Can Atalay, hakkındaki AYM kararına ilişkin konuştu: Tahliye edilmemi bekliyorum!

Gezi Davası kapsamında hapis cezası verilen TİP Hatay Milletvekili Can Atalay, AYM'nin "milletvekilliğinin düşürülmesinin yok hükmünde olduğuna" ilişkin kararına dikkat çekerek, "Anayasa açık hükümlerinin uygulanmasını, zaten kaybettiğimi hiçbir zaman düşünmediğim vekilliğimin yeniden tanınmasını, hakkımda art arda verilen hak ihlalleri kararlarının doğal sonucu olarak tahliye edilmemi bekliyorum" dedi.


Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) Hatay Mİlletvekili seçilen ancak vekilliği hukuksuzca düşürülen Can Atalay, Anayasa Mahkemesi'nin "milletvekilliğinin düşürülmesinin yok hükmünde olduğuna" ilişkin kararını anımsatarak, hakkındaki AYM kararının gereklerinin ivedilikle uygulanmasını istedi.

Atalay, sosyal medya hesabı "X" üzerinden yaptığı paylaşımda, milletvekilliğinin "olmayan hükümlerle", "olmayacak işlemlerle" düşürüldüğünü anımsattı. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Anayasa'nın çiğnenmesine ortak edildiğini söyleyen Atalay, "Tepkim, itirazım, uğradığım haksızlığın yanı sıra ülkemize yaşatılan "anayasal kriz"dir. Kimin hangi hakkı, hangi yetkiyi nasıl kullanacağının öngörülemediği; kuralsızlığın egemen olduğu bu halin memlekete vereceği zararlardan ülkem adına endişe duydum" ifadelerini kullandı.

Anayasa Mahkemesi’nin, "milletvekilliğinin düşürülmesinin yok hükmünde olduğuna" ilişkin kararını hem kendisi hem de Türkiye için çok önemli bulduğunu ifade eden Atalay, "Anayasa açık hükümlerinin uygulanmasını, zaten kaybettiğimi hiçbir zaman düşünmediğim vekilliğimin yeniden tanınmasını, hakkımda art arda verilen hak ihlalleri kararlarının doğal sonucu olarak tahliye edilmemi bekliyorum" dedi.

Atalay'ın paylaşımı şöyle:

"Anayasa’nın açık, hiçbir kuşkuya yer bırakmayan hükümlerine karşın “olmayan hükümlerle”, “olmayacak işlemlerle” seçilmiş bir milletvekilinin milletvekilliğini “düşürdüler”. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni Anayasa’nın açıkça çiğnenmesine ortak ettiler. Tepkim, itirazım, uğradığım haksızlığın yanı sıra ülkemize yaşatılan “anayasal kriz”dir. Kimin hangi hakkı, hangi yetkiyi nasıl kullanacağının öngörülemediği; kuralsızlığın egemen olduğu bu halin memlekete vereceği zararlardan ülkem adına endişe duydum.

Anayasa Mahkemesi’nin bir kez daha gelişmeyi hukuk zeminine çekme kararını hem kendim hem de ülkem için çok önemli buluyorum. Milli iradeye ve kolu bacağı budanmış dahi olsa demokrasiye zerre saygısı olanlar memlekete daha fazla zarar vermemelidir.

"ARTIK SÖZ KONUSU OLAN MECLİS'İN SAYGINLIĞI"

Artık söz konusu olan meclisin hukukudur. Artık söz konusu olan meclisin saygınlığıdır. Artık söz konusu olan meclise talimatla işlem yaptırılmasına itirazdır. Anayasa Mahkemesi Kararı’nın derhal uygulanarak hukuka dönülmesini, Anayasa açık hükümlerinin uygulanmasını, zaten kaybettiğimi hiçbir zaman düşünmediğim vekilliğimin yeniden tanınmasını, hakkımda art arda verilen hak ihlalleri kararlarının doğal sonucu olarak tahliye edilmemi bekliyorum.

Yenileyerek diyorum ki: Anayasa Mahkemesi kararının gereklerinin ivedilikle uygulanmasını, Anayasa’nın açık hükümlerine daha fazla direnilmemesini, zaten hiç düşmediği tespit edilen milletvekilliğine ilişkin tüm prosedürün yerine getirilmesini, Anayasa Mahkemesi’nin konu ile ilgili üç kararının doğal ve zorunlu sonucu olarak bekliyorum." (BİRGÜN)

Blogger tarafından desteklenmektedir.