Page Nav

HIDE

DÜNYANIN SESİ

GRID_STYLE

EN YENİLER

SHOW_BLOG

Muhalefet cephesinden şiddete karşı ortak tavır: Kaos AKP’ye yarar!

Mersin’de polisevine düzenlenen saldırı, seçim yaklaşırken 7 Haziran-1 Kasım 2015 arası yaşanan beş aylık şiddet ve kaos ortamını akıllara g...


Mersin’de polisevine düzenlenen saldırı, seçim yaklaşırken 7 Haziran-1 Kasım 2015 arası yaşanan beş aylık şiddet ve kaos ortamını akıllara getirdi. Saldırıya tepki gösteren muhalefet cephesi, AKP’ye bir kez daha seçim kazandıracak bir kaos iklimine karşı herkesi sorumluk almaya çağırdı.

Mersin'in Mezitli ilçesinde önceki gece polisevine düzenlenen saldırıda polis memuru Sedat Gezer yaşamını yitirirken bir polis memuru yaralandı. İçişleri Bakanlığı, polisevinin uzağına bırakılan bir bomba düzeneğinin de kontrollü bir şekilde patlatıldığı, saldırıyı gerçekleştirenlerin PKK'li olduğu ve saldırganlardan birinin isminin Dilşah Ercan olduğunu belirtti. Mersin'deki saldırının ilk anlarına ait ortaya çıkan görüntülerde polisevi önüne gelen bir kadın önce tabanca ile güvenlik noktasına ateş açtı. Ardından kamera kayıtlarına başka bir kadının daha girdiği görüldü. İki saldırgan uzun namlulu silahlarla Tece Polisevi nizamiye nöbet kulübesine ateş açmaya devam etti. O an çıkan çatışma sırasında da kadınlardan birinin yere düştüğü görüntülere yansıdı. Saldırıyı gerçekleştiren Dilşah Ercan’ın öldürüldüğü diğer kişinin yaklandığı belirtildi. Saldırıya ilişkin konuşan AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Teröristler anında hak ettikleri karşılığı buldular" dedi. HDP ve CHP'yi hedef alan Erdoğan, "Bu teröristlerin hangisinin izini takip ederseniz edin ucu ya HDP ya CHP'nin gazeteci, siyasetçi, sivil toplum temsilcisi diyerek sahip çıktığı kesimlere çıkar" ifadelerini kullandı.

BİR KEZ DAHA KAOS ORTAMINA SOKULAMAZ

Saldırıyı kınayan sol partiler 7 Haziran-1 Kasım sürecinde yaşanan şiddet ortamını hatırlatarak herkesi sorumlu davranmaya davet etti. “Türkiye, tarihinin en kritik seçim süreçlerinden birisiyle karşı karşıya” denilen SOL Parti’nin açıklamasında, “İktidarın kutuplaştırmayı ve baskı politikalarını derinleştirmeye, ülkeyi olağanüstü koşullar içinde seçimlere taşımaya çalıştığı açık. Ezilen halkın birliği ve dayanışmasını zayıflatacak; toplumsal kutuplaşmayı derinleştirecek her tür adım iktidar politikalarına su taşımak dışında bir anlam ifade etmez” ifadeleri yer aldı. 7 Haziran’dan 1 Kasım 2015’e yaşanan şiddet ortamının yarattığı sonuçların ortada olduğuna dikkat çekilen SOL Parti açıklamasında, “Ülkemizin böyle bir kaos iklimine bir kez daha sokulmasına karşı herkesi sorumlu davranmaya çağırıyoruz. Bir arada yaşamı zedeleyen her tür girişim karşısında ezilen halkın birliğini ve dayanışmasını geliştirme sorumluluğuyla bu şiddet eylemini kınıyoruz” denildi.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu sosyal medya hesabından taziye mesajı yayımladı. Kılıçdaroğlu’nun paylaşımında şu ifadeler yer aldı: “Mersin’de polisevine yönelik alçakça düzenlenen terör saldırısında şehit olan polis memurumuza Allah’tan rahmet, ailesine başsağlığı ve sabır, yaralanan polis memurumuza ve vatandaşlarımıza acil şifalar diliyor; terörü bir kez daha lanetliyorum. Milletimizin başı sağ olsun.” Diğer muhalefet partileri de saldırıyı lanetlediğini duyuran açıklamalar yaptı.

