SİLİVRİ'DEKİ BELEDİYECİLİK "KALDIRIM BELEDİYECİLİĞİ"DİR! İki belediye başkan adayıyla yerel seçime girecek olmalarıydı...
SİLİVRİ'DEKİ BELEDİYECİLİK "KALDIRIM BELEDİYECİLİĞİ"DİR!
İki belediye başkan adayıyla yerel seçime girecek
olmalarıydı en çok ilgimi çeken.
"Eşbaşkan" adaylarımız diyorlardı adına. Ve
onları diğer partilerden ayıran en büyük fark da bana göre buydu. Fakat mesele
sadece bununla sınırlı değildi. "Eşbaşkan" adaylarından biri mutlaka
"Kadın"dı.
Kendi deyimleriyle, HDP Silivri Belediye seçimi eşbaşkan
adayları Tuğba Baldaz ve Yusuf Sumeli ile bir süreden beri yapmayı düşündüğüm
röportaja giderken kafamda işte bu düşünceler vardı.
Röportaja oturduğumuzda ilk olarak bu
"Eşbaşkan" adaylığı konusunu sordum.
İşte Tuğba Baldaz'ın söyledikler...
"HDP birçok bileşenden oluşuyor. Sosyalist, Çerkez,
Kürt, sendikalar, aydınlar ve
kadınlar... Erkek egemen toplumda, koltuklar çocuklarla bile paylaşılmazken,
HDP kadınlara yer ve yol açıyor. Eşbaşkanlık kurumunu bu nedenle hayata
geçirdik ve işletiyoruz..."
Baldaz sözünü tamamlayamadan araya giriyor ve kadın aday
meselesinin pratikte "şekilcilik" riskine açık olabileceği
noktasındaki tereddütlerimi soruyorum.
Sorumu diğer eşbaşkan adayı Yusuf Sumeli karşılıyor.
Sumeli bana; bu noktada bir şekilciliğin olmadığını,
eşbaşkan olgusunun içinin doluluğunu ve BDP yapısında da aynı pratiğin hayata
geçirildiğini anlatıyor.
Sumeli devamla; toplumun dokusuna yerleşip kök salmış
olan feodalizmin yıkılmadığının, bu yapının din olgusuyla yan yana geldiğinde
kadının ikinci plana itildiğinin altını çiziyor.
Kadının şahitliğinin bile uzun bir süre kabul edilmediği
bir mirasla devam eden Türkiye'de, kadını, mücadelenin temel taşı konumuna
getirdiklerini belirten Sumeli, tüm yazılı metinlerinde ve pratik mücadeleleri
içinde kadını ön plana aldıklarına vurgu yapıyor. "Her erkeğin arkasında
bir kadın" anlayışının tam tersine, erkekle yan yana bir kadını
savunduklarını söyleyen Sumeli, kadının bu anlamda birleştirici bir güce sahip
olduğunu belirtiyor.
Sumeli'ye göre Kürt özgürlük hareketi, kadını
özgürleştirmiştir ve en önemli özelliklerinden biri de budur.
17 Aralık süreciyle ilgili olarak sorduğum soruma
yanıtları çok net, çok açık...
Her iki aday da, sürecin en belirgin özelliğinin, halkın
din duygularını sömürmek yoluyla kimi yöneticilerin ceplerini doldurması
olduğunun altını çiziyor.
Bu noktada bir çözüm önerileri de var hiç kuşkusuz.
Onlara göre hükümet vakit geçirmeden istifa etmeli ve
erken seçime gidilmeli!
AKP'nin, mağduriyet söylemiyle ve hatta sol-sosyalist
argümanları da kullanarak iki seçimi de kazandığını söyleyen Sumeli, bu yapının
aslında ülkenin ihtiyaçlarını kucaklayacak politikalarının ve stratejilerinin
olmadığını, bu haliyle ülkeyi taşıyamayacağını ve özellikle Kürt halkına dönük
olarak "Red ve İmha" hattından hiçbir zaman ayrılmadığını belirterek
halkın devamlı kandırıldığına vurgu yaptı. Sumeli devamla, halkın kandırılması
noktasında basın ve medyanın üstlendiği rol nedeniyle ülkeye büyük zararlar
verdiğini sözlerine ekledi.
