Sağlık çalışanları pandemiyle boğuşurken gündeme getirilen malpraktis yasa teklifi büyük tepkiye yol açtı. Doktor hatalarına hapis ve yüklü para cezaları öngören düzenlemelere, iktidara yakın kesimler bile karşı çıkıyor...


Vaka sayılarının tırmanışa geçtiği, okulların açılmasının ertelendiği, yeni kısıtlamaların konuşulduğu Türkiye’de, doktor hatalarına daha fazla ceza verilmesini isteyen bir yasa teklifi gündeme geldi. MHP Kahramanmaraş Milletvekili ve halk sağlığı uzmanı Prof. Sefer Aycan tarafından hazırlanan yasa teklifi, iktidarı destekleyenler de dâhil olmak üzere birçok kesimin tepkisini çekti.

Sağlık çalışanlarına hem hapis hem de yüklü para cezaları öngören teklifin, içerik ve zamanlama açısından sorunlu olduğu dile getiriliyor. Kendisi de hekim olan CHP Ankara Milletvekili Servet Ünsal, "Bu gidişle ameliyat yapacak doktor bulamazsınız" diyerek uyardı. İstanbul Tabip Odası seçimlerinde muhafazakâr kanadı temsil eden Hekim Hakları Platformu da, "En kıymet verilmeyen, en çok örselenen meslek grubu haline geldik" diyerek, getirilmek istenen düzenlemelere karşı çıktı.

Malpraktis olarak bilinen "Tıbbi Hizmetlerin Kötü Uygulanmasından Doğan Sorumluluk Kanun Teklifi", 2002 ve 2008 yıllarında da gündeme getirilmişti. Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) hukukçularından avukat Mustafa Güler, "fazlasıyla özensiz" diye nitelediği teklif için "Bütünüyle eskiyi kopyalayıp getirmiş olan bir düzenleme. O tarihlerdeki imlâ hataları bile düzeltilmemiş" diyor.

Malpraktis nedir?

"Malpraktis: Bir meslek mensubunun, mesleğini uyguladığı esnada ortaya çıkan hatalı hareketleri. Türkiye’de daha çok tıp alanında kullanılan bir terim.

Tıbbi malpraktis: Tıp mesleğinin, kurallara ve bilimsel yaklaşıma aykırı şekilde uygulanması ve bunun sonucunda hastada zarar ortaya çıkması."

Hastanın zarara uğraması, her zaman kusurdan kaynaklanmıyor. Bazen kimsenin kusuru/hatası olmadan da tedaviden beklenen yarar/sonuç ortaya çıkmayabiliyor. Dünya Tabipler Birliği ve TTB’nin "Kusur olmaması, zararın giderilmesine engel değildir" dediğini hatırlatan Güler, "Ama teklif bunu söylemiyor. Teklif, ortaya çıkan bütün zararları sanki kusurmuş gibi tarif eden bir yaklaşıma sahip" diyor.

"Hem çok hızlı hem mükemmel olması bekleniyor"

Malpraktisin ise bazen hekimden, çoğu zaman sistemden kaynaklandığını hatırlatan avukat Güler, bütün sorumluluğu hekimlere yüklemenin kabul edilemez olduğu görüşünde:

"Hem çok hizmet üretmesi, bunun çok hızlı yapılması ve sonucunda da mükemmel olması bekleniyor. Bu pek imkân dâhilinde değil. Bunu konuşmadan, sistem üzerinde herhangi bir düzenlemeye gitmeden, sonuçları üzerinden bir yere varamayız."

Türkiye'de hekimler bir hastaya ortalama beş dakika ayırabiliyor. Bu süre içinde şikâyetleri dinleyip, muayene edip, teşhis koyarak tedavi planlamak zorunda. Hekimlerin zaten çok fazla soruşturma, şikâyet ve sorgulamayla karşı karşıya kaldığını ve yapayalnız bırakıldığını savunan Güler, şu görüşleri dile getiriyor:

"Türkiye’de hekim devasa bir iş yüküyle uğraşıyor. Bunu görmezden gelen mükemmeliyetçi yaklaşım doğru bir yere oturtmuyor. Durum zaten kötü, Sefer Aycan’ın sunduğu teklifle daha kötüye gideceğinden kaygı duyuyoruz."

