HZ. MUHAMMED'İN OKUDUĞU CUMA HUTBESİ
Bugün Cuma hutbelerinde verilen
vaazlara bakıyoruz. Bir de Hz.Peygamber’in vaazlarına bakıyoruz.
Medine’de Peygamber Efendimiz, mescidin içine oturur ve vaaz verirdi. Bu
vaazlardan ikincisi, yani ikinci Cuma hutbesinde “insanları cehenneme
sürükleyen 5 sebepten” bahseder. Nedir bu sebepler, birlikte bakalım;
“Cennetlikler,
adil, muvaffak kılınmış ve muhtaçlardan yardımını esirgemeyenler olmak
üzere üç gruptur. Cehennemlikler ise beş gruptur:
1- Kendisini uygun olmayan davranışlardan alıkoyacak akla sahip olmayanlar.
2- Çocuk ve mal istemeyen aranızdaki taklitçiler.
3- Her şeye heveslenen ve en küçük bir şeye göz diken hamlet.
4- Malınıza ve ailenize sabah akşam hile düşünenler.
5- Kötü ahlaklı, cimri ve yalancılar” buyurdu (İbni Kesir II/35).
Allah Allah! Ne garip değil mi? Oruç tutmayanlar, Namaz kılmayanlar denmiyor. Ne deniyor?
Akılsızlar, mukallitler, muhterisler, hilebazlar, cimri ve yalancılar...
Cennetlikler
ise üç özellik etrafında tanımlanıyor. Adil olanlar (eşit
bölüştürenler), muvaffakiyet sahibi olanlar (bilgi açısından donanmış
olanlar) ve yardımı esirgemeyenler (Maun suresini ihlal etmeyenler).
Ve Allah Elçisi devam ediyor hutbeye;
Ey
insanlar! Bütün zalimlerin kıyamette, yaptığı zulme göre bir bayrağı
vardır. Kuşkusuz zulmün en büyüğü, devlet başkanlarının zulmüdür. Ey
insanlar! Korku, bildiğiniz bir şeyi söylemekten sizi alıkoymasın.
Kuşkusuz cihadın en üstünü, zalim bir sultana karşı doğruyu söylemektir.
Ey insanlar! Dünyanın geçen kısmı yanında, kalan kısmı; içinde
bulunduğumuz günün geçen kısmı yanında, kalan kısmı kadardır (Münavi
II/181).
İşte Allah Elçisi’nin ağzından çıkan “hutbe..” Bakın şu niteliğe, doluluğa. Bakın şu isyana.
Zulmün
en büyüğü, devlet başkanlarının zulmüdür. Korku, bildiğiniz birşeyi
söylemekten sizi alıkoymasın. Kuşkusuz cihadın en üstünü, zalim bir
sultana karşı doğruyu söylemektir...
Aklını ipotekletenler
Peygamberin
sünnetine tabi olmak böyledir. Peygamberin sünnetine tabi oldum
diyerek, sadece sakalını ve saçını taklid etmek gibi bir vaziyete düçar
olanlar, İslam kaynaklarından ne kadar bihaber olduklarını
bilmelidirler...
Bu nedenle sürekli olarak
Allah elçisinin yolundan gittiğini iddia eyleyenleri, Allah Resulü’ne
uymaya, O’nun sünnetine tabi olmaya çağırıyorum. Direnmeyin, İslam olun.
Peygamber’in yaptığını ve söylediğini yapın. Müslüman olun diyorum...
Ağzından
Peygamberin adını düşürmeyen “zalimler” O’nun bu sözlerine kulak
versinler. Yaratılan korku imparatorluğuna karşı, doğruyu haykırsınlar.
Ki o zaman gerçekten de sünnete tabi olup olmadıklarını görelim...
Zamanımızın
“riya örnekliği” budur. İkiyüzlülük ve münafıklık böyledir. Peygamberin
bedensel uzuvlarının taklidi, sözlerinin ve icraatlarının terk edilişi.
İşte temel problem budur.
Birileri hutbe mi
dedi? Peygamberimizin Medine’de okuduğu ilk hutbelerdir bunlar. Diyanet,
bu hutbeleri, Cuma namazlarında “sabit olarak okutmalıdır.” Türkçe bir
biçimde, her Cuma günü, bu hutbe, okutulmalıdır. Bu, zamanın Sultanının
zulmü karşısında, nebevi metodun ihyası için şarttır. Fıkhi olarak,
gereklidir. Aksi taktirde, vebal altında kalacaklardır.
Cuma
hutbelerini “geyik muhabbetine çevirenler” zalimlerin
yardakçılarıdırlar. Memleket talan olmuş yanarken, tırnak kesmenin
saatlerinden bahsetmek, ya da meselemizin dışında kalan hadiseler
ekseninde hutbe okutmak caiz değildir. Bu işe sebep olmak “bel’am” yani
“din tüccarı” yapar adamı.
Unutmayalım, “akılsızlar, aklını ipotekletenler” Cehennem ehlidir. Onlar yeryüzünü cehenneme çevirirler. Akıbetleri de böyledir.
Aklın ve ilmin yolunda, zalim sultanlar karşısında hakikati haykıran yüreklere bin selam olsun..!
EREN ERDEM KİŞİSEL WE SİTESİ