"Eşbaşkan" adaylarının açıklamalarında öne
çıkan diğer tespitleri paylaşmakta yarar var.
Gezi Olayları halka AKP zulmünü gösterdi!
Halk, Gezi Olaylarıyla birlikte "Empati" yapmaya
başladı!
Bu "Empati"nin devamı, Kürt halkı noktasında da
kapsayıcıydı!
Türk Solu 12 Eylül'le birlikte dağıldı, toparlanma süreci
devam ediyor, Türk Solu'nun gücü var!
Türk Solu'nu yanımızda görmek istiyoruz, bu gerçekleşecek
ve "Birlik" sağlanacaktır!
HDP olarak yüzde 95'i kucaklayacağız!
Halkımız, CHP'nin alternatif olmadığını artık görmeli!
Biz bu seçimi bir sıçrama tahtası, bir araç olarak
görüyoruz!
HDP olarak, bütün sol ve sosyalist örgütleri
toparlayacağız!
HDP etnik kimlikli bir parti değil, sosyalist bir
partidir!
HDP içerisinde en çok kitleye sahip parti BDP olduğu için
kamuoyunda yanlış bir algı var!
HDP, Kürt ulusal hareketinin tüm taleplerinin
karşılanmasının taraftarıdır!
Parti olarak bütün ezilen ve sömürülen sınıf ve katmanları
kucaklamak istiyoruz. Başaracağız!
Parti içerisinde 38 bileşen var. BDP de bunlardan biri!
Silivri'de Eğitim-Sen, TTB temsilciliği bize destek
veriyor!
ÖDP, merkez kararı nedeniyle aday çıkardı. İçimize
gelmelerini isterdik. Bu olmadı!
Kürtler özgürleştiğinde, Türk halkı da, diğer bütün
azınlık halkları da özgürleşecek!
Kimse tek başına özgürleşemez, bu noktada demokratik bir
anayasa yapılmaması bir zulümdür!
Devlet uluslararası birçok sözleşmeye imza attı ama
pratikte hiçbirine uymadı!
Bu noktada devlet halkına ihanet ediyor!
Bizim ve sosyalistlerin en önemli eksikliği, MİT yasasını
halkımıza yeterince anlatamamış olmamızdır!
Pratikte CHP ile AKP arasında hiçbir fark yoktur!
CHP, Kürt sorunuyla ilgili olarak AKP'nin elindeki bütün
argümanları almalıydı, bunu yapamadı!
Bizim açımızdan, AKP'nin kaybetmesiyle CHP'nin kazanması
arasında herhangi bir fark yok!
Gelinen noktada AKP Ergenekoncularla, CHP ise Cemaatle
anlaştı!
"Ulus Devletçilik"e karşıyız. En büyük zararı
veriyor. Tek halkın egemenliği olmaz!
Türkiye'den ayrılmanın şartları yoktur. Çünkü artık Kürt
nüfus her yerdedir!
Kürtler "Ayrılmak" isttiyorlarsa, "Ayrılırlar"!
LGBT unsuru bizim bileşenlerimizden biridir.
Biz HDP olarak bu olguya bir "Hastalık" ya da
"Sapma" olarak bakmıyoruz. Bu bir "Tercih"tir!
Kadınlar gibi LGBT'ler de "Ötekileştiriliyor".
Nefret suçlarına karşıyız. Bununla mücadele edeceğiz!
Ülkenin görünümü hakkında bu tespitleri yapan ve çözüm
önerilerini sıralayan Tuğba Baldaz ile Yusuf Sumeli'nin Silivri için de
söyleyecekleri vardı hiç kuşkusuz...
