“Kızıl Goncalar” dizisiyle birlikte tartışma konusu olan tarikatlar zaten hiç gündemden düşmüyor. Türkiye’de tarikatlar hep güçlüydü ve bu güç günümüzde daha da hissedilir oldu.

Türkiye'de devlet kurumlarında tarikatların gücü, son yıllarda giderek artıyor. Bunun başlıca nedenleri arasında, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) tarikatlara yakınlığı, tarikatların kendi içlerinde örgütlenme kapasitelerinin artması ve tarikatların devlet kurumlarında nüfuz sahibi isimlere sahip olması sayılabilir.

AKP, iktidara geldiği 2002 yılından bu yana, tarikatlarla yakın ilişkiler geliştirdi. Bu yakınlık, AKP'nin tarikatların desteğini almak ve kendi iktidarını sağlamlaştırmak amacıyla olduğu şeklinde yorumlanıyor.

Tarikatlar, kendi içlerinde örgütlenme kapasitelerini artırarak, devlet kurumlarında nüfuz sahibi olmaya başladı. Bu, tarikatların kendi üyelerini devlet kurumlarında istihdam ederek, bu kurumlara nüfuz etmelerini sağlıyor. Tarikatlar, ayrıca, devlet kurumlarında görev yapan memurları kendi çıkarları doğrultusunda etkilemek için de çalışıyor.

Tarikatların devlet kurumlarında nüfuz sahibi isimlere sahip olması, onların gücünü artırıyor. Bu isimler, devlet kurumlarında önemli görevlerde bulunarak, tarikatların çıkarlarını savunuyor. Tarikatların devlet kurumlarında nüfuz sahibi isimlere sahip olması, onların devlet üzerindeki etkisini artırıyor.

Türkiye'de devlet kurumlarında tarikatların gücü, aşağıdaki alanlarda kendini gösterir:

Tarikatlar, eğitim alanında önemli bir güce sahip. Tarikatlara bağlı okullar, dershaneler ve kurslar, Türkiye'de önemli bir öğrenci potansiyeline sahiptir. Bu okullarda, tarikatların ideolojisi ve değerleri öğrencilere aşılanıyor.

Tarikatlar, sosyal yardım alanında da önemli bir rol oynar. Tarikatlara bağlı vakıflar ve dernekler, ihtiyaç sahiplerine yardım sağlar. Bu yardımlar, tarikatların toplumdaki nüfuzunu artırır.

Tarikatlar, siyaset alanında da önemli bir güce sahiptir. Tarikatlara bağlı isimler, siyasette önemli görevlerde bulunur. Bu isimler, tarikatların çıkarlarını savunur.


Tarikatların İslamiyet'teki yeri 

Türkiye'de devlet kurumlarında tarikatların gücünün artması, bir dizi soruna yol açıyor. Bu sorunlar arasında, laikliğin zedelenmesi, demokrasinin gerilemesi ve yolsuzlukların artması sayılabilir.

Tarikat, İslam'da Allah'a ulaşma ve onu tanıma yollarından biridir. İslamiyet'te, İslamiyet'in kalbi boyutu üzerinde duran ve "kalbin fıkhı" diye nitelenen tasavvuf öğretisinin (terbiyesinin) uygulandığı düzenli kurumsal yapılar olarak tarif edilir.

Tarîk Arapçada "yol" demektir. Tarîkat ise bu kelimenin çoğuludur ve "yollar" manasına gelir. Mezhep kelimesi Arapça “gitmek” fiilinden türemiş olup anlam olarak benzer. Tarikat tasavvuf için yol, mezhep ise şeriat için yol demektir.

Tarikatların İslamiyet'teki yeri konusunda farklı görüşler vardır. Bazıları, tarikatların İslam'ın bir parçası olduğunu ve İslam'ın ruhunu temsil ettiğini savunurlar. Diğerleri ise, tarikatların İslam'ın dışında bir olgu olduğunu ve İslam'ı bozduğunu savunurlar.

Tarikatlar Hz. Peygamber'in ölümünden sonra ortaya çıktı. Hz. Peygamber'in ölümünden sonra, müminler arasında manevi bir boşluk oluşmuştu. Bu boşluğu doldurmak için, bazı kişiler tarikatlar kurmaya başladı.