KARANLIK NOKTALAR HEMEN AYDINLATILMALI

Saldırıya bir tepki de HDP’den geldi. HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar imzalı açıklamada, “Özellikle seçimlere yaklaşmakta olduğumuz bugünlerde ortalığı bulandırmak, yeni bir şiddet dalgasını ve provokasyonları, Haziran-Kasım 2015 dönemindeki gibi kullanmak amacında olanların bu hevesleri karşısında suskun kalınamaz. Demokratik siyaset alanını daraltmak ve işlevsiz hale getirmek amacında olanların bu hesabını boşa çıkarmak hepimizin demokratik görevidir. Mersin’de yaşanmış olan saldırıyı kınıyor ve karanlıkta bırakılan noktaların da aydınlatılmasının gerekliliğini vurguluyoruz” ifadeleri yer aldı. Cezaevinde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da Mersin'deki silahlı saldırıyı kınadığını ifade etti. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Demirtaş, “Siyasetin sorumluluğu, şiddet dışı çözümlerde ısrarcı olmaktır. Ölümleri durdurmaktır. Şiddetin her türlüsüne karşı çıkacağız, demokratik siyasette ısrarcı olacağız. Bunun herkes tarafından net olarak bilinmesini isterim” ifadelerini kullandı.

TİP’ten yapılan açıklamada da “Mersin’de düzenlenen silahlı saldırıyla ülkemizi bir kez daha çatışma atmosferine sokmayı amaçlayanları kınıyoruz” ifadeleri yer buldu. Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan ise yaptığı açıklamada, “Bu tür terör eylemlerinin dün olduğu gibi bugün de işçiye, emekçiye, halka bir faydası olmaz. Bu saldırılar demokrasi mücadelesine ket vurmaktadır. Erdoğan, bu provakatif terör saldırısından muhalefeti suçlayarak siyasi fayda sağlamanın hesabını yapmaktadır'' ifadelerini kullandı.

CHP’Lİ ÖZEL: TERBİYESİZLİĞİN VE HADSİZLİĞİN HESABI YOK!

Polisevine düzenlenen saldırının ardından saldırıyı gerçekleştiren Dilşah Ercan’ın CHP’nin raporunda ‘gazeteci’ olarak yer aldığı iddialarına CHP Grup Başkanvekili Özel’den yanıt geldi. CHP’li Özel, Meclis’te yaptığı basın toplantısında iddialara sert bir dille cevap verdi. Özel, "Terbiyesizliğin, hadsizliğin hesabı yok" dedi. Özel, şu ifadeleri kullandı: “Gazeteciyim deyip bunu ispat edenlere mektup yazmışız. 2012’de buna gelen cevaplardan birini alıyorlar. 2012’de Mehmet Baransu’ya ne diyordunuz? Baştacı bir gazetecinizdi, şimdi terörist. Ekrem Dumanlı, firari terörist. Türkçe Olimpiyatları’nda ayırdığı koltuğa oturuyordunuz. Örneğin Zekeriya Öz, o tarihin en önemli savcısı bugün terörist. Yüksek Askeri Şûra üyesi olarak en yüksek rütbeli darbeci Akın Öztürk bugün terörist. CHP’den 11 yıl önceki raporun hesabını soracaksınız öyle mi? Terbiyesizliğin, hadsizliğin hesabı yok!"