"Sigorta şirketlerini koruyor"

Malpraktis konusundaki mevcut uygulamada, hekimler ve diş hekimleri zorunlu mesleki sigorta yaptırıyor. Özel sigorta şirketlerine ödenen primlerin yarısını hekim, yarısını da işveren ödüyor. Teklifte işveren bundan muaf tutularak primlerin tamamını hekimin ödemesi istenirken kapsam da genişletiliyor. Buna göre hemşire, biyolog, eczacı, veteriner, diyetisyen, sağlık memuru, protezci, optisyen gibi sağlık çalışanlarının tümüne zorunlu mesleki sigorta öneriliyor. Güler, "Bütün bunları kapsam içine aldığınız zaman devasa bir sigorta primi ortaya çıkar" diyor.

"Komplikasyon mu çıktı, yandın"

CHP Ankara Milletvekili Dr. Servet Ünsal, Aycan’ın teklifini "meslektaşlarına kin kusulan bir taslak" diye tarif ediyor. "Hastanın zarara uğramasını önlemek değil, ortaya çıkan zararı birinin sırtına yüklemek, bunu yaparken de sigorta şirketlerini koruyup sağlık çalışanlarını cezalandırmak için hazırlanmış gibi" diyerek, şu örnekleri veriyor:

"Eğer doktor, hasta dosyasını iyi hazırlamadıysa 1 yıldan 3 yıla kadar hapis, 50 bin liradan 100 bin liraya kadar para cezası.

Diyelim ki hasta geldi, kalça protezi takılacak. Hastanede yok, zaten genelde yok, dışarıdan temin ediliyor. Hasta yakını nereden alayım diye bana sordu, bir an evvel alıp geleyim dedi. Ben de tarif ettim; yolun karşısında lokanta var, yanında da üç tane medikalci, hangisinde bulursan oradan al. Bunu dediysem zaten hapı yuttum! Vay efendim ‘Doktor firmadan çıkar sağladı’ diyerek, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası veriliyor bana! Yetmiyor, beş bin ile on bin lira arasında da ağır para cezası. Komediye bakar mısınız?

Ameliyat ettin, komplikasyon çıktı. Kalp ameliyatı yaptın, hasta öldü. Bir sürü yan etkiler var. Hapı yuttun! Al sana üç beş yıl hapis cezası, peşinden de bir trilyon ceza. Bütün ömür boyu kazandığın yetmez, senden sonra gelenler, çocukların da borçlu olur."

"Kimse tapu memuruna dava açmıyor"

Yasa teklifi, iktidar partilerine yakın kesimler tarafından da tepkiyle karşılandı. Bu hafta sonu   yapılacak İstanbul Tabip Odası seçimlerinde muhafazakâr grubun temsil edildiği Hekim Hakları Platformu da teklifin kabul edilemez olduğunu bildirdi. Platform sözcüsü Dr. Ahmet Erçek, "Herkes yandaş diyor ama biz doğru bildiğimizi ifade ederiz. Malpraktis yasası tamamen bir garabettir. Değil AK Parti, kim getirirse getirsin karşısındayız. Ben AK Parti’ye oy veriyor olabilirim ama gerçeği görmezden gelemem" dedi.

Hekimlerle ilgili son 10-15 yılda gerçek bir sıkıntı olduğunu dile getiren Erçek, "Hiçbir meslek erbabı hekimler kadar hor görülmüyor, ötelenmiyor, örselenmiyor" dedi. Tapu memuruna, mali müşavire, karakoldaki polise, trilyonluk sözleşmelere imza atan bürokratlara kimse dava açmazken hekimlerin hem yüklü tazminat davalarına hem de şiddete maruz kaldığını söyleyen Erçek, "Bu meslek artık yapılamaz hale geldi" diyor.

Yasa teklifine karşı 19 maddelik şerh yazdıklarını hatırlatan ve sistemin hekimi yalnız bıraktığını savunan Erçek şunları söyledi:

"Mesela bir ameliyat için 400 bin ödeniyorsa, bunun 40’ı hekimin, gerisini hastane alıyor. Ama bir sorun çıktığında hekimi yalnız bırakıyor. Bütün sorumluluk hekimde. ‘Git, dava mı açıyorsun, ne yapıyorsan yap’ diyor. Tazminata muhatap olan hekim. Devlet hastanelerinde bu riski alan doktor kalmadı. Böyle giderse on sene sonra kanser bile olsan kimse seni ameliyat etmeyecek."

TTB, teklifte öngörülen olumsuz düzenlemelerin çıkmaması için çaba gösterildiğini, her şeye rağmen yasalaşırsa da hukuki yollara başvuracağını bildirdi.

DW Türkçe'nin ulaştığı MHP Kahramanmaraş Milletvekili Prof. Sefer Aycan ise hazırladığı teklifin henüz Meclis gündemine gelmediğini belirterek ilerleyen günlerde açıklama yapacağını kaydetti.

(Emine Algan - Deutsche Welle Türkçe)
Daha yeni Daha eski