Tarikatların İslam'ın özüne uygun olmadığını savunan görüşe göre,

Tarikatlar, İslam'ın temel öğretilerinden sapmalara yol açtı.

Tarikatlar, siyasi ve ekonomik güç elde etmek için kullanıldı.

Tarikatlar, toplumda kutuplaşmaya neden oluyor.

Tarikatlar ve cemaatler

Tarikatlar, bir şeyh (mürşid) tarafından yönetilir. Mürid, şeyhe bağlanarak onun rehberliğinde tasavvuf yolunu yürümeye başlar. Tarikatlarda, zikir, sohbet, halvet ve seyr-i süluk gibi uygulamalar yapılır.

Türkiye'de birçok tarikat bulunuyor. Bu tarikatlar arasında, Nakşibendi, Kadiri, Mevlevi, Halveti, Rufai tarikatları sayılabilir.

Ayrıca cemaatler de var. Dini cemaat, aynı dini inançları paylaşan insanların oluşturduğu topluluktur. Dini cemaatler, genellikle bir ibadethane veya diğer dini mekanlar etrafında örgütlenirler. Dini cemaatler, üyelerine manevi bir destek, dini eğitim ve sosyal bir ağ sağlarlar. Örneğin,İsmailağa Cemaati, Mahmut Ustaosmanoğlu tarafından 1954 yılında İstanbul Fatih'te Çarşamba semtindeki İsmailağa Camii merkez olmak üzere kurulan, Nakşibendiliğin Halidî koluna bağlı bir cemaattir.

Tarikatlar, günümüzde de Türkiye'de önemli bir toplumsal güç olarak varlığını sürdürmektedir. Tarikatlar, Türkiye'de dini, sosyal ve siyasi alanda önemli bir rol oynarlar.

Sosyolojik olarak tarikatlerin güçlü olmasının birçok nedeni vardır. Bu nedenleri şu şekilde sıralayabiliriz:

Tarikatlar, üyelerine sosyal ve ekonomik güvence sağlayarak güçlü bir çekim merkezi oluştururlar. Tarikatlar, üyelerine maddi yardım, iş imkânı, eğitim, sağlık gibi konularda destek sağlarlar. Bu durum, özellikle ekonomik krizler ve sosyal adaletsizliklerin yaşandığı dönemlerde tarikatların güçlenmesine neden olur.

Tarikatlar, üyelerine kişisel gelişim ve tatmin imkânı sunarlar. Tarikatlar, üyelerine manevi bir rehberlik, dini eğitim ve ahlaki değerler kazandırırlar. Bu durum, özellikle modern hayatın karmaşıklığından ve stresinden bunalan insanların tarikatlara yönelmesine neden olur.

Tarikatlar, üyelerine toplumsal aidiyet duygusu kazandırırlar. Tarikatlar, üyelerini bir aile gibi kabul ederler ve onlara bir aidiyet duygusu verirler. Bu durum, özellikle yalnızlık ve yabancılaşma duygusu yaşayan insanların tarikatlara yönelmesine neden olur.

Tarikatlar, siyasi ve ideolojik güç sahibi olmak için çabalarlar. Tarikatlar, kendi ideolojilerini yaymak ve siyasi hedeflerine ulaşmak için etkili bir araçtır. Bu durum, özellikle siyasi istikrarsızlık ve kutuplaşmanın yaşandığı dönemlerde tarikatların güçlenmesine neden olmaktadır. Türkiye’de özellikle 1980 darbesinden sonra tarikatlar güçlerini daha da artırmışlar.

Türkiye'de tarikatların güçlü olmasının özel nedenleri de vardır:

Osmanlı Devleti'nde tarikatlar önemli bir yere sahipti. Tarikatlar, Osmanlı Devleti'nin siyasi ve sosyal yapısında önemli bir rol oynadılar. Cumhuriyet döneminde de Tarikatlar bu güçlerini devam ettirdiler.

Türkiye'de dinî hassasiyetlerin yüksek olması, tarikatların güçlenmesine neden oluyor. (ARSLAN ÖZDEMİR - BİANET)

Daha yeni Daha eski