MUHALEFET GÜÇLERİ OLASI ŞİDDET ORTAMINA KARŞI UYANIK OLMALI

Türkiye, tarihinin en kritik seçimlerinden birine giderken Mersin’de gerçekleşen saldırı akıllara “Yeni bir kaos ortamı mı yaratılıyor” sorusunu getirdi. 7 Haziran ile 1 Kasım 2015’te yaşanan 5 aylık süreçte iki bombalı eylem, sınır ötesi operasyon, Türkiye genelinde gözaltı ve tutuklamalar, Doğu ve Güneydoğu kentlerinde sokağa çıkma yasakları, asker, polis ve sivil ölümleri yaşandı. İki seçim arasında yaşananlar sandıkta durumun değişmesine neden oldu. 7 Haziran seçimlerinde tek başına iktidar olamayan AKP, tekrar seçime gitti ve 1 Kasım seçimlerinde yüzde 49 oy alarak tekrar iktidar oldu. 10 Ekim patlamasının ardından dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu, ilk yaptığı açıklamada ‘kamuoyu yoklamalarına göre oyumuz artıyor’ ifadelerini kullanmıştı.

Ülke derin yoksulluk yaşıyor. Kamuoyu yoklamalarına göre iktidar cephesi erimeyi durduramıyor. Halkın büyük çoğunluğu Saray yönetimine yüz çevirirken Erdoğan’ın seçim vaatleri kimsede heyecan uyandırmıyor. Değişim rüzgârı muhalefet blokundan yana eserken seçime kalan süre Türkiye’nin kaderini belirleyecek oranda kritik. 7 Haziran ile 1 Kasım arasında yaşananlardan ders çıkartarak iktidarın siyaseti ve kitleleri yeniden konsolide edebileceği bir kaos ortamına şiddetle karşı çıkmak, barış ortamı içinde sandık güvenliğini sağlayarak kararlılıkla hareket etmek bütün muhalefet güçlerinin ortak görevi.

NE OLMUŞTU?

11 Temmuz 2015: KCK, ateşkesi sonlandırdı.

17 Temmuz 2015: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dolmabahçe Mutabakatı’nı tanımadığını söyledi.

20 Temmuz 2015: Suruç’ta IŞİD’li canlı bomba, kendisini patlattı. 33 kişi hayatını kaybetti.

22 Temmuz 2015: Ceylanpınar’da iki polis, evlerinde uyurken öldürüldü.

23 Temmuz 2015: IŞİD, Kilis’te sınırdan ateş açtı bir astsubay öldü. Diyarbakır’da bir polisi PKK tarafından öldürüldü.

24 Temmuz 2015: TSK uçakları IŞİD hedeflerini ve Kandil’deki PKK kamplarını bombaladı. Polis de Türkiye genelinde IŞİD, PKK ve DHKP-C operasyonu yaptı.

11 Ağustos 2015: Erdoğan, çözüm sürecinin kaldırıldığını açıkladı.

20 Ağustos 2015: Lice’de 4 asker öldürüldü. Bir gün sonra Siirt’te yola döşenen patlayıcılar askeri aracın geçişi sırasında patlatıldı, 8 asker hayatını kaybetti.

22 Ağustos 2015: Şırnak’ta karakola düzenlenen saldırıda Yüzbaşı Ali Alkan hayatını kaybetti. Askerin ağabeyi Yarbay Mehmet Alkan hükümetin savaş politikasına isyan etti.

5 Eylül 2015: Cizre’de sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 20’ye yakın sivil çatışmalarda öldü.

6 Eylül 2015: Dağlıca’daki PKK saldırısında 16 asker öldü.

8-9 Eylül 2015: Iğdır’da gümrük kapısını koruyan polislere yönelik saldırıda 13 hayatını kaybetti.

20 Ekim 2015: Davutoğlu, Van’daki mitinginde “AKP iktidardan indirilirse buralarda terör çeteleri dolaşacak, beyaz Toroslar dolaşacak” diyerek Kürt seçmeni tehdit etti.

10 Ekim 2015: Ankara’daki barış mitinginde iki ayrı bombalı saldırı sonucu 102 kişi hayatını kaybetti. (BİRGÜN)

Hiç yorum yok