İşte o cümleler...
Silivri'deki belediyecilik "Kaldırım
Belediyeciliği"dir!
Boğluca Islahı artık bir rant kapısı haline
getirilmiştir, bu sorunu biz çözeceğiz!
Kent merkezi ışıltılı ama özellikle kadınlar hava
karardıktan sonra evlerine güvenle dönemiyorlar!
Kadınların şiddet nedeniyle gidebilecekleri bir merkez
yok!
Kadına yönelik şiddet noktasında "Acil Çağrı
Butonu" projemiz var!
Kadına yönelik ve sadece kadınların denetleyebileceği belediye
bütçesini savunuyoruz!
Gençler için kültür merkezi projesini hayata geçireceğiz!
Her mahalleye aşevi ve çamaşırhaneprojemiz kadınların
gündelik yaşamını kolaylaştıracaktır!
Yerelde demokrasiyi sağlamak ve halkı yönetme sürecine
dahil etmek için "Halk Meclisleri" kuracağız!
Kale bölgesindeki tarih katliamını durduracağız. Kale
bölgesini bir kültür bölgesine dönüştüreceğiz!
Silivri bir deniz kenti ama, rant nedeniyle "Deniz
Bitirildi"!
Bir türlü sonlandırılmayan cemevi projesini tamamlamak
öncelikli işlerimiz arasındadır!
KİPA ve benzeri büyük alışveriş merkezleriyle Silivri
esnafını bitirdiler, bunu biliyoruz!
Büyük AVM'ler şehrin içerisinde inşa edilemez!
İlçe Kaymakamı atamayla değil, seçimle gelmeli!
Bingöl örneğini yaşadık, yolu halk kendisi yaptı, yerel
sorunları yine yerelde çözeceğiz!
Yapacaklarımızın kaynağı elbette var. Silivri
belediyesinin bütçesi Diyarbakır'ınkinden daha fazla!
Devletten yardım almıyoruz. Seçim bütçemiz yok. İlçe
genelinde iki seçim aracımız, iki büromuz var!
Tüm seçim giderlerimizi cebimizden ve gönüllü desteklerle
karşılamaya çalışıyoruz!
AKP ve CHP'nin para destekleri olmasa, afiş asacak adam
bulamazlar!
SİLİVRİ HDP BELEDİYE EŞBAŞKAN ADAYI TUĞBA BALDAZ KİMDİR
Van doğumlu. 28 yaşında. Adana'da büyüdü. Sütçü İmam
Üniversitesi Afşin MYO Pazarlama DışTicaret mezunu. Aktif siyasetin bu
biçiminde yeni. HDP'ye bağımsız olarak katıldı. Kendi deyimiyle uzun süredir
devrimci mücadelenin içinde ve "Kızıl Dayanışma Aktivisti"
SİLİVRİ HDP BELEDİYE EŞBAŞKAN ADAYI YUSUF SUMELİ KİMDİR
1960 Siirt Şirvan doğumlu. 1972 yılından beri
İstanbul'da. 1979 yılında öğretmen oldu. TÖBDER'le başlayarak öğretmen
mücadelesinin içerisinde yer aldı. 1984 yılından bu yana Silivri'de yaşıyor.
Piri Mehmet Paşa ilkokulu, Nurullah Baldöktü ilkokulu ve Seymen'de öğretmenlik
yaptı. Emekli olduktan sonra uzun bir süre Fırat Kırtasiye'yi işletti. Evli ve
tiyatrocu bir oğluyla MÜ'de turizm okuyan bir kızı var. Çocuklarının ikisi de
Silivri'de dünyaya geldi. Kendisini Trakyalı olarak kabul ediyor.
RÖPORTAJ: HAYRİ GÜNEL
BU METİN, BİZİM SİLİVRİ GAZETESİNDE DE YAYINLANMIŞTIR.