kalkıyordu. Çünkü gişede para ödetmiyorlardı. Dört dakikalık blokajdan sonra evlerine doğru gidiyorlardı, dedim ya korna çalarak ya da el sallayarak.
Gençler saat tam 5’te yolu açmak istemiyordu. “Biraz biber gazını özledik” diyorlardı. Polisler onlara doğru gidiyorlardı.
Yarın sokakları anlatmaya devam etmek üzere…
Sizce eylemciler apolitik mi? Ki apolitik olan politik değil midir?
Sarı Yelekliler sağcı mı? (METİN YEĞİN-GAZETE DUVAR)